Haberler

Görme Engelli Judocular, Dünya Kupası İçin Gün Sayıyor

Abone Ol

Görme Engelli Judo Milli Takımı sporcuları, Macaristan’da düzenlenecek ’Görme Engelli Judo Dünya Kupası’ ve aynı zamanda Paralimpik Oyunları için puan kazanmalarını sağlayacak yarışmalar için hazırlıklarını tamamladı.

Görme Engelli Judo Milli Takımı sporcuları, Macaristan'da düzenlenecek 'Görme Engelli Judo Dünya Kupası' ve aynı zamanda Paralimpik Oyunları için puan kazanmalarını sağlayacak yarışmalar için hazırlıklarını tamamladı. Türkiye, 19-26 Şubat tarihleri arasında düzenlenecek organizasyona kadın ve erkeklerde toplam 15 sporcuyla katılacak.

Şampiyonaya katılacak milli sporculara başarı dileyen Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, "Millilerimizin, aynı zamanda Rio 2016 Paralimpik Oyunları için önemli olan bu dönemeci başarıyla geçeceklerine yürekten inanıyorum" dedi.

Engellerini spor sayesinde aşmayı başarmış milli sporcular, turnuva öncesi Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın resmi yayın organı Gençlik Spor Dergisi'ne hayatlarına ve hedeflerine ilişkin açıklamalarda bulundular. İşitme Engelliler Judo Milli Takımı Teknik Direktörü Gaziantep Üniversitesi Yard. Doç. Dr. Önder Karakoç, Ankara ve Gaziantep kamplarında şampiyonaya çok iyi hazırlandıklarını anlattı. Moral ve motivasyon olarak sporcularının hiç bir problemleri olmadığını belirten Karakoç, "Olimpiyatlara katılmamız için puan toplayacağımız müsabakaları takip edip, Eylül ayında Türkiye'de yapılması planlanan Avrupa Şampiyonası ile yılı sonlandıracağız. 2016 Rio'ya inşallah katılacağız, kaç kişiyle onu zaman gösterecek. Takımımız iyi çalışıyor, başaracaklar" dedi.

"ZOR İŞLERDE BAYRAĞI GÖNDERE ÇEKTİRMEK ÖNEMLİ"

Önder, Görme engelli judonun normal judodan hiçbir farkı olmadığının altını çizerek, "Bu çocuklarla ilgilenmek lazım. Onlar dokunarak ve bizi hissederek, birbirleriyle ve bizle iletişimdeler. Zorluklar için buradayız. Zor işlerde başarı almak, bayrağı göndere çektirmek çok önemli. Halk, engelli sporlarını rehabilitasyon amaçlı görüyorlar. Ben ve sporcu arkadaşlarım o şekilde bakmıyoruz, normal sporcu ne yaşıyorsa biz de aynı şeyi yaşıyoruz" diye konuştu.

Ankara Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölümü Öğrencileri Yasin Altan (32) ve Halil İbrahim Önel (26) kardeşler, doğuştan görme engelliler. Konya'daki ailelerinden spor yapmak için ayrılan ağabey-kardeş, sporla değişen hayatlarını şöyle anlattı:

"ÖZGÜVENİMİZ ARTTI, HAYATIMIZ KOLAYLAŞTI"

"Biz hiç görmeyenler kategorisinde yarışıyoruz. Her şeyi beraber yapıyoruz. Zaten yaşamımızın çoğu milli takım kamplarında geçiyor. Judo hayatımızı kesinlikle kolaylaştırdı. Özgür ve eğlenceli bir işimiz oldu. Şehir hayatımızda kolaylıklar sağladı. Görme engelli olduğumuz için dışarıdaki engellere maruz kalabiliyoruz. Takılma, düşme, çarpma, yön bulma gibi problemleri judoyla birlikte aştık. Judonun hayatımıza katmış olduğu bir refleks var. Korkmuyorsun, rahat hareket edebiliyorsun, düştüğün zaman hemen kalkabiliyorsun, nasıl düşmen gerektiğini biliyorsun. Engellilerin müthiş öz güvenini geliştirdiğini söyleyebiliriz. Hayata bakış açımız gelişiyor, değişik pencerelerden bakmayı öğreniyoruz. Ankara Üniversitesi'ne millilik önceliğinden yararlanarak girdik. Sporun bize sağladığı artıları gördükçe mutlu oluyoruz. Ayrıcalıklı bir öğrenci olduğunuzun farkındayız. Engellilerde sporu daha fazla tanıtmak istiyoruz. Okula da bu amaçla başladık. Engelliler arasında spor yeni yeni yaygınlaşıyor. Engellilere yönelik spor bilinci olan insanlar olmak istiyoruz. Görme engelimiz doğuştan olduğu için kendimizi şanslı hissediyoruz. Engelliler ile birlikte okuduk, durumu kabullendik bundan eğlence çıkarmaya başladık. Duygusallığın içine girseniz zaten çıkamıyorsunuz. Depresyonlar, engeller, hayatın keşmekeşi sizi yutup gidiyor"

HALTERDE UMUDU KIRILDI, JUDOYLA SEVİNDİ

Milli Sporcu Yasin Önel, en büyük hayalinin hep olimpiyat olduğunu belirterek, "Sporda başarıya ulaşmak, olimpiyatlarda yarışmak istiyordum. Halter yaparken dünya rekoru kırdım, 2008 Çin Olimpiyatları'na gitme umutları besliyordum. Olimpik olmadığını öğrenince, bana en uygun olan judoyu seçtim. Yaşımın müsaade ettiği ölçüde elde edebileceğim en iyi dereceleri almak istiyorum. Başladığım günden beri Türkiye şampiyonuyum. 2011 yılında Avrupa Takımlar ikincisi olduk. Bu işe emek verdik, aktif spordan sonra edindiğimiz tecrübe ve deneyimlerle, okulumuzun bize kattıklarıyla engelli kardeşlerimize destek olacağız. Spor yapmasaydım hayatı böyle kabullenir, umutlarım olmaz ayın 15'ini beklerdim. Nasip olursa evlenir, yaşlanır, ölürdüm. Bu yoruma açık bir şey değil. Şimdi hayallerim ve umutlarımın peşinden gidiyorum"

YENİDEN OLİMPİYAT

2012 Londra Paralimpik Olimpiyatları'na katılan Halil İbrahim de abisinin peşinden judoya başladığını dile getirerek, "Tekrar olimpiyatlara katılmak istiyorum ama yanı sıra takım olarak da derece almak istiyoruz, bu bizim birlikteliğimizi gösterecek" ifadelerini kullandı.

En son Dünya Şampiyonası'nda 5'nci olduklarını hatırlatan Halil İbrahim, "Rekabet insanın doğasında var. Bunu minderde atıyorsun. Ata sporumuz güreşe de benziyor. Herkesin içinde atalarımızdan gelme güreş hevesi vardır, judo bu hevesimi de karşılıyor. Futsal da oynuyorum. Görme engellilere judo alt eğitimi verilse bütün branşlarda çok daha başarılı olabilirler" şeklinde konuştu.

"ENGELİMİZ VAR AMA EKSİĞİMİZ YOK"

"Hayatta şartlar ne kadar zor olursa olsun, engelli olmak bir ayrıcalıktır. Normal insanların her şeyi var, her şeye sahipler ama sen kısıtlısın, o şartlar altında yaşamayı öğreniyorsun bu bir ayrıcalık" diyen Halil İbrahim, engeli olmayan judoculardan hiçbir farkları olmadığını, onlarla aynı çalışmayı yaptıklarını anlattı. Halil İbrahim, "Ailemiz bizi normal kabul ediyor, zaten bir eksikliğimizin olduğunu biz de düşünmüyoruz. Onlar hiçbir zaman engelimizden dolayı 'sen yapamazsın' demediler. 6 yaşından beri dışarıda okuyoruz, artık bize güvenmeyi öğrendiler. Görme engelli bir kişinin hiçbir eksiği yoktur, sadece görmüyordur hayatta bu eksiği vardır. Yazı okuyamaz onu da kendi yazısıyla çözüyor, araba kullanamaz ona da fazla gerek yok. Hayatı kısıtlamamak lazım. Duymamız herkes gibi aynı seviye ama daha iyi kullanmayı öğreniyoruz. Gündüz gene biraz ışık var ama gece tamamen sıfırlıyorum. Gece bazen önümde topuklu biri gidiyorsa onun topuk sesine takılıyorum. Bunları iç güdüsel olarak kullanmayı öğreniyorsunuz"

BEYAZ OLMANIN AVANTAJINI YAŞAYAN KARDEŞLER

Takımın diğer kardeşleri ise Yunus (23) ve Faruk Korkmaz (18), albino hastalığı yüzüğünden doğuştan görme engelliler. Celal Bayar Üniversitesi Spor Yöneticiliği Bölümü Mezunu ve Manisa Gençlik Hizmetleri Spor İl Müdürlüğü Engelli Koordinasyon Birimi'nde çalışan Yunus Korkmaz, 9 yıl önce tesadüfen judoyla tanıştığını söyleyerek, "Sporculuk konusunda mümkün oldukça performansımın doruklarına çıkarmak istiyorum. Sportif açıdan tamamen kilitlendiğim tek şey 3 olimpiyat görmek. Elde ettiğimiz başarılarla ileriye dönük rol model oluşturabilecek konuma gelirsek, arkadan gelen engelli bireylerin de önünü açmış olacağız. Engelli olmam spor yapmama hiç bir zaman engel olmadı. Bu güne kadar engelli olmaktan da şikayetçi olmadım. Kişi kendini geliştiremezse ve aile bilinci olmadığı zaman tamamen bir dezavantaj haline geliyor. Hayatımda başarılı olmamı sağlayan tek şey judo diyebilirim. Üniversiteyi ikincilikle bitirdim. Yüksek lisans hazırlığındayım. İleride akademik anlamda engelliler ve engelli psikolojisi ile ilgili çalışmalar yapmayı düşünüyorum. Kendimi hep geliştirmeye çalıştım, bilgisayar programcılığı da yapıyorum" diye konuştu.

2009 yılında Gençler Dünya birincisi olan Yunus, "İstiklal Marşı'nı okutmak, bütün ülke insanlarını senin marşında ayakta bekletebilmek, onlara marşını dinletmek gerçekten çok farklı gurur verici bir şey. Şu anda bile anlatırken ürperiyorum. Maçları yapmamın 100 katı daha fazla haz ve mutluluk hissediyorsun" diyerek duygularını ifade etti.

"SPOR BANA HAYATI KAZANDIRDI"

Ağabeyi sayesinde judoya başlayan Faruk Korkmaz (18), Salihli Anadolu Lisesi öğrencisi olduğunu ve 5 yıldır judo yaptığını dile getirerek, "4 yıl üst üste Türkiye Şampiyonu oldum. Aynı zamanda satranç oynuyorum. Macaristan benim ilk uluslararası müsabakam olacak. Çok heyecanlı olduğumu saklayamam, elimden gelenin en iyisini yapıp Türkiye'ye madalyayla dönmek istiyorum. Spor bana hayatı kazandırdı. Spor yapmasaydım boş bir insan olurdum. Ağabeyim bana hep yol gösterdi onun sayesinde her şeyi yapmayı öğrendim. Bazen insanlarla iletişim kurmakta zorluk çekiyorum, görme engellilerin diğer insanlarla takılması sorun diye düşünüyorlar halbuki bizim öyle bir sorunumuz yok. Spor yaptığımız için insanların bakış açısı da iyi yönde değişiyor" dedi.

"MİLLİLERİMİZE YÜREKTEN İNANIYORUM"

Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ise, Görme Engelli Judo Dünya Kupası'na katılacak milli sporculara başarı diledi. Milli sporcuların şampiyonada Türkiye'yi en iyi şekilde temsil edeceğine inandığını dile getiren Bakan Çağatay Kılıç, "Görme Engelli Judo Milli Takımımızın sporcuları Macaristan'da madalya kazanabilmek ve bayrağımızı göndere çektirebilmek için ter dökecekler. Sporcularımızın, aynı zamanda Rio 2016 Paralimpik Oyunları için önemli olan bu dönemeci başarıyla geçeceklerine yürekten inanıyorum. Şampiyonaya katılacak sporcularımıza, antrenörlerine ve teknik heyete başarılar diliyorum" diye ifadelerini kullandı. - ANKARA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Spor

Akif Çağatay Kılıç Macaristan Türkiye Spor Spor Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title