Haberler
BBC

Mamografi Deneyimi ve Meme Kanseri Farkındalığı

Güncelleme:
Abone Ol

Mamografinin meme kanserinin erken teşhisinde önemli bir rol oynuyor.

"Korkuyordum, nedir, nasıl bir şey diyordum. Tabii ki tedirgin olarak gittim ama sonuçta hiçbir şey yok. Hiç, hiç, hiç, hiç canım yanmadı."

51 yaşındaki temizlik çalışanı Naciye Konuk ilk ve tek mamografi deneyimini böyle anlatıyor.

Mamografi çektirmeye mahallede dağıtılan broşürleri gördükten sonra akrabaları ve arkadaşlarıyla beraber gitmiş.

Tetkiki grup olarak yaptırmanın "insana moral olduğunu" söylüyor.

Erkek teknisyenden biraz çekinmiş.

"Kadın olması daha iyi olurdu" diyor. Sonra ekliyor:

"Korkulacak, utanılacak bir şey yokmuş. Bir daha fırsat olsa koşa koşa giderim."

Mamografi, meme kanserinin erken teşhis edilmesinde hayati önem oynuyor.

Meme dokusunun radyolojik görüntüsünü almak için çekim sırasında meme iki plaka arasına sıkıştırılıyor.

Birkaç saniye süren bu işlem sırasında bazı kadınlarda "biraz ağrı hissedilebileceği" belirtiliyor.

Ağrı seviyesi meme boyuna, kadınların bireysel acı eşiklerine, mamografinin zamanlamasına ve radyoloji teknisyeninin becerisine göre değişebiliyor.

'Meme kanseri artık daha erken yaşlarda görülüyor'

Sağlık Bakanlığı 40 yaş üstü kadınlar için iki yılda bir mamografi yaptırılmasını tavsiye ediyor.

Türkiye'de 40-69 yaş arasındaki kadınlar Sağlık Bakanlığı'nın Kanser Erken Teşhis ve Tarama Merkezleri'nde (KETEM) ücretsiz mamografi çektirebiliyor.

Türkiye'nin her 81 ilinde en az bir tane KETEM bulunuyor.

Meme Vakfı Başkanı Dr. Can Gürbüz, mamografinin meme kanserinin en önemli teşhis yöntemlerinden biri olduğunu vurguluyor.

Türkiye'de meme kanseri vakalarının son 20 yılda iki kat arttığını söylüyor.

Dr. Gürbüz "Normalde meme kanseri daha ileri yaşlarda görülürken, bizim ülkemizde daha erken yaşlarda görülmeye başlandı" diyor.

Meme kanseri yine de açık ara fark ile Türkiye'deki kadınlar arasında en sık görülen kanser türü.

Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü'nün 2018 yılında son kez yayımladığı Kanser İstatistikleri'ne göre meme kanseri, 25-49 yaş arasındaki kadınlarda görülen kanser vakalarının %37'sini oluşturuyor.

'Meme kanseri kendi propagandasını yapıyor'

Beşiktaş KETEM'de Uzman Doktor Sevgi Engür, son 25 yılda toplumda meme sağlığı konusunda bilincin arttığını düşünüyor.

Dr. Gürbüz de "Meme kanseri kendi propagandasını yapıyor. Yani herkesin çevresinde, yakınında veya tanıdıkları arasında bir meme kanseri hastalığı olduğu için insanlar tabii bilinçlendiler" diyor.

Ancak bu farkındalığın, erken teşhis için atılan adımlara "maalesef" yansımadığını vurguluyor.

Dr. Engür, mamografinin hangi yaş aralığında ve ne sıklıkta yapılması gerektiği konusunda bilgi eksikliği olduğunu vurguluyor.

Aile sağlık merkezlerindeki tetkiklerde tespit edilen riskli bulgular, hastanın aile hekimine bildiriliyor.

Aile hekimi de hasta için gerekli uzman doktordan randevu oluşturuyor.

Dr. Engür, hastaları meme sağlığı ve erken teşhisle ilgili bilgilendirdiklerini, bu kişilerin daha sonra sık sık komşularını ve arkadaşlarını da kontrole getirdiğini söylüyor.

'Eskiden daha ağrılıydı, modern cihazlar farklı'

İlk mamografisine girmeden konuştuğumuz bir kadın da 44 yaşındaki finans çalışanı Ayşegül Kılıç.

"Arkadaşlarımla konuşuyorduk, kimisi çok acıdığını söylüyor, kimisi de hiç acımadığını söylüyor. Ama korkuyor muyum? Korkmuyorum. Ne olabilir ki" diyor.

Annesini meme kanserine kaybeden Kılıç, "Sonunda yaşanacak kötü şeyleri önlemek için önlem almak önemli. Acıyabilir ama ne kadar acıyacak ki? Zaten çok kısa sürüyor" diye ekliyor.

Kadınların "genelde korkarak ve çekinerek" KETEM'deki mamografi randevularına geldiklerini belirten Dr. Engür, hastalarda "eskiden kalma bir ağrı korkusu" olduğunu söylüyor.

"Teknisyen arkadaşlarımız eski teknolojilerin daha ağrılı olduğundan bahsediyor, ancak modern mamografi cihazları ve teknikleri sayesinde artık böyle bir durum söz konusu değil."

İstanbul'daki bir görüntüleme ve tanı merkezinde uzman olan Dr. Hakkı Oktay, yeni cihazların memeyi eskisine göre daha az sıkıştırdığını, bu sayede kadınların mamografi deneyiminin daha rahat hale geldiğini söylüyor.

Hangi meme tipleri daha hassas?

Dr. Oktay, teknisyenin becerisinin de duyulan ağrı seviyesini etkilediğini vurguluyor:

"Yeni makineler diyor ki, 'sen bu memeyi bu kadar sıkıştıracaksın'. Sen o sıkıştırmayı sağlamazsan, makine çekim yapmıyor. Ama sen bunu yaparken, göğsü yanlış tutup da sıkıştırırsan, hastanın canını yakarsın, düzgün tutarsan canını yakmazsın."

Oktay, mamografi sırasında memenin dışarıdan içeri doğru çekilmesinin ve kasların gevşetilmesinin ağrıyı azalttığını söylüyor.

Oktay'a göre küçük ve sert memeli kadınlar mamografide daha çok zorlanabiliyor.

Dr. Gürbüz de kadınların acı eşiğinde fark gözlemlediğini belirtiyor.

"Bazı kadınların memeleri hakikaten hassas. Bu durumda iyi bir teknisyene tembih ediyoruz, daha fazla dikkat ediyorlar."

Sağlık Bakanlığı, mamografinin adet döneminden sonraki ilk haftada yaptırılmasını tavsiye ediyor.

Dr. Gürbüz "Adetin ikinci yarısında meme daha hassas oluyor. Ama adet gördükten sonra memenin şiş, su toplamış özelliği geçince, o ilk hafta içinde daha rahat" diyor.

'Dayanılmayacak bir şey asla değil'

66 yaşındaki emekli yönetici Beril Behire Algan düzenli olarak mamografi yaptırsa da "pek rahat bir muayene olmadığını" söylüyor.

Ancak aile geçmişinde meme kanserine bağlı ölümler olan Algan, rahatsızlık hissinin tetkiki yaptırmasını engellemediğini belirtiyor:

"Biraz canım acıdı açıkçası ama öyle dayanılmayacak bir şey asla değil."

Dr. Gürbüz "Yani her kadın ağlasa da sızlasa da geliyor, çektiriyor. Çünkü herkes görüyor etrafında var. Meme kanseri kendisini öyle bir gösteriyor ki…" diyor.

Oktay da bazı kadınların mamografiden çekinmesine rağmen ilk deneyimden sonra rahatladıklarını söylüyor:

"Hastalar hep böyle korkarak geliyor ama genelde 'oh be' diyerek çıkıyorlar."

BBC

Meme Kanseri Meme Kanseri Mamografi Sağlık Sağlık Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title