Haberler

    “Giro, güzelliğe doğru bir yolculuk”

    Abone Ol

    Bisiklet sporunun içinde geçen bir ömür Marco Pastonesi’ninki... Giro d’Italia organizasyonunun fikir babası La Gazetta dello Sport’ta 24 yıl çalışan, geride kalan süreçte bisiklet ve bisikletin kahramanları hakkında kitaplar yazan ödüllü bir gazeteci.

    Bisiklet sporunun içinde geçen bir ömür Marco Pastonesi’ninki... Giro d’Italia organizasyonunun fikir babası La Gazetta dello Sport’ta 24 yıl çalışan, geride kalan süreçte bisiklet ve bisikletin kahramanları hakkında kitaplar yazan ödüllü bir gazeteci. 2002 yılından itibaren Giro’yu yerinde takip etmeye başlayan Pastonesi’nin 90’lı yıllarda ise Giro sırasında her gün izleme rehberleri ve hikâyeler yazdığı bir köşesi vardı. Bisikletin hem kendisinden hem de hikâyelerinden yıllar sonra bile büyülendiğini hissettiren bir heyecanı var 64 yaşındaki Pastonesi’nin. Tecrübeli bisiklet yazarıyla telefonda görüştük. Daha konuşmaya başlarken, "Giro başlamak üzere, yılın en güzel dönemi geldi." dediğinde, heyecanının ilk günkü kadar taze olduğu anlaşılıyordu. Kendisiyle 16 senedir yerinde takip ettiği Giro’dan, geçmişten, bu seneden ve bisikletin güncel durumundan söz ettik; aynı zamanda biraz da hayatından ve bisiklete olan tutkusundan...

    24 sene boyunca Giro’yu yaratan gazetede çalışmak sizin için nasıl bir deneyimdi?

    Öncelikle çok büyük ayrıcalıktı. Çok gururluyduk; Giro’yu yaratan gazete olduğumuzun ve bundan doğan sorumluluklarımızın farkındaydık. La Gazetta dello Sport’ta çalışıyor olmak size her kapıyı, her kalbi açan bir pasaport. Orada çalışan bir gazeteci için herkes konuşmaya hazırdı ve hâlâ öyle. Ben dört yıl önce emekli oldum; ama insanlar bana hâlâ orada çalışıyormuşum gibi davranıyor. O kadar uzun süre çalıştım ki, "Emekli oldum." dediğimde "Sen sonsuza kadar La Gazetta dello Sport yazarısın." diyorlar.

    Senin için Giro’nun en güzel dönemleri ne zamandı?

    Ben kitaplardan okuduğum, hikâyelerini dinlediğim Giro’nun o ilk zamanlarını seviyorum. Giro’nun çok daha macerayla dolu olduğu ve adeta bir mit hâline geldiği yıllardaki hikâyeler beni cezbediyor. Kendi izlediklerim özelinden bakarsam, gençliğimdeki Giro’yu daha çok seviyorum. Sporu, sporcuları tanımaya çalıştığım, 1960’larda televizyonda siyah-beyaz izlediğim yılları seviyorum. Sporcuları siyah-beyaz görmeye o kadar alışmıştım ki, onları gerçekte renkli görmeye başladığımda bile siyah-beyaz olmalarını bekler, şaşırırdım. İki bisikletçi arasında yaşanan mücadelelerden de ayrı bir keyif alıyorum. O yüzden geçmişte Eddy Merckx ve Felice Gimondi, Francesco Moser ve Giuseppe Saronni arasında yaşanan düellolar bana çok çekici gelirdi.

    “Anarşist kalbimde Nibali var”

    Bu sene için favorilerin kimler?

    Benim favorim Egan Bernal’di, ama yarışa katılamıyor.* O yüzden şu an Primoz Roglic diyorum. Çok çok iyi durumda. Harika sonuçlar alıyor. Simon Yates ve Tom Dumoulin’in de iyi rakipler olacağını düşünüyorum. Ama kalbimde Vincenzo Nibali var. Biliyorum gazetecilerin bir tarafı olmaz ama benim kalbim bir anarşist ve Nibali’yi destekliyor.

    Hangi etaplar kesinlikle izlenmeli?

    Ben dağlık etapları severim. Bu sene harika iki etap var. 16. gün geçilecek Lovere - Ponte di Legno ile 20. günkü Feltre - Croce D’Aune-Monte Avena etapları kesinlikle kaçırılmamalı. Şunu da söylemeliyim ki ben İtalya’yı Giro’dan önce sevdim, o yüzden bence hepsi izlenmeli. Her etap ayrı bir hazine. Manzaralar, köyler, kasabalar... Giro güzelliğe doğru bir yolculuk.

    Geçmiş ve şimdiki Giro arasındaki farklar neler?

    Giro’yu hep sevdim, her zaman güzel. Ama şimdiki bisikleti sevmiyorum. Çok bilimsel, çok teknolojik. Bisiklet sporunun yeni hâli hoşuma gitmiyor. Eskiden her şey çok daha yaratıcıydı, hayal gücüne dayanırdı. Teknolojik unsurlardan vazgeçilse ve bisikletçiler eskisi gibi yarışmaya başlasa bu spor yine öyle olur. Ama şu an her şey çok kolay...

    “Giro’da herkes aynı”

    Giro, İtalya için bir yarıştan fazlası. Sence bu yarış İtalyanlar için ne ifade ediyor?

    Giro hâlâ en popüler yarış, en kalabalık spor olayı İtalya’da. Günümüzde herkes kendini düşünüyor, yeni trend bu. Ya bir fikri savunuyor ya da karşısında oluyor. Ama Giro için hâlâ her şey geçmişteki gibi. İnsanlar Giro’yu çok seviyorlar. Çünkü starttan finişe, ilk etaptan son etaba, ilk edisyondan günümüze hep güzelliği, gücü simgeliyor. Kuzeyden güneye, zenginden fakire, yaşlıdan gence, Giro’da herkes aynı görünüyor.

    Bisiklet dünyasının içinde olmanın senin için anlamı ne?

    Kendimi çok şanslı hissediyorum ve buna şükrediyorum. Bisikletin içinde olduğum için, bisiklete dâhil olabildiğim ve tüm o hikâyelere dokunabildiğim için çok şanslıyım. Her bisikletçinin farklı bir hikâyesi var ve her biri beni heyecanlandırıyor.

    Yakın zamanda başka bir kitap hazırlığın var mı?

    Fausto Coppi hakkında bir kitap yazıyorum, Eylül ayında yayımlanmasını planlıyoruz. "Coppi Ultimo" olacak ismi. Fausto Coppi’nin son katıldığı yarışlara, yaşlı ve zayıf olduğu döneme odaklanıyor. O kadar güçsüzdü ki diğer bisikletçiler yavaşlasın diye dua ederdi. Herkes parlak dönemini biliyor ama ben sonlara düştüğü dönemi anlatmaya çalışıyorum. Bu kitabı kalbimi vererek yazıyorum.

    *Egan Bernal, Giro öncesi yapılan son antrenmanlar sırasında geçirdiği kazayla köprücük kemiğini kırdı. Kolombiyalı bisikletçinin Team Ineos lideri olarak Giro'da yarışması planlanıyordu.

    Kaynak: EuroSport.com / Spor

    İtalya Spor Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title