Palmiye Yağının Sağlık ve Çevre Üzerindeki Etkileri
Çikolatadan cipse kadar birçok işlenmiş gıdanın yanı sıra temizlik ve kozmetik ürünlerinde de karşımıza çıkıyor.
Palmiye yağı, dünyada en fazla kullanılan bitkisel yağ.
Çikolatadan cipse kadar birçok işlenmiş gıdanın yanı sıra temizlik ve kozmetik ürünlerinde de karşımıza çıkıyor.
Ancak Avrupa Gıda Güvenliği Kurumu'na (EFSA) göre kanser riski taşıyor olabilir.
Öyle ki Avrupa Birliği, 2014 yılında çıkardığı bir yasayla gıda ürünlerinde palmiye yağı kullanıldığının belirtilmesini zorunlu hale getirdi.
Ancak bu kural kozmetik ürünleri için geçerli değil.
Bu yüzden kullandığınız şampuan, sabun ya da rujda palmiye yağı olup olmadığını bilmeniz mümkün değil.
Peki palmiye yağı nedir? Nasıl üretilir? Hangi ürünlerde bulunur?
Palmiye yağı nedir?
Palmiye yağı, bir tür palmiye olan "Elaeis guineensis" ağacının meyvelerinden üretiliyor.
Dünyada yağ üretimi için en verimli bitki olduğu belirten bu palmiye türünün yüzde 90'ı Endonezya ve Malezya'daki ekili alanlarda bulunuyor.
Palmiye ağaçları, kökenleri Batı Afrika'ya dayansa da yağış ve sıcaklığın yüksek olduğu Asya ve Amerika kıtalarının farklı bölgelerinde de yetişebiliyor.
Üretici firmalar palmiye yağını, trans yağ içermemesi, erime derecesinin yüksek olması ve üretiminin göreceli olarak daha ucuz olması nedeniyle tercih ediyor.
Uluslararası çevre kuruluşu Greenpeace, süpermarket raflarında gördüğümüz ambalajlı ürünlerin yarısının palmiye yağı içerdiğini söylüyor.
Sağlığa zararlı mı?
Palmiye yağı, doğal kırmızı rengini değiştirmek ve kokudan arındırmak için yüksek ısılarda rafine ediliyor.
EFSA'ya göre palmiye yağının 200 dereceden yüksek ısılarda rafine edilmesi halinde, diğer bitkisel yağlardan daha çok kanserojen madde ortaya çıkıyor.
EFSA'nın yanında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü gibi kuruluşlar da palmiye yağındaki kanserojen maddenin arz ettiği tehlikeye dikkat çekiyor.
Ancak bu kurumlar palmiye yağının tüketilmemesi tavsiyesinde bulunmuyor.
Bazı araştırmacılar, palmiye yağının yüksek doymuş yağ oranı nedeniyle kolestorol seviyesini artırarak kalp krizi ve felç riskini artırdığını belirtiyor.
Isıtılmış palmiye yağının yüksek tansiyona neden olduğu da ifade ediliyor.
Çevreye etkileri neler?
Çevreci örgütlere göre en büyük sorun palmiye yağının kendisinden ziyade, palmiye çiftlikleri.
Bunlar yağışlı ve tropik ormanların olduğu bölgelerde kuruluyor.
Palmiye çiftliklerine alan açmak için ormanların kesilmesi nedeniyle bu coğrafyalarda yaşayan hayvanların bir kısmı tükenme tehlikesiyle karşı karşıya.
Örneğin Borneo orangutanları bu tehlike bakımından kırmızı listede yer alıyor.
Çevreciler ayrıca palmiye yağı üretiminin iklim değişikliği, hava kirliliği ve toprak erozyonuna etkilerine dikkat çekiyor.
Greenpeace'e göre Endonezya'da üretim son yıllarda altı kat arttı.
Aktivistler bunun için yağmur ormanlarının büyük bölümünün talan edilerek yerlerine palmiye ağacı dikildiğini söylüyor.
2005-2015 yılları arasında Borneo adasındaki ormansızlaştırmanın da yüzde 50'sinin palmiye çiftliklerinden kaynaklandığı iddia ediliyor.
BM Dünya Doğayı Koruma Vakfı'na (WWF) göre her saat 300 futbol sahası büyüklüğünde yağmur ormanı palmiye yağı üretimi için yok ediliyor.
Üretimi durdurulmalı mı?
Palmiye yağı kullanımına son vermek en kesin çözüm olabilir.
Ancak çevre örgütleri böyle bir boykot çağrısında bulunmuyor.
Çünkü palmiye yağı aslında verimli bir ürün.
Daha dar arazi kullanımı ve daha az sayıda zararlı böcek ilaçları kullanılarak daha fazla ürün elde edilebiliyor.
Bir ton yağ üretmek için kullanılan arazi şöyle: Palmiye yağı 0,26 hektar, kolza tohumu yağı 1,25 hektar, ayçiçek yağı 1,43 hektar, soya yağı 2 hektar.
Yani ayçiçek veya soya gibi alternatif ürünlerden aynı miktarda yağ üretmek için daha geniş arazi kullanmak gerekiyor.
Palmiye yağı ayrıca pek çok insan için istihdam kaynağı oluşturuyor.
Örneğin Endonezya'da bu sektörde beş milyon kişinin çalıştığı ifade ediliyor.
Çözüm ne olabilir?
Üreticiler çözümü sürdürülebilir üretimde görüyor.
Bu, çevreye, ormanlara, yaban hayata ve insanlara zarar vermeden yapılan üretim anlamına geliyor.
2003'te Sürdürülebilir Palmiye Yağı Grubu adı altında bir araya gelen üreticiler bu fikir ve uygulamayı teşvik etmeye başladı.
2013'te dünyanın en büyük palmiye yağı tedarikçisi Singapur merkezli Wilmar adlı şirket, ormanların kesimi, yangın ve emek sömürüsünü teşvik etmeyen politikalar benimsediğine dair bir bildirge açıkladı.
Ancak çevre örgütleri bu tür taahhütlerin uygulamaya konmamasından, verilen vaatlerin tutulmamasından, orman kesimi, vahşi hayatın korunması ve sera gazı salınımı konusundaki kaygıların giderilmemesinden şikayetçi.