Hekim, hasta ve hasta yakınları meme kanseri farkındalık etkinliğinde buluştu
Hekimler, hastalar ve hasta yakınları meme kanseri farkındalığının artırılması amacıyla düzenlenen etkinlikte buluştu.
Hekimler, hastalar ve hasta yakınları meme kanseri farkındalığının artırılması amacıyla düzenlenen etkinlikte buluştu.
Türkiye Kanser Savaşçıları Derneği ve Roche ilaç iş birliği ve Multi Türkiye'nin desteğiyle, Derya Baykal'ın moderatörlüğünde, "Meme Kanseri Merakına Yenilsin" sloganıyla halk buluşması gerçekleştirildi.
Meme kanseri farkındalık ayı etkinlikleri kapsamında, bir alışveriş merkezinde düzenlenen etkinliğe, hekimler, hastalar, hasta yakınları ve vatandaşlar katıldı.
Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Umut Demirci ve Ankara Meme Hastalıkları Derneği Başkanı Doç. Dr. Lütfi Doğan tarafından, teşhisten tedaviye tüm hastalık sürecine yönelik bilgiler verildi.
"Kanser tanısının doğrulanması için iğne biyopsisi yapılıyor"
Prof. Dr. Umut Demirci, meme kanserinde değiştirilebilir risk faktörlerinin bulunduğunu belirterek, "En önemli risk faktörü ailesel risk faktörüdür. Ailesinde meme kanseri hikayesi olanlar taramalara öncelik vermeli. Menopoza geç girme, doğum yapmama, emzirmeme de risk faktörleridir. Yetersiz fiziksel aktivite, alkol kullanımı ve obezite de değiştirilebilir risk faktörleridir." dedi.
Demirci, erken tanı ve tedavi için taramanın önem taşıdığının altını çizerek, mamografinin bir riski bulunmadığını, tanı için olmazsa olmaz olarak ifade edilebileceğini vurguladı. Muayene, mamografi, meme ultrasonu ve biyopsinin tanı için önemine işaret eden Demirci, "Kanser tanısının doğrulanması için iğne biyopsisi yapılıyor." diye konuştu.
Demirci, her kitlenin de tümör anlamı taşımadığına işaret ederek, bunların yapılacak tahlil, tetkik ve görüntüleme sonrasında belirlendiğini ve tedavinin buna göre şekillendiğini aktardı.
Tıptaki gelişmelerle birlikte her hastanın tümörünün farklı olduğunun belirlendiğini anlatan Demirci, artık hastaya özel bireyselleşmiş tedavi yapıldığını belirtti. Demirci, "Eskiden her hastaya kemoterapi yapılırken şimdi bunu yapmadığımız hastalarımız mevcut. Artık kişiye özel tedaviler yapılıyor." bilgisini verdi.
-" 20 yaşından itibaren kendi kendine muayene yapılmalı"
Doç. Dr. Lütfi Doğan da meme kanserinde memede ele gelen kitlenin önemsenmesi ve hekime başvurulması gerektiğinin altını çizerek, "Meme başında içeri çekilme, memede portakal kabuğuna benzer görüntü, kızarıklık, akıntı olması ve nadiren de koltuk altında lenf bezlerinin büyümesi hastalığın belirtileri arasında yer almaktadır." diye konuştu.
Bir kadının memesindeki değişikliği en iyi kendisinin fark edebileceğini vurgulayan Doğan, bu nedenle her kadının düzenli elle muayene yapmasının önem taşıdığını söyledi.
Doğan, kendi kendine muayenenin 20 yaşından itibaren yapılması gerektiğini anlatarak, "Adetin bitiminden bir hafta sonra kişinin aynanın karşısında önce gözle ve daha sonra da elle kontrol ederek kitle olup olmadığına bakılmalı. Menopozdaki kadınlar ise istedikleri zaman muayene yapabilirler." bilgisini verdi.
Memede kitle fark edilmesi halinde genel cerrahi uzmanına başvurulması gerektiğini anlatan Doğan, "Şüpheli durumda hastanın yaşına uygun tetkik isteniyor, gerektiğinde ise biyopsi yapılıyor. Duruma göre tedavi planlaması yapılıyor." şeklinde konuştu.
Doğan, 40 yaşından itibaren mamografi yapılmasının uygun olduğunu vurguladı.
"Peruk benim değil çevrem için gerekli"
Meme kanseri tedavisi sonrası sağlığına kavuşan Nalan Aydemir Aydınalp, insanların önce kendini sevmesi gerektiğini vurguladı.
Tedavi sürecinde ailesinden büyük destek aldığını ifade eden Aydınalp, duygularını "Tedavi sürecinde çevre çok etkili. İlk olarak peruk almak istedim ve dedim ki peruk benim değil çevrem için gerekli." şeklinde ifade etti.
Etkinlikte katılımcılar boyama aktivitesi de yaptı.