Brezilya'nın Çok Önündeler
Milliyet, Dünya Kupası öncesi Rusya'daki hazırlıkları mercek altına aldı, göze batacak ciddi bir eksikliğe rastlamadı.
MİLLİYET RUSYA'DA - SENAD OK ve CENGİZ MALGIR ve CELAL UMUT EREN
Sao Paulo'daki Corinthians Arena'da ilk maçtan bir gün önce inşaat, portatif tribünlerin montajı devam ediyor, sıvası bile yapılmayan duvarlar dikkat çekiyordu. Oysa zaten oturmuş bir stat olan Luzhniki her açıdan açılış ve final maçlarına hazır. Futbolseverler için Brezilya'dan farklı olarak Rusya'da statlara ulaşım çok daha kolay. Hiç araç kullanmadan metroyla statların kapısına kadar gidebiliyorsunuz.
Milliyet ekibi olarak Brezilya'daki 2014 Dünya Kupası'nın ardından bu sefer Rusya'dayız... İki organizasyon arasında ilk dikkat çeken detay Rusya'nın Brezilya'ya göre daha hazır olması...
Örneklemek gerekirse açılış maçı öncesi Brezilya'daki statta hala ciddi eksikler vardı. Sao Paulo'daki Corinthians Arena'da ilk maçtan bir gün önce inşaat, portatif tribünlerin montajı devam ediyor, sıvası bile yapılmayan duvarlar dikkat çekiyordu. Hatta bu inşaat kupanın ikinci haftasına kadar sürmüştü. Unutmuyorum, Uruguay rahatsız edici inşaat sesleri altında İngiltere maçının son provasına çıkmıştı. Elimizi kolumuzu sallayarak içeri girmiş "çok gizli olan" açılış seramonisinin son provasını bile çekmiştik.
Moskova'da ise durum daha farklı. Zaten oturmuş bir stat olan Luzhniki her açıdan açılış ve final maçlarına hazır. Sadece stadın dışında doğal olarak futbolseverler için bir takım düzenlemeler yapılıyor. Çeşitli standlar ve eğlence alanları için hazırlıklar söz konusu. Stadın içine girsem de zemine çıkmama izin vermediler. Bunun için foto muhabiri arkadaşım Cengiz Malgır'ın saha içi için geçerli olan akreditasyonunu kullandık. Ben basın tribününde yer alacağım için beni yeşil zemin üzerine almadılar.
Ulaşım kolay
Futbolseverler için Brezilya'dan farklı olarak Rusya'da statlara ulaşım çok daha kolay. Hiç araç kullanmadan metroyla statların kapısına kadar gidebiliyorsunuz. Özetle altyapı ve stat olarak Rusya'daki organizasyon Brezilya'nın çok fazla önünde... Ancak Brezilya'daki sıcaklık, doğallık ve futbol atmosferi şu an için Rusya'da yok. Belki maçlar başlayınca bu ortam değişir ama yine de tüm eksiklerine rağmen Brezilya'daki coşku organizasyonun değerini daha da arttırmıştı.
Halk destekliyor
Rusya halkının tamamı organizasyona destek veriyor. Kupanın ekonomiye ve ülke tanıtımına katkısının büyük olacağı düşünülüyor. Özellikle birçok kişi evlerini dünyanın farklı yerlerinden gelen futbolseverlere kiralıyor.
Rus halkı 10 yıldır bu anı bekliyor. Adaylık süreci ve ev sahipliği kesinleştikten sonraki dönemde ülke ekonomisi için bu organizasyonun katkısının büyük olacağı düşünülüyor. Mesela Brezilya'da organizasyona karşı çıkan ciddi bir kesim de vardı. Hatta Sao Paolo'da ciddi protestolar yaşanmıştı. Sebebi de yapılan yeni statlar için harcanan milyarlarca dolardı. Bu paraların eğitim, sağlık, altyapı gibi yerlere gitmesi gerektiğini düşünenler sokaklara dökülmüştü.
Burada ise tam tersi bir durum var. Halkın tamamı organizasyona destek veriyor. Kupanın ekonomiye ve ülke tanıtımını katkısının büyük olacağı düşünülüyor. Özellikle birçok kişi evlerini dünyanın farklı yerlerinden gelen futbolseverlere kiraya veriyor. Ciddi fiyatlar isteniyor. Lüks otellerin tamamı dolu. Otellerde yer yok. Bu yüzden Ruslar, kupa boyunca evlerini yüksek bedellerle kiralayıp buradan gelir elde ediyorlar.
Kupanın ayrıca gerçek Rus kültürü ve kimliğini tüm dünyaya tanıtması açısından da önemi büyük. Devlet Başkanı Putin de yaptığı konuşmada bunu dile getirdi; "Gerçek Rusya'yı tanıyacaksınız. Size hem evimizi hem de kalbimizi açtık"... Bir anlamda batıdaki Rusya algısını değiştirmek için de kupanın önemi büyük...
Trafik sorun
Dünyanın en eski ve büyük metrolarından birine sahip olmasına rağmen Moskova'da ciddi trafik sorunu var. Petrol fiyatlarının düşük olması, nüfusun yoğunluğu, çok sayıda aracın bulunması gibi etkenler ön plana çıkıyor. Ancak bunların hiçbiri trafik kazaları kadar etkili değil. Rusya'da çok küçük bir kazada bile trafik kitleniyor. Kanunen bir kaza olduğu zaman kaza yerine mutlaka polisin gelmesi gerekiyor. Bu da yetmiyor. Sigortacı da geliyor. Doğal olarak zaten yoğun olan trafiğin kitlenmesine sebep oluyor.
Dil ve alfabe problemi
Daha önce gittiğim ülkeler içinde uyum sorunu yaşamakta en çok zorlandığım ülke Rusya oldu. Benim gibi benzer şekilde dünyanın çeşitli yerlerinden gelen gazeteci ve futbolseverler için de benzer bir durum söz konusu. İngilizce konuşan yok. Bir de alfabe farklı olunca bazen kitlenip kalıyorsunuz nereye gidecektik diye?
Gittiğimiz yerlerde Rus halkı, Türk olduğumuzu öğrenince bize yakın ilgi gösteriyor. Hemen ardından bildikleri birkaç Türkçe kelimeyi söylemeye çalışıyor. Belki dil problemi yaşasak da bir şekilde mutlaka bir anlaşma yolu buluyoruz. Genellikle bu işaret dili oluyor. Boşnakça bildiğim için Slav dillerindeki ortak birkaç kelime de bazen imdadımıza yetişiyor.
Köpekli arama
Son üç Dünya Kupasını yerinde izledim. Güney Afrika, Brezilya ve şimdi de Rusya... Bunların içinde tartışmasız güvenlikle ilgili en üst seviye Rusya'da...
Mesela antrenmana girerken çantalarımız köpekle arandı. Çantayı açıp bırakıyorsun ve ardından bir uzman, köpekle gelip aramayı yaptıktan sonra çantanı alabiliyorsun. Bu şekilde mesela Rusya antrenmanına girebildim. Metro'da da çok ciddi bir güvenlik seviyesi söz konusu. Standart dedektörler zaten var. Ama çantanız varsa mutlaka onu güvenliğe vermeniz gerekiyor. Yapılan detaylı kontrollerden sonra metroya girebiliyorsunuz.
Keşke Türkiye olsa!
Türkiye'nin kupada olmaması Rusları üzmüş. Özellikle ülkemizin kupada yer almasının kendileri için ekonomik açıdan daha iyi olacağını söylüyorlar. "Buralara çok Türk gelirdi" diyorlar.
Başarılar Cüneyt hocam
Kupada yer alacak hakemlerin çalışması için dün Lokomotiv Stadı'na gittik. Bir haftadır Moskova'da olan ve son kural değişiklikleri ile ilgili bilgileri alan hakemlerin çalışmasını izleme şansı bulduk. Cüneyt Çakır ile konuşma fırsatı yakaladık. Ben tribünde o sahadaydı. Başarı diledim kendisine.
Ardından Cüneyt Çakır ile ilgili olarak orada bulunan meslektaşlarımın görüşünü merak ettim. Genel olarak görüşler olumlu. Arada bir iki kişi (belki Çakır tuttukları takım aleyhine bir karar vermişse) eleştiride bulundu ama şunu net şekilde gördüm. Cüneyt Çakır'ın artık bir marka olduğunu anlıyorsunuz. İsmini ikinci kez telaffuz etmenize gerek kalmıyor. Kupadaki en tecrübeli ve güvenilir hakemlerden olduğu fikri yabancı basında da hakim.
'Bu gurur bizim'
Milliyet'e konuşan Suudi Arabistan futbolunun unutulmaz isimlerinden Omar Al Ghamdi, Rusya ile oynayacakları açılış maçı için "Ben takımıma inanıyorum. Zor geçeceği kesin ama umutluyum. Burada olmak bile büyük gurur" dedi.
2018 Dünya Kupası'nın başlamasına sayılı saatler kala Moskova ve Rusya'da herkesin tek gündemi futbol oldu. Yarın Moskova'nın Luzhiniki Stadı'nda ev sahibi Rusya ile turnuvanın en zayıf takımı olarak tahmin edilen Suudi Arabistan karşı karşıya gelecek.
Açılış maçı öncesi de Suudi Arabistan futbolunun tarihi isimlerinden Omar Al Ghamdi, Milliyet Gazetesi ile bir araya geldi. Lokomotiv Moskova'nın tesislerinde Gazprom'un 'Dostluk için Futbol' projesini izlemeye gelen Al Ghamdi, röportaj teklifini ilettiğimizde, "Ne gibi sorular olur, aklımda sadece Dünya Kupası var. Artık geri saymaya başladık" diyerek esprili bir yaklaşım yaptı.
2002 ve 2006 Dünya Kupaları'nda Suudi Arabistan forması giyerek ülkesinin bu büyük kupada en çok forma giyen isimlerinden olan Al Ghamdi, 'Aslına bakarsanız aklım hep takımla, sanki futbolcu gibiyim hala. 2008'de bıraktım ama hep takipteyim onları. Bu gurur bizim, burada olmak bile gurur' dedi.
Sürpriz olmadı
Soruları sessiz bir ortamda cevaplamak istediğini kaydeden eski Suudi yıldız, ilk soruyu tahmin ettiğini söyledi. Rusya ile yapılacak açılış maçı için düşüncelerini dile getiren Al Ghamdi, "Elbette adı üstünde açılış maçı olması nedeniyle çok özel ve anlamlı. Bana göre Rusya iyi bir takım. Eğer ilk maçta iyi bir sonuç alarak sahadan ayrılırsak bu büyük bir gurur olur ve tarihi bir mutluluk olur. Ben takımıma inanıyorum. Zor geçeceği kesin ama umutluyum. Rusya bir Avrupa takımı ve iyi oyuncular. Üstüne onlar burada ev sahibi" yorumlarını yaptı.
Son Dünya şampiyonu Almanya'ya 2-1 kaybettikleri hazırlık maçını sorduğumuzda ise umutlarının arttığını ifade edip, "Bana aslında sürpriz olmadı. Ben Suudi Arabistan'ın iyi bir takım olduğuna inanıyorum zaten. Böylesi büyük bir takıma karşı ortaya koydukları mücadele bütün herkesi gururlandırdı ve umutlandırdı. Bu maç bizim için iyiye işaret. Almanya'ya kaybetmemiz doğal. Rusya maçından gelecek iyi sonuç farklı şeyleri düşünmemizi de sağlayabilir" ifadelerini kullandı.
'İyi bir süreçteyiz'
Suudi Arabistan futbolunun gelişimini de anlatan Omar Al Ghamdi, "Dünya Kupası'na katılmak önemli bir işti. Ülkemizde futbol gelişiyor, iyi bir süreçteyiz şu anda. Benim ülkemin halkına mesajım da şu; Bu takıma destek olsunlar, bu takımla gurur duysunlar. Milli takımımız her zaman gurur verici" diye konuştu.
'İyi hazırlandık'
Omar Al Ghamdi, "Hazırlık maçlarınız iyi geçti. Antrenman süreci de iyiydi. Bana göre güçlü bir takımız. İyi oyuncularımız var ve ben takımıma inanıyorum" dedi.
En yaşlısı Mondragon
Finallerde forma giyen en yaşlı futbolcu Kolombiyalı Faryd Mondragon oldu. Bir dönem Galatasaray forması da giyen deneyimli file bekçisi, 2014'te Brezilya'da düzenlenen son Dünya Kupası'nda Japonya karşısında forma giydiğinde 43 yaşından 3 gün almıştı. Mondragon, böylece 42 yaş 1 ay 8 gün ile en yaşlı futbolcu unvanını elinde bulunduran Kemarunlu Roger Milla'yı geride bırakmayı başardı.
Kupalarda forma giyen en genç oyuncu ise Kuzey İrlandalı Norman Whiteside'dı. 1982'de İspanya'da yapılan finallerde Whiteside, henüz 17 yaşından 1 ay 10 gün almışken takımının formasını giyerek, dünya kupaları tarihinin en genç futbolcusu olarak tarihe geçti. Whiteside, 17 Haziran 1982'de Yugoslavya ile yapılan ve golsüz berabere biten maçta ilk kez Dünya Kupası'nda forma giydi.
Rekor Matthaeus'te
Dünyanın en büyük futbol organizasyonu olan ve 4 yılda bir gerçekleştirilen Dünya Kupası finallerinde, en çok maç oynama rekoru Alman Lothar Matthaeus'e ait. Matthaeus, dünya kupalarında tam 25 kez forma giyerken, ulaşılması zor bir rekora imza attı. Alman futbolcu Miroslav Klose, 24 maçla ikinci, İtalyanların savunma oyuncusu Paolo Maldini, 23 maçla üçüncü sırada yer alırken, Arjantin'in ve dünya futbolunun efsane ismi Diego Armando Maradona, Polonyalı Wladislav Zmuda ve Alman Uwe Seeler 21'er maçla, Matthaeus, Klose ve Maldini'yi izledi.
En çok sahada kalan Maldini
Dünya kupaları tarihinde en çok sahada kalan futbolcu İtalyan Paolo Maldini oldu. Maldini, 1990 ile 2002 yılları arasında katıldığı 4 Dünya Kupası'nda 23 maçta forma giyip, 2220 dakika sahada kaldı. Maldini'yi 2052 dakikayla 5 Dünya Kupası'nda mücadele eden Alman Lothar Matthaeus ve 1980 dakikayla da Alman Uwe Seeler izledi.