Fenerbahçeli Volkan Demirel: Tutabileceğim Topları İçeri Attım
Volkan Demirel, NTV Spor'da Ercan Taner'in sorularını yanıtladı. Başarılı kaleci, "Sezon başında formum düşüktü. Tutabileceğim topları içeri attım" dedi.
Fenerbahçe kaptanı Volkan Demirel, Futbol Aktüel programında Ercan Taner'in sorularını yanıtladı.
Sezona takımın ve kendisinin kötü başladığını söyleyen Volkan, "Hem takım açısından hem benim açımdan iyi bir başlangıç olmadı. Bazı şeylerin oturmaması. Bazı konulurda öncelik takım olmaktır. Bunu yakalamak için zamana ihtiyaç oluyor. Biz bunu hiç yakalayamadık. Birbirimizi hiç tanımıyorduk. Birbirimizden uzaktık. Yetenekli oyunculardan oluşan bir takımız. Birliktelik olmayınca ne kadar yetenekli olursanız olun, başarı uzak oluyor. Osmanlıspor maçı sonrası bir toplantımız oluyor. Neyi yanlış yapıyoruz, ne sıkıntımız var diye konuştuk. Orada gerekenleri arkadaşlarım söylediler. Ben de buradaki 15 yıllık tecrübemden dolayı bildiklerimi anlatmaya çalıştım. O maçtan sonra milli takım arası oldu. Döndükten sonra başka bir takım vardı. Herkes birlikte düşününce, yetenekli oyunculardan da oluştuğunuz için başarı geliyor." dedi.
"BU SENE EN BÜYÜK AVANTAJ AYKUT HOCA'NIN BAŞIMIZDA OLMASI""Takım olarak her geçen gün yukarı çıkarak, özellikle son haftaki maç için 'Fenerbahçe uzun yıllar böyle oynamadı' diye yorumlar var." diyen başarılı kaleci, "Aynı düşünceyi sahaya yansıtırsanız, o fark diğer takımlara nazaran öne çıkıyor. Bu sene en büyük avantaj Aykut Hoca'nın başımızda olması. Osmanlıspor maçı sonrası yönetimle ne konuştuklarına hiç girmedik. Sonra geldiğimizde Aykut Hoca'nın takımın başında olması bize ayrı bir mutluluk verdi. Aykut Hoca'ya çok inanan, güvenen bir insanım. Geçen yıllardaki başarılarını bildiğim için, buralara gelebileceğimizi az çok tahmin ediyordum. Takım olarak bunu söyleyebilirim. İlk haftalarda birlikteliğimiz yoktu. Son haftalarda o birliktelik gelince başarı gelmeye başladı." ifadelerini kullandı.
"TUTABİLECEĞİM TOPLARI İÇERİ ATTIM"
Volkan, "Kendi adıma da gelince, sezon başında bir form düşüklüğüm vardı. Form düşüklüğünden öte çok hatalar yaptım. Kendimi her maçtan sonra izlerim. Belki tutabileceğim topları içeri attım. Bunlar ne pozisyon hatası ne de durmaktan kaynaklı. Bunlar tamamen bireysel hatalardan kaynaklı. Bunu kalecinin formuna endeskleyemem. Daha sonra hocam beni dinlendirme kararı verdi. Bana görev verdiğinde görevimi yaparım. Kendi öz güvenimden kaynaklanan hatalardı. Takımın çıkışıyla birlikte benim de çıkışım geldi. Bundan sonra da eskiye dönüş olmayacak; ama bugünlerden daha ileri gideceğimize inanıyorum." dedi.
"KALECİLER YALNIZ ADAMLAR"
Kaleciler yalnız adamlar olduğunu söyleyen tecrübeli eldiven, "Halı sahada bile insanlar kaleye gitmek istemezler. Futboldaki en zor meslek kaleciliktir. Herkesin hatasını kapatan biri vardır; ama sizin hatanızı kapatan kimse yoktur. Her zaman tek başınasınızdır. Gol olur tek başına sevinirsiniz, gol yersiniz takımdakiler de üzülür ama en çok siz üzülürsünüz. Geçen hafta 4-2 kazandık ama üzüldüm, 2 tane gol yedik. Kalecilik farklı bir meslektir. Bu mesleği yaptığım için kendimi şanslı hissediyorum." dedi.
19 yaşına gitsen ne yapardın?
"Ben futbola santrafor olarak başladım. Hayat beni buralara getirdi. Okul takımından başlayan bir serüven. Ama iyi ki de kaleci oldum."
"MİLLİ TAKIM KAPISI NE ZAMAN AÇILIRSA HER ZAMAN GİDERİM"
Bundan sonraki dönemlerde gruplarda tekrar mücadele edeceğiz. Sizin milli takım yorumunuz ne olacak?
"Milli takıma çağrıldığım her zaman orada görev almak isterim. Tatsız olaylar yaşadım. Sıkıntının nedenleri de belli. Oralara gitmek istemiyorum. Artık önümüze bakmak istiyorum. Milli Takım kapısı ne zaman açılırsa her zaman giderim. Biz Türk bayrağı altında büyüyen insanlarız. Biz Türk bayrağına sarılarak yatan insanlarız. Ne zaman görev verirlerse görev almaya hazırız."
Maçlarda bazen sinirleniyor musun?
"Aslında çok fazla sinirli değilim ama fazla yaşayan bir insanım. Büyük camialarda sizden istenen ve beklenen çok şey var. Bunu yapmak için yüksek konsantrasyon gerekiyor. Konsantrasyon tek başına yeterli değil. Biraz sinir ve adrenalin gerekiyor. Saha içinde işime odaklı olduğum için bunu yapmam gerektiğinden değil ama olması gerekiyor."
Baskı karşısında iyi oynuyorsun?
"Baskı bana her zaman olumlu etki etmiştir. Hiç bir zaman rahatsız olduğum bir durum değildir. Rakip taraftarın üstüme oynaması hoşuma gider. Ben de onlarla oynarım demeyeyim ama onların istediği gibi hareket ederim. Öyle yaptığımda takım arkadaşlarım daha rahat oluyor. Tepkiyi kendime çekip, takım arkadaşlarımı rahatlatıyorum gibi geliyor. Bunda art niyet yok. Tamamen takımın kazanması için."
Maç oynanırken, maçı kazanamayız veya kazanırız diye düşünüyor musunuz?
"Buna hafta başında düşünüyorum. Takımın ruh halinden, durumundan anlıyoruz. Çok büyük camiaların içinde kalmış insanlar bunu anlayabilir. Takımın ruh halinden bunu anlarsınız."
Genç oyuncuları hazırlamak nasıl olur?
"Biz de ilk başta neyin ne olacağını bilmiyorsunuz. Ama ilerleyen dönemlerde bunu öğreniyorsunuz. Biz de genç arkadaşlara elimizden gelenlere yardımcı olmaya çalışıyoruz. Sadece genç arkadaşlara değil, yeni gelenlere de orta yaştaki oyunculara da buranın ne anlama geldiğini öğretmeye çalışıyoruz. Anlatabildiğimi de düşünüyorum. Burada bana olan saygı ve sevginin çok büyük olduğunu düşünüyorum. Kimseyi kırmadan incitmeden anlatmaya çalışıyorum. Kızdığım da oluyor. Ama bu art niyetli değildir. Onlar da art niyetli olmadığımı bildiği için söylediklerimi de alırlar."
"UMARIM, BİZ GİTTİKTEN SONRA...""Kaleci antrenmanları gününe göre değişiyor. Haftanın bir günü kaleciler kendi aramızda çalışıyoruz. Hocamız antrenmanın dozajını ayarlar. Kaleci ortamımız çok güzel. Kameni'nin dışında üç tane genç kalecimiz var. Erten, Oytun, Tarık... Hepsine çok güveniyorum. Hepsinin gelecekte Türkiye'nin en büyük kalecileri olacağını düşünüyorum. Çünkü yediğimiz içtiğimiz bir gider. Erten'le aynı odada kalıyoruz. Umarım, biz gittikten sonra bu üç arkadaş burayı evirip çevirirler."
"Beyin olarak mesleğimde alakalı kendimi çalıştırırım. Maçtan önce rakip analizi yaparken, kendimi hazırlarım. Maçı düşündüğümde, her zaman konsantrasyonum yüksek oluyor ve daha iyi oynuyorum."
Kampların fazla olmasını nasıl değerlendiriyorsun?
"Maçlardan bir gün önce kamp olması çok doğru bir durum. Takım olmanın, birlikte olmak önemli. Sadece sahada olmuyor. Bazı şeyleri paylaşmanız gerekiyor. Buraya gelip idman yap eve git şeklinde olmamalı. Uzun süreli kamplara ben de karşıyım ama maç öncesi bir gün kamp olmalı. Eskiden kamplar çok daha fazlaymış bunun nedeni varmış. Artık her şey daha farklı. Evlinin çoluğu çocuğu var. Bekar insan geziyor tozuyor; ama maçtan bir gün önce kampta olmak futbolcu için artı yazar."
"YENSEM DE YENİLSEM DE..."
Takımın kaybedip kazanmasını da değerlendiren Volkan Demirel, "Eve fazla yansıtmamaya çalışıyorum. Zaten yensem de yenilsem de eve gidip kızlarımı aldığımda benim için bitiyor. Sevincimi de orada bitiriyorum. Kızlarımın sevincinin tartarı yok. Eve gittiğimde onların dünyasında yaşıyorum. Yenildiğimizde içimde tutarım. Sevinci ve hüznü bir gün yaşayıp sonraki haftaya bakmaya çalışırım. Yenilginin bazen etkisi bazen 1 hafta sürüyor. Bazı maçların bedeli ağır olabiliyor. Bazen kendi içimize kapanıp bunu çözmeye çalışıyoruz." diye konuştu.