Çelikler'den Koç'un '5 Yıl Avrupa'ya Gitmeyelim' Sözlerine Cevap

Serdar Ali Çelikler'in yazısı şöyle;

Ali Koç ve Fikret Orman Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi 2018 "Sporun Geleceği Aydınlık Mı?" panelinde konuştular. Önemli tespitler yaptılar. Toplantıda konuşan başkanların sözlerinden bana kalan 2 sonuç var;

• Bu borçların kapanması mümkün değil. Ülkemizde kulüp sahipliği yok ve olması da çok zor o zaman devletin bir şeyler yapması lazım..

• Tüm sistem baştan aşağı değişecek ve üretim ekonomisine (altyapı) geçilecek..

??

Ali Başkan yeniden yapılanma esnasında gerekirse 5 yıl Avrupa'ya gitmemeyi de göze almak lazım dedi ki bu cümle bana göre Ali Koç vizyonu ile uyuşmuyor. Bu "Gerekirse 5 yıl gitmeyelim" önermesi İngiltere örneği üzerinden yapılıyor. 'İngilizler 5 yıl gitmedi sonra Avrupa'nın en değerli ligi oldular' önermesi de doğru değil aslında..

Şimdi neden bu önermenin yanlış olduğunu ve Ali Bey'in tespitinin vizyonla alakası olmadığını anlatmaya geçelim.

1988'deki Heysel faciası sonrası Avrupa Kupaları'ndan 3 yıl men edildi İngiliz kulüpleri. Ancak Margaret Thatcher "Hazır değiliz" diyerek süreyi 5 yıla çıkardı. Döndüklerinde Premier Lig kurulmuştu.. Ancak o dönem bu 5 yıllık yapılanma planı ekonomik değil sosyolojikti. Holiganizmle; bir anlamda Thatcher'ın politikaları ile işlerini, gelirlerinin büyük kısmını ve gelecek ümitlerini yitiren çalışan sınıftaki 'bozulmayla' mücadele amaçlıydı. Bir nevi siyasi amacı vardı yani. Burada, bizde böyle bir durum yok. Öte yandan Premier Lig, Avrupa arenasına gelir gelmez parlamadı. Asıl patlamasını 2000'lerden sonra yaptı. Alex Ferguson'un United'ı ile Avrupa Şampiyonu oldular; ardından yabancı sermaye akışı hızlandı.. Sadece United biraz da Arsenal'in sürüklediği, arada Blackburn'ün bile şampiyon olabildiği bir yapıdan Chelsea; City gibi aktörler çıkmaya başladı. United ve Liverpool satıldı. Yani kaynak girdi.. Ayrıca o ligin çok önemli bir artısı vardı, dil birliği.. Eski sömürgeler müşteri oldu.

İngiliz liginin "parayı bulması" 5 yıllık nadas dönemiyle doğrudan ilintili değil.

Öte yandan benzer bir durum Fenerbahçe için oldu zaten. Fenerbahçe 3 yıl Avrupa'ya gitmedi. Peki o esnada ne oldu? Giderler azdı ve kulüp iyice zor duruma düştü. Ali Bey diyebilir ki "O dönem ben başkan değildim.." Ancak şimdi başkan ve açıkça düşük maliyetli takım kurmanın şart olduğunu söylüyor. Ancak bunu söyleyen başkanın takımı bu sezon tam 11 transfer yaptı. Ayew, Slimani (her ikisi de kiralık) Jailson ve Frey dışında direkt oynamıyor diğer transferleri. Yani Ali Bey'in teşhisi ile tedavi yöntemi uyuşmuyor. Kendisinin bir başka doğru tespiti ise "Avrupa'da bu kontratlar yok" cümlesinde saklı.

Fakat Ali Bey de bilir ki 'ülke riski' diye bir gerçeklik vardır. Misal borç almak isteyen bir Fransız bankasına libor+1'den faiz uygulanırken Türk bankasına libor+3'den uygulanabilir. Aradaki farka ülke riski denir. Bu gerçek ortada iken, sadece futbola özel değilken tam da Vehbi Bey'in sözleri çareyi gösteriyor: Alırken kazanılır, satarken değil.. O halde 23 yaşındaki Jailson'dan; 25 yaşındaki Reyes'ten ve 24 yaşındaki Frey'den maliyetlerinin çok üstünde bir satış beklentimiz olmalı..

Berke-Ferdi gibi Wonderkid'lerden en az birinin 10 milyon Euro gibi bir değerle satılması bekleniyor. Barış yaş itibariyle wonderkid değil ama onun da satışından ümitvarlar demek ki..

Peki Avrupa'ya gitmezseniz bu oyuncular nasıl yüksek bedelle transfer olacak? Burada da bir açmaz var. Öte yandan ismi geçen oyuncuların hiç biri zamanında buraya isimsiz gelip sonra yıldız olan Riberry efekti yaratacak isimler değilken yatırıma, "Alırken kazanma" düsturuna uygun değilken bir de Avrupa'ya gitmezseniz nasıl pazarlama yapacaksınız? Ayrıca beIN Sports Avrupa'ya gitmeyen takımların ligini 500 milyon dolar'a alır mı? HeForShe ya da Avis dahi sponsor olur mu?

Ali Bey haklı, sistem değişmeli.. Ama önce kendi dünyasından, kendi tercihlerinden başlamalı.. Sportif direktöründen scouting ekibinden başlamalı değişmeye değiştirmeye. Hatta Avrupa kupalarına katılmak istemeyen, küçülen ülkelerin hangisinde yılda 1 milyon Euro maaşlı sportif direktör olduğunu da araştırmalı.. Avrupa'ya her sene istikrarla katılmaya çalışan bir takımı olmalı. Evet, doğru finansal sistem, doğru maaş politikası gerekli.. Ama önce hedef.. Fenerbahçe'nin hedefi her zaman Avrupa olmalı.. Ali Koç da nihai hedeflerine ancak bu şekilde ulaşabilir.