Vücuttaki "Komandolar" Tümörleri Yok Edecek
TOG Melanom Çalışma Grubu tarafından düzenlenen basın toplantısında, hastalıkta yeni tedavi yaklaşımları, belirtileri, risk faktörleri anlatıldı.
Türk Onkoloji Grubu (TOG) Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik, "immüno onkoloji yönteminde, tamamen vücudun kendi savunma sistemi kullanılıyor. Bağışıklık sistemi içinde adeta komando olarak çalışan, düşmanı yok etmeye endeksli T hücreleri üzerinde çalışılıyor. Bağışıklık sistemi üzerinde etkili olan ancak tümörü tanıyıp yok etmesi gerektiği halde gözden kaçıran T hücrelerinin etkinliği, bu yöntemle artırılıyor ve vücuttaki tümörlerin yok edilmesi sağlanıyor" dedi.
TOG Melanom Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. İsmail Çelik, konuşmasında Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi, Ulusal Kanser Danışma Kurulunun çalışmaları, Patoloji, Dermatoloji ve Cerrahi Derneklerinin katkıları ve Bristol-Myers Squibb'in desteği ile melanomun erken tanısı ve uygun tedavi stratejilerini belirlemek için ' Türkiye Melanom Yol Haritası' başlıklı bir rapor hazırladıklarını belirtti. Çelik, melanomun görülme sıklığının son 30 yılda 2 kat artış gösterdiğini ifade ederek, dünyada 100 bin kişide 2.8 melanom vakası görüldüğünü dile getirdi.
Çelik, melanomun Türkiye'de her 100 bin erkekte 1.9, her 100 bin kadında ise 1.3 görülme sıklığına sahip olduğunu vurgulayarak, melanomun henüz en sık görülen ilk 10 kanser arasında yer almadığını, ancak gelecekte en sık görülen kanser türleri arasında olmasının öngörüldüğünün altını çizdi. Genellikle ileri evrede tanı konulan melanomda erken tanı ve tedavi için mutlaka toplumda farkındalığın artırılması ve riskli gruplara koruyucu önlemlerin anlatılması gerektiğini söyledi.
Çelik, coğrafi konumu nedeniyle Türkiye'de güneş maruziyetinin yüksek ve özellikle kırsal açık alanda çalışmanın yoğun olduğunu belirterek, söz konusu popülasyonun yüksek düzeyde melanom riski bulunduğunu bildirdi.
-"İmmüno onkolojik tedavi ile yaşam uzuyor"
Prof. Dr. Çelik, yapılan bir çalışmada melanom hastalığında lezyonun ilk kez fark edilmesinden tedaviye kadar geçen sürenin hastaların yüzde 25'inde 1 yıldan fazla olduğunun belirlendiğini söyledi. Bu gecikme nedeniyle hastaların çoğunun son evrelerde teşhis edilebildiğine işaret eden Çelik, şöyle konuştu:
"Bu durum hastanın hayatta kalım süresini olumsuz etkilemektedir ve mevcut, klasik tedavi yöntemlerinden yararlanmayı neredeyse imkansız kılmaktadır. Üzerinde uzun yıllardır araştırma yapılan ve bağışıklık sistemini güçlendirerek, özellikle tümör üzerinde hedefe yönelik tedavi sağlayan 'immüno onkolojik' tedaviler ve ilaçlar bugün melanoma tedavisinde yeni bir çığır açmış, ileri evrelerde dahi yaşam süresini 2-3 kat uzatmıştır.
İmmüno onkoloji yönteminde, tamamen vücudun kendi savunma sistemi kullanılıyor. Bağışıklık sistemi içinde adeta komando olarak çalışan, düşmanı yok etmeye endeksli T hücreleri üzerinde çalışılıyor. Bağışıklık sistemi üzerinde etkili olan ancak tümörü tanıyıp yok etmesi gerektiği halde gözden kaçıran T hücrelerinin etkinliği, bu yöntemle artırılıyor ve vücuttaki tümörlerin yok edilmesi sağlanıyor.
Şu an ilk olarak tedavi şansı bulunmayan ileri evre melanom kanseri hastalarında kullanılıyor ve etkili sonuçlar elde ediliyor."
Bunun dışında hedefe yönelik tedavilerle de oldukça başarılı sonuçlar elde edildiğini vurgulayan Çelik, kemoterapinin dışında uygulanmaya başlanan her iki yeni tedavi yaklaşımının melanom tedavisinde "çığır" açtığını ifade etti.
Çelik, "İmmüno onkolojik tedavi yaklaşımı, melanomanın yanı sıra akciğer kanseri, karaciğer kanseri gibi pek çok kanser türünde, önümüzdeki 5 ila 10 yıl içinde tümörlerle savaşta, tıbbın çok güçlü ve yeni silahları olacak" diye konuştu. Melanomun genellikle hastalığın son evrelerinde teşhis edilebildiğini, bu evrede mevcut klasik kanser tedavisi yöntemlerinin başarısız kaldığını vurgulayan Çelik, hedefe yönelik ajanların ve immüno-onkolojik tedavi yöntemlerinin yaşam süresini 5 yılın üzerine çıkardığını kaydetti.
-"İlk 10-15 yılda güneşe maruziyet kanser riskini artırıyor"
Gazi Üniversitesi Rektörü ve Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Büyükberber de dünyada melanomun görülme sıklığı ile ilgili bilgiler verdi. Türkiye'de melanom görülme sıklığında belirgin bir artışın dokumante edilmemiş olmasına rağmen, özellikle gelişmiş ekonomilerde durumun daha farklı olduğunu ifade etti.
İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Cerrahi Onkoloji Ünitesi'nden Prof. Dr. Sıdıka Kurul ise benlere bıçak değmesinin sakıncalı olmadığının altını çizerek, bin milmetrenin altındaki benlerin riskli olduğunu söyledi.
Yayın kuruluşlarında yer verilen hava durumları raporlarında mutlaka ultraviyole endeksinin de yer alması gerektiğini dile getiren Kurul, kişilerin endeksin yüksek olduğu belirtilen saatlerde güneşte kalmamaları gerektiğini ifade etti.
-"Sosyal sorumluluk kampanyası düzenlenmeli"
Sağlık Bakanlığı Ulusal Kanser Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Bülent Yalçın da sanat ve spor dünyasının sevilen bazı isimlerinin katılımıyla melanoma karşı bilgilendirici bir sosyal sorumluluk kampanyası düzenlenmesi, farkındalık kampanyalarının oluşturulması gerektiğini bildirdi.
TBMM ve belediyeler gibi resmi makamlarla işbirliğine gidilmesi gerektiğini vurgulayan Yalçın, korunma ve erken tanıya yönelik kamu spotlarının ve kamu afişlerinin hazırlanması ve yayınlanmasının hedeflenmesi gerektiğine dikkat çekti. - Ankara