Haberler

    Güneş batmayan lig #12

    Abone Ol

    Lordlar Kamarası “Liverpool yine kazandı” mı demek doğru olur yoksa “Watford yine kaybetti” demek mi bilinmez ancak neresinden bakarsanız bakın tek gerçek ikisinin de birbirinin tam zıttı bir performans gösteriyor olması. Liverpool kendi evinde Watford’u 2-0’la rahat geçti.

    Lordlar Kamarası


    Liverpool yine kazandı” mı demek doğru olur yoksa “Watford yine kaybetti” demek mi bilinmez ancak neresinden bakarsanız bakın tek gerçek ikisinin de birbirinin tam zıttı bir performans gösteriyor olması. Liverpool kendi evinde Watford’u 2-0’la rahat geçti. Maç başında beklenenin aksine Liverpool kalesini oldukça zorlayan Watford, bu sene iyi yaptığı nadir şeylerden olan gol kaçırma konusunda yine kusursuzdu(!). Gol sorununu çözmek için Fluminense’den 18 yaşında Pedro’yu aldılar. 18 yaşında hayatında ilk kez Ada’ya ayak basacak bir oyuncuya güvenmek ne kadar gerçekçi, oldukça düşündürücü. Yine de Watford’un buna inanmak dışında başka şansı yok. Liverpool tarafında ise değişen hiçbir şey yok. Hâlâ kazanıyorlar.


    Chelsea transfer yasağının kalkmasıyla oyuncu arayışlarında uykusuz günler geçirirken ligde puan kaybetmeye devam ediyor. Kendi evinde Bournemouth’la karşılaşan Maviler 1-0 mağlup oldu. Eddie Howe’un Chelsea sağ kanadığını ince ince işleme taktiği Chelsea’nin başını oldukça ağrıttı. Yine çok fazla pozisyona giren Chelsea, bu sefer golü bulamadı. Zaten savunma konusunda sıkıntı yaşayan Chelsea’nin baskılı oynadığı dakikalardan boş dönmesi onların başını oldukça ağrıtıyor. 84. dakikada Dan Gosling’in ilginç vuruşuyla üç puana uzanan Bournemouth beş maç sonra galibiyet alarak rahat bir nefes aldı. Eddie Howe, hakkında çıkan Arsenal dedikodularından olumlu etkilenmişe benziyor.


    Manchester City çok rahat bir oyunla Arsenal’ı 3-0 mağlup etti. Büyük ihtimal Fredrik Ljungberg’in son hocalık maçına şahit olduk. Maç sonu Arsenal’li yöneticilerin, Pep Guardiola’nın yardımcısı Mikel Arteta’ya yakın markaj uyguladığı haberlerinin çıkması Arsenal’lileri heyecanlandırmış olmalı. Maça gelecek olursak en güzel açıklamayı maçın yıldızı Kevin De Bruyne yaptı: “Arsenal’in hücum oyuncuları önde baskı yapıyorlardı. Ancak top rakip sahaya geçince geri dönmüyorlardı. Bu da büyük boşluklar oluşturarak bize büyük avantaj sağladı.” Arsenal’in maç boyu doğru yaptığı şeyleri sayamayız herhalde. City karşısında yokları oynayan Topçular’da Mesut Özil’in oyundan alınırkenki tepkisi de Arsenal’de sorunun sadece hoca olmadığının göstergesi gibiydi.

    Tottenham, Wolverhampton deplasmanındaydı. Maçı Lucas Moura’nın tavana ustaca çaktığı çiviyle açtık. Wolves, topa hakimiyet kurduğu dönemde pozisyona girse de golü bulamadı. Wolves’un hızlı geçişlerini fizik kalitesi yüksek orta sahayla karşılamak isteyen Jose Mourinho, nispeten istediğini aldı. Maçın en üzücü anı ise belki de Dele Alli’yle harika ikili oyun oynayan ve son vuruşta “Keşke Harry Kane orada olsaydı” dedirten Eric Dier’ın kaçırdığı pozisyon oldu. İkinci yarı Adama Traore’nin harika şutuyla eşitliği yakalayan Wolves, 90+1’de Jan Vertonghen’in golüyle yıkıldı. Spurs’ün geçen senelerden kalma alışkanlığını unutmamış olması Mou’yu oldukça sevindirmiştir.


    Manchester United, Everton’la karşılaştı. Marco Silva sonrası ölü toprağı üzerinden atıp kendine gelen Everton, Manu’nun canını yakmaya çok yaklaştı ancak Mason Greenwood buna izin vermedi. Rakip kale önünde daha etkili başlayan Manu’lular golü buldu ancak topu yanlış kaleye gönderdiler. Victor Lindelöf’ün tepkisiz kaldığı anda, Everton şansının yardımıyla 1-0 öne geçti. İkinci yarıda da Manu’nun rakip kale önünde hakimiyet kurduğunu gördük ancak bir türlü golü yapamıyolardı. 4000. kez en az bir tane altyapıdan yetiştirdiği oyuncuyla maça çıkmış olan Kırmızı Şeytanlar, yine kendi ürünü olan Greenwood’un iğne deliğinden geçirdiği şutla eşitliği sağladı. Maç sonuna doğru ise Duncan Fergosun’ın Moise Kean’i oyundan aldığı an şaşırtıcıydı. Maç sonunda “Onunla bir problemim yok” demiş olsa da Kean’in onunla problemi olacak gibi.


    Avam Kamarası’nda göze çarpanlar


    Chris Wilder ve Sheffield United’ı, güzel futboluyla yine kazandı. Aston Villa’yı ağırladıkları maçta 2-0 galip geldiler. İlk yarı durgun geçtikten sonra, ikinci yarı John Fleck’in golüyle açıldı. Maç, o andan sonra keyiflendi. Villa’nın bulduğu pozisyonları bir gole çevirememesinden sonra, Fleck adeta tek başına çabalayarak harika bir gol attı. Wilder’ın sistemini oturtup kendi oyuncularını daha da parlak gösteren sisteminde Sheffield’ın yaptıklarını izlemek oldukça eğlenceli. Villa tarafında şanssız ve beceriksizce geçen bir maçta Jack Grealish çok çabalasa da sonucu etkileyemedi. Penaltı da kaçıran Grealish için unutması zor bir hafta olacağı kesin.


    Leicester City, King Power’da Norwich karşısında baya zorlandı. Norwich’in Teemu Pukki’yle öne geçmesiyle beraber şok yaşayan Tilkiler, hızlı reaksiyon göstererek Jamie Vardy’nin kafa vuruşunu içeri sektiren Tim Krul’un hatasıyla beraberliği yakaladı. Daha sonra Norwich kilidini bir türlü açamayan Leicester, bir puan alarak Liverpool’la arasının açılmasına sebep oldu. Şut gol yüzdesinde oldukça yüksek bir grafik sergileyen Leicester’ın, işlerin biraz normale dönmeye başlamasıyla beraber puan kaybının da geldiğini söyleyebiliriz. Kendisini liderin 10 puan gerisinde bulan Leicester, tekrar bir peri masalı yaşamak için Liverpool’un puan kaybetmesi gibi deli saçması bir şeyi beklemeli.

    Kaynak: EuroSport.com / Spor

    Liverpool Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title