Ankara Şehir Hastanesi'nde yoğun bakımlar alarm veriyor: Birden çok salgın hücum halinde
Salgın hastalıklardaki artış nedeniyle Ankara Şehir Hastanesi'nde yoğun bakımların doluluk oranı yüzde 90'a ulaştı. Hastanenin Yoğun Bakım Sorumlusu Prof. Dr. Sema Turan, yoğun bakımlardaki doluluğun hem influenza hem de Covid-19 taşıyıcısı olan hastalardan etkilendiğini açıkladı.
Türkiye'nin en büyük hastanelerinden olan Ankara Şehir Hastanesi'nde yoğun bakımlarda doluluk oranı yüzde 90'a kadar ulaştı. Hastanedeki yoğunluk sebebinin ise son dönemde artış görülen viral salgın hastalıklar olduğu belirtildi.
Son aylarda maske kullananların sayısında görülen artış ve klasik kış gribinden daha ağır atlatılan hastalıkların sık yaşanması, hastanelere başvurularda ciddi bir yoğunluğun oluşmasına neden oldu.
Yoğun bakım doluluğunun arttığı hastanelerden birisi olan Ankara Şehir Hastanesi Yoğun Bakım Sorumlusu Prof. Dr. Sema Turan, "Çoklu viral etkenlerle mücadele ediyoruz. Aynı anda hem influenza pozitifliği, hem Covid-19 pozitifliği olan hastalarımız var." dedi.
"TEK BAŞINA BİR VİRAL ENFEKSİYON YOK"
Turan, "Özellikle viral enfeksiyonları ek hastalığı olan bireyler geçirdiğinde yoğun bakım ihtiyaçları özellikle oluyor. Biz de onlara hizmet vermeye devam ediyoruz. Acil servislerimize çok sayıda viral enfeksiyonlu hasta geliyor. Üst solunum yolu enfeksiyonu oluyor çoğunlukla. Bu, mevcut hastalık özellikle birey yaşlıysa ya da ek hastalığı varsa onları daha ağır etkiliyor. O durumda da yoğun bakım ihtiyacı duyabiliyorlar. Şu anda aslında diğer Covid-19 salgın döneminden farklı olarak ileri yaş grubunda viral enfeksiyonlar ağır seyrediyor. Tek başına bir viral enfeksiyondan bahsetmek doğru olmaz. Çünkü şu anda yaygın olarak aslında influenzayı görüyoruz, RSV'yi görüyoruz. Yine Covid-19'u da beraberinde görebiliyoruz.
HEM INFLUENZA HEM RSV GÖRÜLÜYOR
Aslında çoklu viral etkenlerle mücadele ediyoruz. Aynı anda hem influenza pozitifliği, hem Covid-19 pozitifliği olan hastalarımız var. Gelen 10 hastamızdan 1 ya da 2 hastamızda durum bu şekilde gerçekleşiyor. Tek başına değil, 2'li halde karşımıza gelebiliyorlar. Tabloyu bazen Covid-19 kötüleştiriyor, bazen de influenza kötüleştiriyor. Ama altta yatan hastalık burada çok önemli bir belirleyici. Diyelim ki hasta KOAH'lı ya da kalp yetmezlikli ya da kontrolsüz bir diyabeti var, bu grupta tablo daha ağır seyredebiliyor" diye konuştu.
KAPALI ALAN HASTALIKLARI YAYIYOR
Prof. Dr. Turan, her yıl ocak- şubat- mart aylarında yoğun bakım hasta sayısının arttığını ifade ederek şöyle konuştu:
"Bu dönemde pandemi öncesi viral enfeksiyonlarda yaşadığımız durumu yaşıyoruz. Evet; sayılar arttı ama mevcut yataklarımızla bu hastalara hizmet verebilir durumdayız. Biz Covid-19 durumunda var olan yatak sayımızı özellikle yoğun bakım adına çok arttırmıştık. Onlar pandemi döneminin izleriydi. Ama şu anda eski kış aylarında yaşadığımız durumu yaşıyoruz.
Kış ayları enfeksiyonların yaygın olduğu aylar. Bu aylarda yoğun bakıma ihtiyaç duyan hastalar olabilir. Sonbahara göre yüzde 50'den fazla artış söz konusu yoğun bakımlarda. Çünkü sonbahar aylarında aslında etkenler kendini göstermeye başlar; ama kış aylarına girdiğimizde havaların soğumasıyla birlikte kapalı alanlarda geçirilen vakitler, bireylerin birbirine çok yakın teması hastalığı bulaştırıyor. Şu an bizim genel yoğun bakıma adına 250 yoğun bakım yatağımız var. Yoğun bakımlarımız yüzde 85-90 oranında dolu zaten. İyileşen hastalarımızı gönderiyoruz. İhtiyaç duyanları alıyoruz. Böyle bir hızlı tempoda çalışıyoruz. Ayrıca bu dönemde Covid-19 halen yaşlı hastalarımızı olumsuz etkilemeye devam ediyor. Eğer Covid-19 PCR pozitifse ve akciğer tutulumu varsa bu hastalar yoğun bakım ihtiyacı duyuyorlar. Nadir de olsa Covid-19 virüsüne bağlı olarak genç hastalarımızın yatışı da olabiliyor."