Haberler

    Bitirmesi en kolay, kazanması en zor anıtsal yarış: Milano-Sanremo

    Abone Ol

    Adına "La Primavera*" diyorlar, on yıllarca baharın müjdecisi olarak görülmüş. "La Classicissima**" diyen de var, klasiklerin en büyüğü iddiasını pekiştirmek için.

    Adına "La Primavera*" diyorlar, on yıllarca baharın müjdecisi olarak görülmüş. "La Classicissima**" diyen de var, klasiklerin en büyüğü iddiasını pekiştirmek için. En büyüğü olup olmadığı tartışmalı ama sezonun ilk anıtsal yarışı, en uzunu ve en sürprizlisi. Hâliyle Milano-Sanremo’dan (MSR) bahsediyorum. Mart ayının üçüncü hafta sonu (Tarihin bahar gün dönümüne çok yakın olmasının takma isimdeki etkisini göz ardı etmeyelim.) Milano’nun merkezinden, Liguria kıyılarındaki Sanremo’ya giden 290 kilometrelik bu dev yarış bu sene 23 Mart’ta koşulacak.

    Milano-Sanremo arasında yarış düzenleme fikri, Costa Azzura’nın bu küçük kentinin spor birliği tarafından 1906’da ortaya atılmış. Sağda solda pek bahsedilmese de, bir önceki yıl Sanremo’da açılan kumarhanenin pazarlamasına da katkıda bulunacağı düşünülmüş olmalı. İlk yıl amatörler arasında iki etaplı düzenlendikten sonra, 1907’de La Gazzetta dello Sport taşın altına elini koyunca profesyonellere açılmış. 286 km'lik ilk edisyonu Fransız Lucien Petit-Breton 11 saatte kazanmış. Yarışı 1909’da kazanan Luigi Ganna ise birkaç ay sonra koşulmaya başlanacak İtalya Turu’nun ilk şampiyonu olacaktı.

    Luigi GannaOther Agency

    Yarışın büyük şöhret kazanması ise 1910’da gerçekleşti. Yarış zaten kötü bir havada başlamıştı ama bastıran tipi ve fırtına sporcuları perişan etti. Sadece dört kişinin bitirebildiği yarışı Fransız Eugene Cristophe kazandı ama yaklaşık bir ay hastanede tedavi görmek zorunda kaldı.

    Bu yıl 110. kez koşulacak MSR parkuru yıllar içinde çok değişmedi demiştik. Rota Milano’dan güneye yönelip Pavia, Alessandria, Tortona ve Acqui Terme’den geçiyor. Po Ovası’nın güney sınırına kadar dümdüz bir coğrafya... Denize varmak için de Apeninler’in son kalıntılarını çıkmak gerekiyor. Yarışın en yüksek yeri Passo del Turchino (530 m). Sonra Cenova yakınlarından ta Roma İmparatorluğu zamanından beri kullanılan Via Aurelia’ya kavuşup Sanremo’ya kadar sahilden devam edilecek. Yol üstündeki üç kısa yokuş (Capo Mele, Capo Cervo ve Capo Berta) yeterince seçici olmadığı için, yıllar içinde yarış hep yabancı sprinterlere yâr olmuştu.

    Organizasyon bu nedenle 1960’da Sanremo’nun hemen üstündeki Poggio yokuşunu, 1982’de de Cipressa tırmanışını parkura ekledi. Bugünkü durumda yarış ilk 200 km’si rölantide geçen, ilk elemelerin capi”lerde yapıldığı, Cipressa’da temponun arttığı ve kaçakların yakalandığı, Poggio’da ve inişinde ise son öldürücü darbenin vurulduğu bir hâle dönüştü. Ama bazen bu bile yetmiyor ve Via Roma’daki sprint finişiyle zafer kazanan belli oluyor.

    Milano-Sanremo’nun kralı 10 yıl içinde 7 kez kazanan Eddy Merckx. Diyecek bir şey yok: Eddy is the best! Ondan sonra iki büyük savaş arası altı kez kazanıp 11 kez podyuma çıkan ilk "Campionissimo" Costante Girardengo geliyor. Gino Bartali ve Alman Erik Zabel dörder, Fausto Coppi ve İspanyol Oscar Freire ise üç zaferle adları anılması gereken diğer sporcular. Coppi’nin 1946’da Turchino’da basıp gitmesi ve en yakın rakibine on dört dakika fark atması en efsanevi edisyonlardan biridir. Yarışı anlatan radyo spikerinin "Birinci gelen Coppi. İkinciyi beklerken dans müziği yayınına geçiyoruz." dediğine dair bir efsane vardır. 2018’deyse, defalarca başarısız olduğu taktiğini bu kez tüm pelotona yutturarak şampiyon olan Vincenzo Nibali’nin zaferi yıllarca hatırlanacak bir sürpriz oldu.

    "Bitirmesi en kolay, kazanması en zor anıtsal yarış" olarak nitelenen Milano-Sanremo’da bu sene yine birçok favori var. Sprinterler arasına öncelikle Elia Viviani (Deceuninck-QST), Fernando Gaviria (UAE-Emirates), Caleb Ewan (Lotto Soudal), Peter Sagan (Bora-Hansgrohe) ve takım arkadaşı Sam Bennett’i yazmak gerek. Sagan MSR’yi daha önce hiç kazanmadı. Bu güzel yarış için üretilmiş bir başka aforizma daha var: "MSR’yi kazanmak için kaybetmeyi göze almak gerek." Yıllardır Sanremo’da yüzü gülmeyen Sagan yeterli yatırımı yaptı denebilir. Fransızların umudu ise Julian Alaphilippe’te olacak. Çocuk süper formda ve Poggio’nun son kilometresinde tüm gözler üstünde olacak. Toplu sprinte Viviani’nin kalacağını düşünürsek "Loulou", Stybar ve Gilbert’den hangisi nerede kaçar, ne olur kestirmek güç. Benim tahminim geçen sene tufaya gelen sprinter takımlarının (QST hariç) bu kez kimseye izin vermemek için ellerinden geleni yapacakları yönünde. O zaman da üç kişi öne çıkıyor. Caleb Ewan, Dylan Groenewegen ve Elia Viviani. Üstünde "tricolore" ile Vivani’nin yarışı kazanacağını düşünüyorum.

    23 Mart 2019 Cumartesi günü TSİ 16:30’da Eurosport 2’de görüşmek üzere.

    * "ilkbahar" (ITA)

    **

    "en büyük klasik" (ITA)

    Kaynak: EuroSport.com / Spor

    23 Mart Milano Spor Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title