Plastinasyon ile Kadavralar Uzun Yıllar Kullanılabiliyor
Plastinasyon işlemiyle kadavraların dokusu korunarak uzun yıllar kullanılabiliyor. Türkiye, plastinasyon konusunda dünyanın ilk 5 ülkesi arasında yer alıyor. Plastinasyon sayesinde yurt dışından kadavra maliyetine katlanmadan kendi ülkemizden bağış kadavraları kullanabiliyoruz. Plastinasyon, tıp eğitimi ve araştırmalarında önemli bir uygulama alanı sunuyor.
21'nci Dünya Plastinasyon Kongresi 15 Temmuz'da İstanbul'da başladı. 18 ülke ve 5 kıtadan katılımcıların yer aldığı kongrede plastinasyonun tıp eğitimi ve araştırmalarında uygulama alanları ve uygulamayla ilgili bilimsel çalışmalar paylaşıldı. Plastinasyon uygulamasının öneminden bahseden Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Tıp Fakültesi Anatomi Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Selçuk Tunalı, bu işlemle kadavra maliyetlerinin düştüğünü belirtti.
"PLASTİNASYON HER TÜRLÜ BİYOLOJİK DOKUYA UYGULANABİLİR"
Plastinasyonun bir doku koruma tekniği olduğunu ifade eden Prof. Dr. Selçuk Tunalı, "Plastinasyon, dokudaki suyun uzaklaştırılarak yerine reaktif polimerlerin konulduğu bir saklama tekniğidir. Bu sayede dokuda su olmadığı için mikroorganizmalar dokuyu çürütemez ve doku teorik olarak plastik kalabilir. Bu eğitimler, müzeler için yapılabilir, araştırmada kullanılabilir. En önemlisi kadavra sıkıntısı çekilen ülkelerde ya da iyi diseksiyon yapılması konusunda uzmanların az olduğu yerlerde plastinat haline getirilip uzun yıllar kullanılabilir. Plastinasyon her türlü biyolojik dokuya uygulanabilir. Bitkilere, mantarlara, insanlara ve hayvanlara uygulanabilir. Tabii ki bunların hepsinin hayatını kaybetmiş olması gerekiyor. Mesela çok güzel bir çiçek aldınız onu plastinat haline getirip yaprakları dökülmeyecek şekilde uzun yıllar saklayabilirsiniz" dedi.
"ANCAK 500 YIL SONRA ÇÖZÜNEBİLİR"
Plastinasyon işleminin uygulanma nedenlerini anlatan Prof. Dr. Tunalı, "Kadavralara tıp eğitiminde kullanmak için uyguluyoruz. Dokuların komşuluklarının, yapılarının anlaşılması amacıyla bu işlemi yapıyoruz. Mesela büyük kesitler, 3 boyutlu rekonstrüksiyonlarda sanal gerçeklikle modellerin oluşturulmasında kullanılabilir. Bizim ülkemizde kadavra sıkıntısı var. Özellikle çok sınırlı sayıda bağış yapılıyor. Ülkemizde kullanılan kadavraların çok önemli bir kısmı yurt dışından özellikle Amerika Birleşik Devletleri'nden donör organizasyonlarıyla geliyor. O kadavralar da sağlıklarında kendi bedenlerinin kadavra olarak kullanılmasını onaylamış kişilerden geliyor. Kadavraları yaklaşık 2 yıl kadar kullanabiliyoruz bunun sebebi kadavranın bozulması değil artık diseksiyon yapılacak yerinin kalmamasıdır. Plastinasyon önceden diseksiyon yapılmış kadavralara yapılıyor. Bu sayede onu yıllar boyu kullanmak mümkün. Mesela bir plastinat kadavrayı temin ettiğiniz zaman onu okulunuz durduğu sürece kullanabilirsiniz, parçalanmadığı sürece uzun süre kullanabilir. Şöyle düşünün bir plastik poşeti toprağa gömdüğümüzde nasıl ki onun ortadan kalkması 500 yıl sürüyor, plastinasyon yapılmış bir dokuyu da toprağa gömerseniz ancak 500 yıl sonra çözünebilir. Bu işlemi bir de tıp tarihi açısından düşünelim; Mesela Gazi Yaşargil hoca bir beyine ameliyat yapsa ve biz onu plastinasyonla korusak bunu sonsuza kadar yaşatmış oluruz. 'İşte hocanın yaptığı ameliyat' diyebiliriz" ifadelerini kullandı.
"ÇOK DÜŞÜK MALİYETE TAMAMLAMIŞ OLUYORUZ"
Prof. Dr. Tunalı, "Kendi ülkemizden bir bağış kadavraya plastinasyon uyguladığımız zaman yurt dışından kadavra maliyetine katlanmamış oluyoruz. Plastinasyonu kendimiz yaptığımız için bu işlemi çok düşük maliyete tamamlamış oluyoruz ve çok uzun yıllar kullanabileceğimiz bir kadavra oluyor. Yani yurt dışına paramız gitmiyor. Maliyetleri düşürüyoruz ama maliyet derken insan bedeni alınıp satılabilen bir ürün değil, maliyetten kastımız o işlem sırasında kullanılan malzemelerin, kimyasalların ve diğer giderlerin maliyeti, biz bu maliyeti düşürmüş oluyoruz" dedi.
"PLASTİNASYON KONUSUNDA DÜNYANIN İLK 5'İ ARASINDAYIZ"
Plastinasyon işlem süresinin dokunun büyüklüğüne bağlı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Tunalı, "Örneğin bir kalp plastinasyonu 3 ayda bitebilirken bir kolun plastinasyonu 6 ay sürebiliyor. Tüm vücut ise en az 12 ay sürüyor. Bizim ülkemizde plastinasyonu aktif olarak kullanan yaklaşık 3 ila 5 kurum var. Arkadaşlarımız çok iyi işler ortaya çıkarıyor. Plastinasyon konusunda dünyanın ilk 5'i arasındayız diyebiliriz. Ben plastinasyonda bu yıl 20'nci yılımı dolduruyorum. Daha önce çalışmış olduğum Hacettepe Üniversitesi'nde küçük çaplı bir plastinasyon laboratuvarı kurmuştuk. Şu anda Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi'nde çalışıyorum. Bu yeni fakültemde tüm insan vücudunun plastinasyon uygulanacağı alt yapıya sahibiz ve bunu gerçekleştiriyoruz" diye konuştu.
Dünya Plastinasyon Kongresi hakkında bilgiler veren Prof. Dr. Tunalı, şunları ekledi:
"21'ncisini Türkiye'de düzenlediğimiz Dünya Plastinasyon Kongresi ilk defa Avusturya'nın Doğu'suna geçti. Bu gururu ülkemize yaşatmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İçeride çok değerli uzmanlarımız plastinasyonla ilgili bilimsel çalışmalarını bizlerle paylaşıyorlar. Bugün ve yarın da devam edecek olan kongremize 5 kıtadan katılımcılar devam ediyor. Buna Türkiye'den 3 arkadaşımız da dahil" dedi.