4 Gollü Galibiyet İyiye Gidişe İşaret

Hagi'nin doğum gününü medya sporx'ten öğrendi. Maç ertesi yayına giren ve her zaman herkese boncuk dağıtan Sevgili Şansal da bu haberi sporx'ten aldığını nedense söylemedi.

Eee napalım;

İnternet haberciliği de sporx'in işi.

Hagi hayata yeniden başlıyor

Eskişehirspor yabana atılacak takım değil ancak Galatasaray da düşünceden uygulamaya geçince Eskişehirspor afalladı!

Galatasaray akıllı bir kadroyla sahaya çıktı.

Hagi günlerdir aradığı; şut çeken, pres yapan, topu dikine oynayıp alan değiştiren mevcut oyuncularla iyi bir kadro kurdu.

Savunmada Serkan'a güvenen Hagi, Sabri'yi atak başlatan ve rakibi karşılayan adam olarak kullandı. Galatasaray da ilk golü Sabri'nin katkısıyla buldu.

Neill için de aynı şeyleri söylemek gerek.

Lorik savunma göbeğine geçti topu iyi kullanan Neill de Sabri'yle beraber rakibi bastırınca Galatasaray şekillendi.

Culio da bu kez özgür ama oyun disiplinine sadık kalan isim olarak verimini artırdı.

Kazım, Kewell ve Stancu da Culio, Neill, Sabri'yle beraber dikine kullanıp, topu ayağında tutmadan oynayınca ortaya güzel futbol çıktı.

Galatasaray ilk çeyrekte bulduğu iki golle rahatladı.

Hagi ve Galatasaray yeniden doğdu.

Arda ve Ayhan yoktu top daha çok koştu

Dikkatinizi çekerim;

Futbol artık çok çabuk oynanıyor. Saniyelerin önemi var. Çalım atmak, topla adam geçmek yerine topu koşturmak amaç oldu. Galatasaray da bunu yaptı.

Arda çok iyi futbolcu, sezgileri ve becerisi müthiş. Arda takımın topu saklayan etkin gücü ancak ayağında çok top tutması, rakiple boğuşarak alan kat etmesi hem kendini yoruyor hem takımın hızını kesiyor.

Ayhan da öyle. Bu iki isim yetenekli oyuncular ama hızları düşük olduğundan rakibi geçemeyeceklerini anlayınca yeteneklerine güvenip topu geri çekiyorlar ve takım zaman kaybediyor. Topa sahip olmak için de yan pas geri pasa yatınca takım işlerliğini kaybediyordu.

Bu kez onlar yoktu Galatasaray forvetleri aktı.

Kewell oyun zekası,

Culio fizik güç ve becerisiyle,

Neill de gevelemeden topu oyuna net paslarla sokunca Galatasaray hız kazandı.

Kazım rakibi çökerten kuvveti ve aklı bir oyuncu.

Stancu, Kewell'ın boşalttığı alanlara sinsice sokulan ve kaleyi düşünen hızlı bir forvet. Siz bakmayın sol kanatta olduğuna Galatasaray'ın oyun planında herkes her yerde. Stancu'nun Kewell ve Culio ile uyumu görsel zenginlik yaşatıyor.

Sabri'nin de ofans-defans ilişkisinde rakibi kovalamasıyla takım kendine geldi ve sonuca rahat gitti.

Böylece ilk yarı Galatasaray, Eskişehirspor'u sahasına hapsetti. Forvetleriyle bağlantısını kesti. Burhan, Ümit Karan topla buluşamadı. Üç gol de atılınca Galatasaray ilk kez alkış aldı. Taraftar mutlu oldu.

Devam eder mi?

Eder. Hem de katlanarak…

Baroş bir daha sakatlanmasın Alex'i, Emmenike'yi sollar

Baroş'un da takıma girmesiyle Galatasaray gol yollarında vites büyütür.

9 maçta 7 gole ulaşan Baroş,

17 maçta 13 gol atan Alex ve Emenike'yi yakalar da geçer bile…

Galatasaray diğer takımlardan daha çok pozisyon yaratıyor.

Atamıyordu, artık atar hale geldi.

Kenarda daha Arda, Pino ve Yekta var.

Eskişehirspor karşısında bunlar net olarak gözüktü.

Galatasaray topu iyi gezdiriyor, presi devamlı kılıyor ve kaybettiği topun peşine takılıyor.

Aslında bu oyun Gaziantepspor Kupa maçında da böyleydi ama yenilgi dikkat dağıttı.

Galatasaray nihayet sağlıklı bir yapıya kavuştu. Geç oldu ama umut verir oldu.

Hatta Hakan Balta'nın yerine İnsua veya Çağlar oynarsa Balta forvete bile geçebilir. Hakan Balta ağır ve şu an için formsuz da olsa bu oyuncunun futbolu bilgisi diğerlerinden daha iyi. Kewell, Culio, Arda ile uyumu güzel. Bu da Hagi'nin elinin zenginleşerek rahatladığını gösterir.

Zapata ve yenen goller

Üç farklı galibiyetten sonra Hagi milli takımlarından yorgun gelen Kewell ve Neill'i çıkarınca takım sendeledi. Mustafa Sarp girince format değişti. Biraz da maçı aldık havası esince peş peşe iki gol yendi.

Kurala itirazım var!

Bunu kim bilir kaç kez söyledim. Galatasaray'ın yediği ilk gol ofsayt!

Hakemin kabahati yok. Kurala isyanım var.

Uzaktan savunmanın arkasına ortalanan topun süzüldüğü yerde iki Eskişehirsporlu oyuncu var. Biri ofsaytta diğeri değil!

O kadar uzun mesafeden gelen topun üzerinde kime gideceğinin adı mı yazılı ki savunma ofsayti takip etsin!

Bu son derece aldatıcı bir kural.

Savunma oyuncusu göz ucuyla ofsaytteki adamı kontrol eder. Anlarsa ki ofsayt durur.

Ezcümle; uzaktan gelen topun kime gideceği belli olmadığından yardımcı hakem bayrağı çekmeli.

Bu aldatmacada Burhan ofsaytte olmadığı için golü attı.

Gol geçerli ama kurala isyanım geçmedi. Kuralda aldatmaca olmamalı. Yasaya güven azalır.

İkinci gol duran toptan. Keyfe keder…

Bir anda 3-2 olunca maçın güzelliğine gölge düştü.

Kalede Zapata'nın iki golde de hatası yok!

Ancak iki maçta beş gol yemesi de hakkında karar vermeyi zorlaştırdı.

Kanaatim Zapata iş görür.

Galatasaray'ı beğendim. Fizik gücü iyi, disiplinli, atak ve şut çekiyor. Hızlı oyunda aşama yapmış. Gerçi Eskişehirspor da rakibine çok geniş alanlar bıraktı.

Galatasaray'ın forvetinden başlayan savunma anlayışı gelişiyor. Bu da artı değer.

Eskişehirspor gafil avlandı

Galatasaray'ın böyle iyi olacağını Hagi gibi Bülent Uygun da beklemiyordu.

Nadareviç ve Diego, Galatasaray'ın hızlı forvetleri karşısında afalladı. Kazım'ı da tutamadılar. Stancu'yu da. İvesa'nın sakatlanması talihsizlikti.

Bülent Uygun da 15'te 2-0 geri düşünce tedbir almakta gecikti.

Kewell'ın golü daha ilk yarı işi bitirdi.

Son bakış;

Umarım Hagi kimin ne olduğunu, kimin nerde oynayacağını artık çözmüştür, arayışları keser, bu takımda ısrar eder.

Kuşkum;

Neill'in bu performansı o mevkide her maç gösterip gösteremeyeceğidir.

Bir de,

Lorik'e pek güvenim yok!