Haberler

    #1 “Ya …” | Svetislav Pesic&Sarunas Jasikevicius: Ya anlaşabilselerdi?

    Abone Ol

    Sarunas Jasikevicius’un oyunculuk kariyerine baktığımız zaman ilk büyük, “Meydan okuma”sını 2000 ile 2003 yılları arasında Barcelona’da yaptığını görüyoruz.

    Sarunas Jasikevicius’un oyunculuk kariyerine baktığımız zaman ilk büyük, “Meydan okuma”sını 2000 ile 2003 yılları arasında Barcelona’da yaptığını görüyoruz. Zira Saras; Lietuvos Rytas ve Union Olimpija deneyimlerinin ardından kariyerinde ilk defa kalburüstü bir takımda, Barcelona’da sorumluluk alacaktı.

    Aito Garcia Reneses antrenörlüğündeki takımın kadrosunda Pau Gasol, Arturas Karnisovas, Juan Carlos Navarro ve Rony Seikaly gibi çift yönlü dengeyi sağlayabilen yıldız isimler yer alıyordu. Jasikevicius’un Barca’yla yaşadığı ilk Euroleague deneyimi play-off sürecinde Benetton karşısında sona erdi. Her ne kadar Saras ilk maçta 20 sayı atıp ikinci maçta liderlik rolüne soyunsa da Benetton’da Petar Naumoski, Marcus Brown ve Jorge Garbajosa üçlüsü yıldızlaşıyorlardı.

    İkinci yılı biraz daha iyi geçiyordu. Virtus Bologna ve Peristeri maçlarında adeta takımın kahramanına dönüşürken Top 16 sürecinde Pesaro ve Benetton maçlarında sergilediği performanslarla yine yıldızlaşıyordu. Fakat takımdaki kimya bir türlü istenilen seviyede değildi. Ayrıca Gasol’ün NBA’i tercih edip takımdan ayrılmasının yarattığı boşluk hissediliyordu. Tabii bir de koç değişimi yaşanmış, Aito Garcia’nın yerine Svetislav Pesic getirilmişti.

    2002-2003 sezonu ise hem Barcelona hem de Jasikevicius için gayet iyi gidiyordu. Saras, normal sezonun sonlarına doğru Pau-Orthez deplasmanında başlayan ve Efes Pilsen maçıyla devam eden yüksek perdeli performansını, Top 16’da iyiden iyiye zirveye çıkarıyordu. Zira oynadığı altı maçta da takımının en skorer üç oyuncusu arasında yer alırken aynı zamanda 4,1 asist ortalaması yakalamıştı. Ayrıca Dejan Bodiroga ve Gregor Fucka ikilisi takımın kademesini birkaç basamak daha yükseltiyorlardı.

    Saras, Final Four yarı finalinde CSKA Moskova’ya ve finalde Benetton Treviso’ya karşı toplamda 3/18 saha içi isabetiyle 17 sayı üretebildi. Ayrıca yalnızca beş asist yaparken beş de top kaybını hanesine yazdırdı. Fakat Barcelona finalde Benetton’ı geçip kupaya uzanırken taraflı tarafsız neredeyse çoğu insan, bu başarının kare asına Saras’ı yazıyor hatta onun Barcelona’da emekli olacağını düşünüyordu. Fakat…

    Ne oldu?

    Fakat Saras, o yıl takımdan ayrıldı. Sebep olarak ise Pesic’le yaşadıkları tartışma gösterildi. Pesic’in basına, “O, takımda kalmak için çok daha fazla para istiyor.” demecini verdiğini öğrenen Litvanyalı guard, Pesic’in dürüst olmamasına sinirlenmiş ve Barcelona’da kazandığı maaşın yarı parasına Maccabi’yle imzalamıştı. Yani Saras, Pesic’in dürüst olmayıp direk basın yoluyla kendisinin ayrılığına neden olduğunu söylerken Sırp koç, meselenin tamamen bütçe sorunuyla alakalı olduğunu ve hiçbir rakamı abartmadığını söylüyordu.

    Bütün bu tartışmalar eşliğinde ayrılık gerçekleşmişti. Saras, son yılında kupa kazandığı Barcelona’dan ayrılıp Anthony Parker gibi bir süper yıldızın olduğu ve Pini Gershon’un koçluğundaki Maccabi Elite Tel Aviv’le anlaşıyordu.

    Sonrasında ne oldu?

    Saras, İsrail’deki ilk sezonunda Euroeleague’in 10. maç haftasına kadar belirli bir seviyeyi aşmakta zorlanır. Fakat birkaç yıl sonra formasını giyeceği Panathinaikos’a karşı deplasmanda 30 sayı atarak perdeyi açar. Bologna, CSKA, Siena derken Top 16 sürecinde önce Ülker’e karşı ardından da son maçta Zalgiris’e karşı akılda kalan performanslar sergiler. 18,6 sayı ortalamayla oynadığı Top 16’nın ardından Final Four’da yeni bir sınav onu beklemektedir: Kritik maçların adamı ol. Ve öyle de olur. Saras, önce CSKA ardından Bologna karşısında 18’er sayıyla oynar ve Parker’le birlikte takımının kupayı kazanmasında başrolü paylaşır.

    Bu sıralarda; Top 16’dayken elenen Barcelona, İspanya Ligi’nde maç gününü bekler.

    İkinci sezon ise yine benzer senaryolar yaşanır fakat ilk yılında geç açılan perde bu sefer Ekim’den itibaren kendisini hissettirir. Ayrıca bu sefer Parker’ın yanı sıra Maceo Baston, Nikola Vujcic ve Tal Burstein, takımda önemli roller alıp bunları başarıyla yerine getirmeye başlarlar. Saras harika bir normal sezon geçirir. Bir seviye daha iyi olduğu Top 16’nın ardından play-off’larda Pesaro’ya karşı iyi bir ilk maç kötü bir ikinci maç oynar. Fakat Final Four finalinde TAU Ceramica potasına 22 sayı göndererek art arda ikinci kez Euroleague kupasına uzanır.

    Bu sıralarda; Top 16’dayken elenen ve kendi liginde ilk üç dışına düşen Barcelona, maç gününü bekler.

    Sonra Saras, NBA deneyimi yaşar. 2007’de Panathinaikos formasıyla Avrupa’ya döner. Bir kupa daha kazanır. Ataşehir’e uğrayıp Rytas, Pana, Barcelona ve Kaunas derken oyunculuktan emekli olup bu sefer takım elbiselerle parkenin kenarına geçer.

    Eğer olmasaydı neler olabilirdi?

    Eğer Saras, Barcelona’dan ayrılmasaydı neler olabilirdi?

    Saras’ın ayrılmadığını gören Pesic, Lottamatica Roma macerasına belki de bir yıl erkenden başlayabilirdi. Muhtemelen Barcelona, o iki yılda en azından Final Four deneyimi yaşayabilirdi. Zira Bodiroga’nın biraz daha vites yükseltip Navarro’nun en iyi dönemine yaklaştığı ve Anderson Varejao gibi değerli bir pick&roll silahına sahip bir takımda Saras, fazlasıyla fark yaratabilirdi.

    Eğer Saras, Maccabi’yle değil de sonraki yıllar Final Four’unda yer alan takımlardan birine gitseydi neler olabilirdi?

    Şunu bir düşünsenize; Marcus Brown ve JR Holden guard ikilinizi Saras’la kombine edip Mirsad Türkcan, Victor Khrapa ve Victor Alexander uzun rotasyonunuzu onun ikili oyunlarıyla bırakıyorsunuz, CSKA Moskova’da. Veya Fortitudo Bologna’da Gianluca Basile’yle Saras’ı ön hatta çekip Carlos Delfino, Hanno Mottala ve Matsaj Smodis’i topsuz rollerde daha çok kullanıp şut ritminizi arttırıyorsunuz. Tabii Top 16’da turnuvaya veda eden TAU Ceramica olarak bir ihtimal Pablo Prigoni’den vazgeçiyorsunuz ve Jasikevicius’u Luis Scola, David Kornel, Andres Nocioni ve Arvydas Macijauskas dörtlüsüne entegre ediyorsunuz…

    Eğer Saras, birinci soruda çizdiğimiz senaryo tahlilinde takımda kalıp bir şampiyonluk daha kazansaydı kariyeri nasıl şekillenebilirdi?

    Büyük bir ihtimalle NBA düşüncesini bir kez daha gözden geçirebilirdi. Belki de oraya hazırlıksız gittiği için pişman olduğunu söylemek yerine Barcelona’da yaratılan kültüre bağlı kalıp Navarro’yla birlikte tarihin en iyi ikilisi olabilirlerdi. Tabii bu senaryoda yolu Fenerbahçe Ülker’den geçmeyebilir, Panathinaikos’a gitmeyebilir ve Vassilis Spanoulis’in 2010 yazında Pana’dan ayrılışını bile ters yöne çevirebilirdi. Hatta şu an belki de Pesic yerine Barcelona’nın başında Nikola Mirotic, Cory Higgins, Alex Abrines gibi yıldızları çok daha iyi idame ettirip takımı zirveye taşıyabilirdi. Kim bilir…

    Kaynak: EuroSport.com / Spor

    Sarunas Jasikevicius Bologna Spor Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title