Haberler

    Duygun Yarsuvat Projelerini Anlattı: Prandelli Gidecek Mi?

    Abone Ol

    Galatasaray başkan adayı Duygun Yarsuvat, Galatasaray Televizyonunda açıklamalarda bulundu.

    Galatasaray başkan adayı Duygun Yarsuvat, Galatasaray Televizyonunda açıklamalarda bulundu.

    İşte Yarsuvat'ın açıklamaları:

    "İlk icraatim herhalde mali portreyi önüme koymak, idari portreyi önüme koymak, 210 günlük bir çalışma düzeni hazırlamak ama bir sloganımız var; "Dördüncü yıldız"

    "Bu sloganı gerçekleştirmek için ne gerekiyorsa yapacağız. Kısa bir sürede derinlemesine değişiklikler yapamazsınız. Bu sürede diğer arkadaşlara, hem kulübü bilme hem de hazırlık yapma şansı vereceğiz. Benim 5 sene, 10 sene başkanlık yapma hevesim yok. Mayıs 2015'te ben bırakacağım. O süreye kadar gerekli hazırlıklar yapılsın."

    "TEKNİK KADRO DEĞİŞİMİ ÖNGÖRMÜYORUZ"

    "Bence, başkan değişiminin pozitif yansıması gerekir. Ne teknik kadroda, ne de sporcu kadrosunda bir değişim öngörmüyoruz. Gerek oyuncular, gerek teknik kadro branşının en iyilerinden. Bizim bu konuda bir tasarrufumuz olmayacak. İtalyan milli takımının antrenörü geldi, bunu ben niye değiştireyim. Galatasaray'ı hepimiz takip ediyoruz. Kimleri yemedik ki biz? Rijkaard'ı, Feldkamp'ı, Mancini'yi yedik. Bunun sebebi Galatasaray dışındaki adamlar yüzünden yedik. Lucescu'yu yedik. Lucescu hakkında, tv'de "Saçlarını taramıyor" bile dendi. Biz adama köylü dedik, adam takımını Avrupa şampiyonu oldu. Bunun ortadan kaldırılması gerek. Benim görev sürem boyunca Prandelli devam edecek. Ben hiçbir değişiklik düşünmüyorum. Aksi söylenirse doğru değildir."

    "PARAYI IVIR ZIVIRA HARCAMAK İSTEMİYORUM"

    "Ocak ayında yapılan transferler doğru transferler değildir. Takımlar, sezon başında transferlerini yaparlar, ocak ayında gitmesini istedikleri oyuncuları satmak isterler. Kimse iyi oyuncusunu devre arasında bırakmak istemez. Galatasaray'ın parasını, yeni oyuncular alacağız diye ıvır zıvıra harcamak istemiyorum."

    "BENİM GÖRÜŞÜM DEVAMLILIKTIR, İSTİKRARDIR"

    "Faruk Başkan, UEFA Kupası'nı kazandığı zaman ben Divan Başkanı'ydım. Aynı zevki, aynı heyecanı onlarla beraber yaşadık. Yine Galatasaray'ın dışındakiler, 2000 yılında bu başarının tadına vardırtmadılar. Sürekli eleştirdiler. Avrupa Süper Kupası'nı da kazandık. Orada da bir tatsızlık oldu. Neden Fatih Hoca ayrıldı falan dendi. Benim görüşüm devamlılıktır, istikrardır. Fatih Hoca ile bunu çok konuştuk. O da devamlılık ister. Örnekler verdik. Manchester United'ın antrenörü Alex Ferguson, Arsenal'in hocası uzun süreli."

    "Biz hiçbir zaman Fatih Terim'in Galatasaray'dan ayrılmasını istemedik. Bazı şartlar, söylemeyeyim ben, Galatasaray'ın aleyhine oldu."

    "TFF'YE DOSTANE YAKLAŞMAYI İSTERİM"

    "Şayet seçilir isem, TFF'ye dostane yaklaşmayı isterim. Parmağı göze sokarmışcasına, Galatasaray aleyhine bir takım kararlar alırlarsa Galatasaray için şahin olurum. Kimseyle aram kötü değildir ama ben Galatasaray'ı kimseye yedirmem. Federasyon başkanı da olsanız, Galatasaray başkanı da olsanız, insansınız. Birbirinizi sevmelisiniz. Bu Türk futbolunun üzerinde bir sorundur."

    "MİSAFİR TAKIM SEYİRCİSİ MUTLAKA OLMALIDIR"

    "Seyirci olmadan oynanan bir futbolun tadı yoktur. Bağırmayan taraftarsız futbolun bir tadı yoktur. Seyircisiz futbol olmaz. Seyircilerin birbirleriyle aralarının iyi olması gerekir. Misafir takım seyircisinin mutlaka maçta olması gerekir. Bu sorun biraz da medyadan kaynaklanıyor. Her maç sonrası "Asacağız, keseceğiz" Napıyorsun ya, bu bir oyun. Zevk almalısınız. Bunu yöneticiler yapıyor. Rakip kulüpten bir yönetici, adını vermek istemiyorum, UEFA Kupası'ndan sonra "Biz bu Galatasaray'ı durdurmazsak ekmeğimizden oluruz. Her kupayı alıyorlar, biz Avrupa'ya gidemeyiz" demişti. Bugün bile hatırlıyorum. Sonrasında tüm kulüpler Galatasaray'a cephe aldılar."

    ŞİKE SÜRECİNE DAİR

    "3 Temmuz, Türkiye spor hayatında bomba gibi düşen bir olay. Her dengeyi değiştirmiştir. Böyle bir şeye ihtiyaç var mıydı? Ancak, şunu biliyorum ki eğer bu olay var ise, bu benim görevim değil, mahkemeler halledecektir, yapılmış ise hüküm verilip cezalandırılması gerekir. Ben hukukçu olduğum için muhakemenin yenilenmesi safhasındadır. Bunun sonuçlarını göreceğiz, bekleyeceğiz. Kamuoyunda ortaya çıkan seçimler dolayısıyla, benim bir arkadaşım Beşiktaşlı denmiş ve bu kişi o yargılanan kişinin müdafaasını üstlendi. "Bunu nasıl listene alırsınız?" dendi. Burada benim mesleğime tecavüz var. Ben de ceza avukatıyım. Fenerbahçeli, Beşiktaşlı çok insanı savundum. Görevinizde iyiyseniz, size gelirler."

    AZİZ YILDIRIM'IN AVUKATI OLAN YÖNETİCİ ADAYI...

    "İlhan Köksal, ülkenin en iyilerinden biridir. Demek ki İlhan ile gurur duymamız gerekiyor. İlhan'ı çok yakından tanıyorum, benim öğrencimdir. İlhan, biraz çabuk açıklama yapmış. Birlikte davalar takip ettik. Biz fakülteden çıktığımızda, avukatlar olarak yemin ederiz. Tıpkı doktorlar gibi. Mesela, Galatasaraylı bir doktor, Fenerbahçeli bir hasta gelse "Hayır ben bakmam, Fenerbahçelisin" mi demek zorunda. Bu olayı böyle değerlendirmek lazım. Hepimiz insanız. Birbirimizi sevmeliyiz. Onların da sizden hiçbir farkı yok."

    "HİÇBİR ŞEYİMİ SATMAM"

    Galatasaray'ın hisse ve gayrı menkullerin satılarak paranın kullanılması sorusuyla ilgili olarak, Duygun Yarsuvat; "Ben çok cimri bir adamımdır. Hiçbir şeyimi satmam."

    "Ben 2015'te sözleşmesi bitecek Ada'yı Galatasaray'a, sahibine teslim edeceğim. Galatasaray, koca kulübü idare ediyor, bir adayı mı idare edemeyecek. Galatasaray Adası, bir prestijtir. Bu ada Galatasaraylılar'ındır ve bizim tüzüğümüz sosyal tesis nedir diye her şeyi açıkça ortaya koymuştur. Okuyorum; "115. madde, sosyal tesisler, kulübün üyeleri, aile bireyleri ve onların yakınları, sporcuları, tüzükte ve yönetmelikte belirtildiği şekilde sosyal olanaklar sağlamak ve insanları kaynaştırmak için doğadan yararlandırılan tesislerdir"

    "Niçin ben orada (Galatasaray'ın sosyal tesisleri) otel misafiriyle yanyana oturayım, niçin ben kenarda köşede sıkışmış oturayım. Burası Galatasaraylılar'ındır, Galatasaraylılar'ın olacaktır. Eğer, bu ada işletilecekse Galatasaray işletecektir."

    "BENİM DE FENERBAHÇELİ ARKADAŞLARIM VAR"

    "Ben insanı seviyorum. Fenerbahçeli çok dostum var. Hepsiyle de beraberim. Hatta müşterilerim var Fenerbahçeli. Beşiktaşılar da var. Hepsiyle iyi ilişkilerim vardır. Ancak, bu ilişkiler Galatasaray'a bir kötülük yapıldığında sona erer. Geçmişte, Kadıköy'de yapılan bir maçta Galatasaraylılar'ın oturduğu tribünlere insan dışkısı kondu. Taşlar atıldı, sular atıldı. Böyle bir duruma müsaade etmem."

    "Böyle bir şey olursa, insanın kendini koruması gerekir. Nefsi müdafaa vardır. Galatasaray Lisesi'nden beri hatrımda olan bir nokta var. Yolda yürürken ayağınızı taşa çarparsanız ne yaparsınız? Taşa küfreder, taşı tekmelersiniz. Bu çocuk davranıştır. Olgunluk, o taşı oradan kaldırmaktır. Sorun yaşarsak, böyle davranırız."

    E-BİLET'E DAİR...

    "Elektronik biletin olmaması taraftarıyım. Futbol maçı bir heyecandır. Futbolcu gibi heyecan duyarsınız. Bu heyecanı önleyemezsiniz. Maçı izlerken, topa bile vurursunuz. Top sporcunun ayağındadır ama sizde vurursunuz. Heyecanlanırsınız, yaşarsınız, seversiniz. Niye koymuşlardır bu bileti, seyirciyi tespit edebilmek için. E ne oldu, 300 kişi, 500 kişi geldi. Beşiktaş maçında seyirciler yer değiştirdi. Nasıl tespit edeceksiniz? Kanunda PassoLig yok. Kanunda sadece e-bilet var. Bir maça gitmek için PassoLig almak zorunda mısınız? Bunu zorunlu kılıyorlar, Şampiyonlar Ligi'nde geçerli kılamıyorsunuz. Milli maçta PassoLig yok, korktular seyirci gelmeyecek diye. Kötü tezahüratı böyle engelleyemezsiniz. Bu oyunun doğasında var. Bu oyunun içinde dostluk var. Bu bilet, sporculara yapılan bir hakaret bence. Futbol, seyircisiz oynanmaz."

    "Mesela, tiyatroya gittiğinizde PassoTiyatro mu soruyorlar? Konsere, sinemaya falan giderken bunu mu istiyorlar?"

    "TÜRK FUTBOLUNU YABANCILAR GELİŞTİRDİ"

    "Yabancı futbolcu sayısını sürekli indiriyorlar. Yabancı sayısı düşünce Avrupa'da başarı gelmez. Yabancı sayısı önemli değil, 11 Türk de olabilir. Eğer, iyi kadro çıkarmak istiyorsanız iyi yabancı oyuncu getirmelisiniz. Türkiye'de oyun eskiye göre gelişmiştir, bunu da yabancı oyuncular sağladı. Drogba geldi, ortalık ayağa kalktı. Biz hala Hagi'yi hatırlıyoruz, özlüyoruz. Ardalar'ın, Emreler'in yetişmesine sebep Hagi'dir. Arda top topluyordu ama Hagi'yi gözlüyordu. Emre'yi maçlardan, antrenmanlardan sonra Hagi tutardı, çalıştırdı. Demek ihtiyacımız var. Ben bu gelişimi de Derwall'in gelişine bağlıyorum. Onu da Alp Yalman getirmiştir. Simovic ile birlikte..."

    "Derwall, Dünya Kupası'nda başarısızdı. Simovic de Dünya Kupası'nın en başarısız kalecilerinden biriydi. Derwall, ilk birkaç maçtan sonra ıslıklandı. Ancak, sonra Türk futbolunu başarılara sürükledi. Bence 5+3 kabul edilebilir değildir. Avrupa'da başarı, bu sınırla gelmez."

    "SABAH UYKULARINI ÇOK SEVER OLDUM"

    "Benim tabiatımdaki hasletlerden ötürü, herkesin yaptığı işi onlar gibi yapmam. Değişik olmam lazım. Benim değişikliğim, geçmiş idarecilik yıllarımdaki gibi herkesle tanışmak, herkesle haşır neşir olmak isterim. Herkesle konuşmak, herkesin derdini dinlemek isterim. Ben odada oturup, başkanım deyip tespih çekmekten hazzetmem. Sürekli hareket halindeyimdir. Sabah herkesten önce gelirim. Gerçi gelebilir miyim bilmiyorum. Sabah uykularını çok sever oldum. Salı sabahları 11'de üniversitede dersim var, o gün zor oluyor tabii."

    "Ben 1937 doğumluyum. Allah ne kadar verirse, o kadar yaşarız. Ben Galatasaray'da talebeyken, Galatasaray Kulübü'ne üye oldum. Benim Galatasaray'daki numaram 3666'dır, Yalman da 3660'dır. Yalman'ı babası yazdırmıştır. Beni Galatasaraylı bir hocam kulübe üye yapmıştı. Herkes üye olmazdır kulübe. "Niye üye olacaksın bu tulumbacılara" denirdi. Tulumbacılıkla, futbolculuk bir tutulurdu."

    FUTBOLU KİM YÖNETECEK?

    "Futbolu ben yönetmeyeceğim. Futboldan bir arkadaşımız sorumlu olacak, o kişi bana sorumlu olacak. Benim idaremde herkesin bir sorumluluğu olacak. Ben yetkiyi dağıtır, bunu kontrol ederim. Futboldan, basketboldan sorumlu olabilecek arkadaşlar var. Listeme baktığınız vakit, kimin nerede görev alacağı bellidir zaten."

    "GALATASARAY AŞAĞILANMIŞTIR"

    "(Fenerbahçe - Galatasaray basketbol maçı) 17 Haziran'da Galatasaray aşağılanmıştır. Bunun için mücadele etmek gerekirdi. Gerekli mücadeleyi ettiler ama başarıya ulaşamadılar. Takımı çekmek yerine alternatifler üretmek gerekirdi. Çeşitli gerekçeler vardı. Ancak, bunlar daha önce yapılmalıydı. Bir gün kala yapılacak işler değil. Galatasaray'ı kimseye ezdirmem, sonucu biliyorsam, takımı oraya dayak yemeye göndermem. Bunun önlemi nedir, Valilik'e başvururum. Ankara'ya giderim. Netice alırım. Ezdirmem çocuklarımı."

    "SÖZLERİMİZİ TUTMAMIZ LAZIM"

    "Galatasaray kadın basketbol takımı kıvanç duyduğumuz bir takımdı. Ancak, biraz masraflı bir takım oldu sanki. Bizim yapacağımız şeylerden biri, bu masrafları kısabilmek. Sadece futboldan para kazanabiliyoruz. UEFA'ya da futbol takımı üzerinden bir takım sözler verdik. Bu sözleri tutmamız gerekiyor."

    "Faruk Süren başkanken, kadın basket takımımızı Avrupa'ya gönderememiştik. Paramız yoktu. Kızlar ağlamıştı. Faruk Süren, basketboldan gelmiş bir başkandı üstelik."

    "GALATASARAY'I ASLAN OLARAK GÖRÜYORUM"

    "Öç alma duygusu, insandan kaynaklanır. Ancak, kabul edilebilir değil. Galatasaray'da başkanlık yapmış olan birinin, bu duygusunu törpülemesi lazım. Ben onu görüyorum sizle beraber. Galatasaray'ı aslan olarak kabul ediyorum ben, yavrularını çakallara vereni aslan kabul etmem. Bazılar davalar açtılar, ceplerinden paraler verip başkalarına davalar açtırdılar. Bu durumlardan vazgeçmeleri gerekiyor. Bu kişiler başkandırlar ama kendi duygulanırının esiri olarak kalmışlardır. Eğer ibra edilmedilerse, sorunu kendilerinde aramalılar. Kitleden intikam alınmaz, o kitle sizi yer. Geçmiş duygularınızı unutup, Galatasaray sevgisiyle hareket etmelisiniz."

    "LİSELİ-ALAYLI AYRIMI..."

    "Galatasaray'da liseli, alaylı ayrımı konuşulur. Listeme bakarsanız yarısı lise mezunudur, yarısı değildir. Ancak, onlar da Galatasaray'ı seviyor, ne farkımız var ki. Fiziki bir fark vardır, birinin Galatasaray diploması vardır"

    "PROJEDE STADIN ÜSTÜ KAPALIYDI"

    "Stadın üstünün kapanması şarttır. Ben dedim ki, şart değil, üstü kapatılmadan almayın dedim o gün. Projede üstü kapalıydı. Ben "tek"liği severim. Türkiye'nin yegane üstü kapalı stadı olacaktı. Bir seçimden önce gittiler, stadın üstünün kapatılmasını taahhüt ettiler. Bu söz bizi bağladı. Bu söz nedeniyle Galatasaray davalık."

    "Size kim söyledi ocak ayında açılacak stadyum diye? Ne olurdu mayısta, haziranda açılsaydı? Bizi davalık ettiler. Bu olay da 10 milyon dolar da bitecek iş değil. Yapıldığı zaman da çimler yanacak. Bunu yapmak için 3 ay gerekir. Dolar da arttı. Bu stadın üstünün kapanmasının zor olduğunu, diğer borçlar gibi miras olduğunu söylemek lazım."

    Kaynak: EuroSport.com / Spor

    Duygun Yarsuvat Gheorghe Hagi Galatasaray Spor Spor Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title