Rutin Kontroller Hayat Kurtarıyor
Acıbadem Adana Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Vardar, kadınların üreme sağlığını ve doğurganlığını etkileyen birçok hastalığın hiçbir belirti vermeden ilerlediğini bu yüzden rutin kontrollerin sanıldığından çok daha fazla anlam taşıdığını söyledi.
Acıbadem Adana Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Vardar, kadınların üreme sağlığını ve doğurganlığını etkileyen birçok hastalığın hiçbir belirti vermeden ilerlediğini bu yüzden rutin kontrollerin sanıldığından çok daha fazla anlam taşıdığını söyledi.
Prof. Dr. Mehmet Ali Vardar, rutin kontrol denince akla ilk gelen, rahim ağzındaki hücrelerde herhangi bir değişiklik olup olmadığının görülmesini sağlayan PAP Smear Testi olduğunu ifade ederek, rahim ağzı bölgesindeki hücrelerin sürekli aktivite ve çoğalma içinde olduğunu, burada değişik yapıda hücrelerin bulunduğunu belirterek, "Hormonal etkilerle bu hücreler büyüyüp genişleyebiliyor. Böylece aktif değişikliklerin sürekli yaşandığı bu bölge, anormal gelişimlere de açık hale geliyor. Rahim ağzındaki değişiklikler özellikle 30'lu ve 40'lı yaşlardaki kadınlar için önem taşıyor. Cinsel yolla bulaşan virüsler (HPV-Human Papilloma Virus), rahim ağzındaki hücrelere yerleşerek bu hücrelerde kansere kadar gidebilen değişikliklere yol açabiliyor. Dünya genelinde cinsel yaşamı olan kadın ve erkeklerde en fazla bulaşan virüs olan HPV, cinsel yaşamı olan her iki kişiden birinde görülebiliyor. Hastalık, bu virüsü aldıktan yıllar sonra ortaya çıkabiliyor. Bu virüsle yaşayan kadınlar tamamen sağlıklı hissediyorlar, bazen 5-10 yıl hiçbir belirti vermeyebiliyor. Hastalık, kanser aşamasına gelene kadar sessiz, hiçbir belirti vermeden seyrediyor. Rutin kontrolün önemi burada ortaya çıkıyor. Smear Testi ile rahim ağzı akıntısından alınan örnek inceleniyor. Hücreler anormal bir aktivite içinde ise bu fark ediliyor" şeklinde konuştu.
Vardar, HPV nedeniyle rahim ağzında kanser öncesi lezyon oluşumu meydana gelebildiğini söyleyerek, "Smear Testi ile bu değişim ortaya konmuşsa, LEEP Yöntemi ile değişim geçiren hücreler yüzeysel olarak alınıyor. Böylece kansere giden süreç durduruluyor. Smear Testi'nin ilerleyen yaşlarda da yapılması gerekiyor. Avrupa ülkelerinde 60, hatta 70 yaşlarına kadar düzenli olarak yaptırılması öneriliyor. Çünkü HPV'nin kansere yol açması bazen 15-20 yılı bulabiliyor. Kadınların, cinsel hayatlarının olmaması bu hastalığa yakalanmayacakları anlamına gelmiyor" ifadelerini kullandı.
Miyom ve kistleri kontrol ettirin
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ali Vardar, kadın hastalıkları açısından önem taşıyan ve kontrol edilmesi gereken diğer noktalarında miyomlar ve kistler olduğunu vurgulayarak şunları ifade etti:
"Miyomlar genellikle rahim bölgesinde oluşup iyi huylu olurken; kistler, yumurtalıklarda görülüyor ve tehlikeli olabiliyor. Yumurtalık kanserinin türü, kadının yaşına göre değişebiliyor. Bu hastalığın da erken dönemde hiçbir belirtisi bulunmuyor. Ancak karın içine yayılmaya başladığında fark edilebiliyor. Yılda bir kez yapılan jinekolojik ultrason ile miyom ve kistlerin kontrol edilebilmesi mümkün oluyor."
Düzensiz kanamaları önemseyin
Prof. Dr. Mehmet Ali Vardar, menopoz sonrası en sık rastlanan kanser türünün ise rahim içi kanseri olduğunun altını çizerek, "Hastalık erken dönemde kanama ile belirti veriyor. Bu nedenle menopoz sonrası en ufak bir kanamanın dahi ihmal edilmeyip hekime başvurulmalı. Bu kanser, en iyi tedavi edebildiğimiz kanser çeşidi. Hasta gecikmezse, erken dönemde hekime giderse basit bir rahim ameliyatı ile hayatı kurtuluyor. Bu nedenle menopoz sonrası kadınlarda vajinal kanamaya çok dikkat etmek gerekiyor. 30-40'lı yaşlardaki kadınların adet dışı kanamalara dikkat etmesi gerekiyor. Genellikle adet kanamalarının fazla olması iyi huylu, adet dışı kanamaların olması ise kötü huylu nedenlere bağlı olabiliyor. Çünkü rahim, yumurtalık ve rahim ağzı kanserleri, adet dışında da kanamaya neden olabiliyor" diye konuştu.
Vajinal enfeksiyonlara dikkat edin
Doğum kontrol yöntemi olarak yerleştirilen rahim içi araçların yılda bir kez kontrol edilmesi gerektiğini kaydeden Vardar, "Uzun süre kalan rahim içi araçlar iltihaplanmaya neden oluyor. Bazen de yeri değiştiği için gebelik meydana gelebiliyor. Rahim içi araç kullanan kadınların adet dışı kanaması varsa, adet kanaması çoksa ya da kokulu akıntısı varsa hekime başvurması gerekiyor" şeklinde konuştu.
Kadınların vajinal enfeksiyonlara karşı da dikkatli olması gerektiğini belirterek Prof. Dr. Mehmet Ali Vardar, şunları ifade etti:
"Bazen, vajinal enfeksiyonlar çok aktif belirti vermiyor. Hafif bir akıntı olabiliyor. Kadınlar bunu geçiştiriyor. Aradan bir süre daha geçiyor, yine benzeri bir durum yaşanıyor. Ancak klamidya adı verilen bu enfeksiyonlar kadınların tüplerine zarar verdiği için kısırlık nedenlerinden biri olabiliyor. O nedenle beyaz, kokusuz, renksiz akıntılar hariç her akıntının dikkate alınması ve tedavisi için hekime başvurulması gerekiyor. Kadınların günlük yaşam kalitesini etkileyen durumların başında aşırı adet kanamaları geliyor. Aşırı kanamanın, kadınlardaki kansızlığın da en önemli nedenlerinden biri olduğu biliniyor. Büyük bölümü miyomlara bağlı olsa da bazen hormonlardan kaynaklanan aşırı kanamalar, kadınlarda yorgunluğa, sinirli bir ruh haline ya da uyku bozukluğuna yol açabiliyor. Sorunun çözümü için aşırı kanama nedeninin bulunması ve ortadan kaldırılması yeterli oluyor." - ADANA