'Canlı Bomba Gibiyim' Diyordu, Bir Anda Hayatı Değişti...obeziteden Tüp Mide Ameliyatıyla Kurtuldu
'Canlı bomba gibiyim' diyordu, bir anda hayatı değişti.
'Canlı bomba gibiyim' diyordu, bir anda hayatı değişti...Obeziteden tüp mide ameliyatıyla kurtuldu
Obeziteden ameliyatla kurtulan Melek Sultan Üstünel:
"Nasıl kalp rahatsızlığı ve kanser hastalığına maruz kalmış kişilerle dalga geçilmemesi gerekiyorsa obezite hastalarına da aynı duyarlılığın gösterilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum"
"Bir mağazaya gidince kapıdan içeri girer girmez 'sana göre bir şey yok' gibi cümlelerle karşılaşıyordum. Evin işini yaparken salonu süpürüyorsam üç kez oturuyordum. Bulaşık makinesini boşaltacağım zaman sandalyeye oturarak bu işlemimi gerçekleştiriyordum. En sonunda böyle canlı bomba gibi yaşamaktansa ameliyat olmayı tercih ettim ve bunu verdiğim en güzel karar olarak görüyorum"
"Kendi başıma yaptığım diyetle sağlığımla oynamışım, günde bir kase yoğurt ve bir domatesle 138 kilodan 52'ye düştüm ama sağlığım gitti"
"Rahatça mayo ve bikini giymek istiyorum"
İZMİR - İzmir'de yıllarca kilolarında kurtulmak için başvurmadığı yöntem kalmayan Melek Sultan Üstünel, "Kendimi canlı bomba gibi hissediyordum, öyle yaşamaktansa tüp mide ameliyatı olmayı tercih ettim ve bu verdiğim en güzel karar oldu. En büyük hayalim rahatça mayo giyebilmek" dedi.
İzmir'de yaşayan 40 yaşındaki Melek Sultan Üstünel, çocukluğundan bu yana hep kilo vermek için mücadele etti. Kilolarından kurtulmak için başvurmadığı yöntem kalmayan Üstünel, fazlalıkları olan yarışmacıların diyet ve egzersizle kilo vermeleri için düzenlenen televizyon programına bile katıldı. Kendi uyguladığı diyet ile 138 kilodan 52 kiloya düşen ancak sağlığını kaybetme noktasına gelen genç kadın, eski kilosundan daha fazla kilo alarak hayatı kabusa döndü. 175 kiloya kadar ulaşan ve yaşamı gittikçe zorlaşan Melek Sultan Üstünel, kıyafet almak için gittiği mağazalarda da daha kapıdan çevrilince büyük üzüntü yaşadı. Yaşadıklarını kaldıramayan genç kadın, mide ameliyatı ile adeta hayata yeniden döndü. 4 ayda 175 kilodan 135 kiloya düşerek 40 kilo veren ve kilo vermeye devam eden Üstünel'in en büyük hayali ise hayatı boyunca giyemediği mayo ve bikini giymek.
"Kendimi canlı bomba gibi hissediyordum"
Obezite ile mücadele ederken çok zorluk yaşadığını ve insanların obezite konusunda bilinçlenmesi gerektiğini ifade eden Üstünel, "Kendi başıma yaptığım diyetler sürekli kilo alıp vermeme neden oldu. Buna artık bir son vermek istedim çünkü hayatın elimden kayıp gittiğini düşündüm. Hayat bir kere çok zor, sadece kendi yaşadığınız zorluklar değil aynı zamanda çevre faktörüyle beraber zor. Kalp rahatsızlığı ve kanser hastalığına maruz kalmış kişilerle nasıl dalga geçilmemesi gerekiyorsa obezite hastalarına da aynı duyarlılığın gösterilmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Çevresel faktörlere değinecek olursak; obezite hastası biri zaten ürkek bir tavırla dışarıya çıkıyor, karşıdan aldığı elektrik seni ve çevrendekileri rahatsız ediyor kısacası herkes etkileniyor. Bir mağazaya gidince kapıdan içeri girer girmez 'sana göre bir şey yok' gibi cümlelerle karşılaşıyordum. Evin içinde yaşadıklarıma değinecek olursam; 175 kiloydum artık nefes alamıyor, hareket edemiyordum. Mesela evin işini yaparken salonu süpürüyorsam üç kez oturuyordum. Bulaşık makinesini boşaltacağım zaman sandalyeye oturarak bu işlemimi gerçekleştiriyordum. En sonunda böyle canlı bomba gibi yaşamaktansa ameliyat olmayı tercih ettim ve bunu verdiğim en güzel karar olarak görüyorum. 4 ay sonunda 40 kilo verdim" dedi.
"Yeni midemle obezite hastalığını yeneceğim"
Daha önce zayıflamak için birçok yöntem deneyen genç kadın, "Ben çocukluktan beri obez olan bir insanım. Kendi başıma yaptığım diyetlerle 138 kilodan 52 kiloya kadar düştüm. Daha sonra bir televizyon yarışma programına katıldım orda da spor ve diyetle 38 kilo verdim. Ancak her seferinde verdiğim kiloları geri alıyordum çünkü bu süreçlerin hiç birisi bu hastalığı kökünden kopartmıyordu. Bu hastalığı kökünden halledebilecek bir şey gerekiyordu, bu da size yeniden bir midenin bahşedilmesi, bozulmuş olan bir şeyin tamir edilmiş olarak size tekrar geri dönmesi. Yeni midemle obezite hastalığını yenmeyi hedefliyorum" ifadelerini kullandı.
"Bir kase yoğurt ve bir tane domatesle 2 buçuk yıl yaşadım"
Obezite konusunda kişinin mutlaka kendi başına diyet uygulamamasını vurgulayan Melek Sultan Üstünel, tavsiyelerde bulunarak şunları söyledi:
"Herkese kesinlikle şunu tavsiye ediyorum; insanlar kendi başına diyet yapmamalılar. İlk önce bunun bir hastalık olduğunu kabul etmeliler tıpkı diğer hastalıklar gibi. Ben kendi başıma bir diyet yaptığımda bir kase yoğurt ve bir tane domatesle 2 buçuk yıl yaşadım. Hiçbir şey olmaz diye düşünürken aslında daha çok sağlığımla oynuyormuşum ve hiçbir şeyin farkında değilmişim. Obezite ciddi bir rahatsızlık, başıboş bırakılacak bir hastalık türü değil. Kendi başınıza bir şeyler yapmaya kalkışmayın mutlaka doktor kontrolüyle bu süreci başlatın."
"Rahatça mayo ve bikini giymek istiyorum"
Obezite ile mücadele eden ve tek dileğinin hayatı boyunca giymek istediği mayosu olduğunu altını çizen Üstünel, "Şuanda tek istediğim, dileğim istediğim kiloya inmek ve fit bir görüntüye sahip olmak bunun içinde gerçekten çabaladığımı düşünüyorum. Spor yaparak bu süreci desteklemeye çalışıyorum. Denize girerken bütün hayatım boyunca çok zorlanarak girdim. Rahatça bikini ve mayomu giyip fit bir görüntüye sahip olmak, kazandığım sağlığımı daha da kazanmak istiyorum" dedi.
"Hasta ve hekim uyumuyla zafer kaçınılmaz oluyor"
Genç kadının kendilerine 175 kilo ile başvurduğunu söyleyen Ege Şehir Hastaneleri Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Özgün Akgül, "Hastamız daha önce zayıflama yöntemlerini denemiş ancak başarılı olamamıştı. Biz de ameliyata uygun olup olmaması konusunda sorularımızı sorduk ve hazırlık süresine geçtik. Önce iki haftalık karaciğer küçültücü diyet uyguladık iki hafta sonrasında check up yaptık ve ameliyata uygun bulduk böylece ameliyat programını başlatmış olduk. Ameliyat ortalama bir saat sürdü. Ameliyat sonrası takiplerimiz ve testlerimiz ardından hastamızı bir gün gözlemleyip, her şeyin yolunda olduğunu görünce ikinci gün hastamızı taburcu ettik" diye konuştu.
Uyguladıkları diyet hakkında bilgiler veren Op. Dr. Akgül, "Hastamız ilk bir ay kendisi için özel hazırlanmış diyete başladı. İlk 15 gün sıvı diyet, sonrasında püre diyet şeklinde kontrol altında diyet programını başlattık. Birinci aydan sonra katı gıdaya geçtik ve bu süreçte çeşitli kan tahlilleriyle hastamızı sürekli kontrol altında tuttuk. Melek Hanım gerçekten zayıflamayı isteyen, bunun içinde her şeyi yapacağına emin bir tavırla buraya geldi. Şuan tedavinin dördüncü ayındayız yaklaşık 39 kilo vermeyi başardık. Bu süreçte hasta ve hekimin uyumunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Birbirine anlayışlı, zaman ayıracak şekilde uyum içinde çalışıldığı zaman zafer kaçınılmaz oluyor" dedi.
"Aç kalarak zayıflanamaz"
Obezite hastalığında tek başına kilo vermenin zor bir süreç olduğunu dile getiren Op. Dr. Akgül, "Obeziteyi ciddiye alıp bir hastalık olduğunu unutmamak, bir doktor veya diyetisyen kontrolünde tedaviyi almak gerekiyor. Melek Hanım'ın ilk yaptığı şey kontrolsüz bir şekilde aç kalarak diyet yapmaya çalışmış ancak vücudumuz bu şekilde çalışmıyor. Aç kalarak zayıflayamayız. Az ve düşük kalorili beslenerek, spor yaparak, hekim kontrolünde ve vitamin seviyeleri analiz edilerek ancak zayıflayabiliriz" ifadelerini kullandı.