2019 erkekler tenisinin en unutulmaz beş maçı
Nadal - Medvedev, Amerika Açık finali: 7-5, 6-3, 5-7, 4-6, 6-4 Yılın son Grand Slam’inde, en büyük favorilerden Novak Djokovic dördüncü turda, Roger Federer ise çeyrek finalde elenmişti.
Nadal - Medvedev, Amerika Açık finali: 7-5, 6-3, 5-7, 4-6, 6-4
Yılın son Grand Slam’inde, en büyük favorilerden Novak Djokovic dördüncü turda, Roger Federer ise çeyrek finalde elenmişti. Rafael Nadal’ın finaldeki rakibi, sezonun ikinci yarısını çok iyi geçiren Daniil Medvedev olmuştu.
Nadal’ın ilk iki seti pek de zorlanmadan kazanmasının ardından, Türkiye’deki tenis severlerin bir kısmı televizyonlarını kapatıp uyumayı tercih etmiş olabilir. Ancak Medvedev, üçüncü ve dördüncü sette yaptıklarıyla yeni jenerasyonun geneli aksine mental olarak ne kadar kuvvetli olduğunu gösterdi.
Özellikle son set nefes kesiciydi. İki break geride olan Medvedev, oyunlarda 5-5’i bulmaya yalnızca bir puan uzaklığa kadar gelmişti. Fakat Nadal buna izin vermedi ve final setini 6-4 kazanarak 19 Grand Slam kupasının sahibi oldu.
Wawrinka - Tsitsipas, Roland Garros dördüncü turu: 7-6, 5-7, 6-4, 3-6, 8-6
2 Haziran Pazar gününü Suzanne-Lenglen’de geçiren seyirciler, ömürleri boyunca unutamayacakları bir maç izlediler. 2017 yazında geçirdiği diz ameliyatının ardından fiziksel olarak ilk defa çok iyi durumda gözüken Stan Wawrinka’nın son 16’daki rakibi, hiç de fena bir toprak kort sezonu geçirmeyen Stefanos Tsitsipas’tı. İkilinin maçı tam 5 saat 9 dakika sürecekti.
Wawrinka, maçta rakibinin yakaladığı 27 servis kırma şansının tam 22’sini savundu. Son seti 14. oyunun sonunda kazandı ve çeyrek finale yükseldi. Ancak orada yoluna Roger Federer çıktı ve vatandaşının daha ileriye gitmesine engel oldu. Tsitsipas ise, bu maçtan mental olarak büyük bir darbe almasından ötürü olabilir, sonbahardaki Asya turnesine kadar formunu bir türlü yukarı çekemedi.
Djokovic - Federer, Wimbledon finali: 7-6, 1-6, 7-6, 4-6, 13-12
14 Temmuz 2019 günü, aradan çok uzun süreler geçse dahi tenis severler tarafından net olarak hatırlanacaktır. Wimbledon’ın merkez kortunda, yarı finalde Rafael Nadal’ı dört sette geçen Federer’in finaldeki rakibi, finale dek yalnızca iki set kaybederek gelen Novak Djokovic’ti.
Kaybettiği iki seti de tie-break sonucu kaybeden Federer, ikinci ve dördüncü setleri kazanarak maçı final setine taşıdı. Final setinde oyunlarda durum 8-7 Federer lehineydi. Federer sıradaki oyunda 40-15’i, yani iki şampiyonluk puanını dahi bulmuştu. Ancak dünya üzerinde buradan geri gelecek iki-üç tenisçi varsa, bunlardan biri Djokovic’ti.
İki şampiyonluk puanını, üstelik rakibinin servislerinde savunan Djoker, beş saati aşan maçın kazananı oldu ve kariyerinin 16. Grand Slam şampiyonluğunu elde etti. Federer’in ise maçın ardından söylediği ilk şey, “Onunla en kısa sürede yeniden oynamak istiyorum!” cümlesi olacaktı.
Kyrgios - Nadal, Meksika Açık ikinci turu: 3-5, 7-6, 7-6
Nick Kyrgios, hangi maçı iyi oynayıp oynamayacağı en tahmin edilemez tenis oyuncularından biri, belki de birincisi. Meksika Açık’ın ikinci turunda Rafa’nın karşısına çıkarken, Kyrgios’un sezonda yalnızca üç galibiyeti vardı. Nadal ise Avustralya Açık’ta finale kadar yükselmiş ve maç formunu kazanmıştı.
İlk seti kaybeden Avustralyalı, ikinci seti tie-break sonucu kazandı. Final seti ise adeta nefes kesti. Kyrgios, rakibinin üç maç puanını savundu ve mücadeleyi final tie-break’ine taşıdı. Üç saati aşan maçın kazananı Nick Kyrgios oldu.
Maçın kendisi yeteri kadar ateşliydi. Ancak Kyrgios bu ateşe körükle gidince, maç iyice ilgi çekici ve uzun süre bir hâle gelmişti. Avustralyalı raket kimi zaman rakibine, kimi zamansa seyircilere karşı, teniste pek hoş karşılanmayan hareketler yapmış ve belki de Nadal’ın etkinliğini bu yolla bir nebze azaltarak istediğini almıştı. Ancak Nadal, bu maçtan yaklaşık dört ay sonra Wimbledon ikinci turunda rakibini mağlup ederek turnuva dışına itecekti.
Nishikori - Carreno Busta, Avustralya Açık dördüncü tur: 6-7, 4-6, 7-6, 6-4, 7-6
Yılın ilk Grand Slam’inin son 16 turundaki bu eşleşme, seyirciler için ilk bakışta izlenmesi gereken ilk maç değildi. Ancak maçın hikâyesi, bu eşleşmeyi turnuvanın ve sezonun en özel maçlarından biri yaptı.
İlk iki turda da beş set sonunda kazanabilen Japon raket Kei Nishikori, İspanyol rakibi Pablo Carreno Busta karşısında favori olarak korta çıktı. Ancak ilk iki sette mükemmel bir oyun oynayan Carreno Busta, maçı kazanmaya bir set kadar yaklaştı. Nishikori ise üçüncü setle birlikte başka bir seviyede oynamaya başladı ve mücadeleyi final setine taşıdı.
Final setinde oyunlarda skor 6-6’ya gelince, turnuva tarihinde ilk kez “süper tie-break” oynandı. Süper tie-break’i bir ace ile bitiren ve 10-8 kazanan Nishikori, çeyrek finale yükselen isim oldu. Ancak Japon raketin çeyrek finalde karşısına Djokovic duvarı çıkacaktı.
