Kariyerinin zirvesinde
33 yaşındaki Pemra Özgen, uzun yıllardır tenisin içerisinde olan bir isim. Tenise sekiz yaşında başlayan Özgen, 19 yaşından beri profesyonel tenisin içinde yer alıyor.
33 yaşındaki Pemra Özgen, uzun yıllardır tenisin içerisinde olan bir isim. Tenise sekiz yaşında başlayan Özgen, 19 yaşından beri profesyonel tenisin içinde yer alıyor. Bu yıl kariyer zirvesine ulaşarak, 33 yaşında olan bir oyuncu için, Türkiye tenisinde benzerine pek rastlanılmayan bir başarıya imza attı. Yaz aylarında, WTA sıralamasında 190’ıncı sırayı gören sporcu, kendi rekorunu geliştirmeye devam ediyor. Tecrübeli isim, bu hafta açıklanan sıralama sonucunda en iyi kariyer sıralaması olan 183. sırada yer aldı.
Kariyerinizin en yüksek WTA sıralamasına bu yıl ulaştınız. Bu süreçte, 10 yıl sonra yeniden Türkiye’nin bir numarası da oldunuz. Bu başarıların geldiği söz konusu süreci sizden dinleyebilir miyiz?
Kariyerimin en yüksek sıralamasına bu sene ulaşmamın anlamı benim için gerçekten çok büyük. En yüksek dünya sıralamam bundan önce, 2014 yılında, 207 numaraydı. Bu sene 183. sıraya kadar çıktım. Sıralamada yükseldikçe daha büyük turnuvalarda yer alabiliyorsunuz ve bu bir tenisçiyi en çok motive eden şeylerden biri. Dünya sıralamanız ilerledikçe bu durum tabii ki Türkiye sıralamasına da yansıyor. Fakat diğer oyuncu arkadaşlarımla aramızda çok açık olan bir puan farkı yok. O yüzden Türkiye sıralaması her hafta değişiklik gösterebiliyor. Benim en mutlu olduğum konu kendimin en iyi kariyer sıralamasına ulaşmış olmak. Tenis çok uzun soluklu bir spor. Daha yüksek sıralamalara ulaşmak için her sene daha iyisini yapmanız lazım.
33 yaşında kariyer zirvesine ulaşmak, ülkemizde çok görebildiğimiz bir durum değil. Bu yıl için bu başarıyı hedefliyor muydunuz?
Teniste oyuncuların ortalama oyun süresi biraz ilerledi diyebiliriz. Önceden 25 yaşındaki oyuncular için artık Geç kalındı.” deniliyordu. Oyuncular tenisi daha erken yaşlarda bırakıyorlardı. Son senelerdeyse 30 yaş ve üstü oyuncuları dünya sıralamasında hâlâgörüyoruz. Ben sadece iyi çalışıp elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Verilen emeklerin karşılığını alabilmek, gerçekten çok mutluluk verici bir duygu.
2014 yılında teklerde kariyer rekorunuza ulaşmıştınız. Beş yıl sonrasında bu rekoru geliştirmiş olmak sizin için neler ifade ediyor?
Benim için anlamı çok büyük. Bu süre zarfında geçirilen zor günler, kendinizden şüphe duyduğunuz zamanlar oluyor. Ama bir şekilde kendinizi motive etmek zorundasınız. Tenis her ne kadar ferdi bir spor olsa da bizlere yardımcı olan bir sürü kişi var. Bana bu yolda yardımcı olan kişiler açısından kendimi çok şanslı görüyorum. Her şeyden önce tenisi çok seviyorum. O yüzden oynayabildiğim son güne kadar devam ettirmek istiyorum. Belki sıralamam çok uzun yıllar sonra yükseldi ama bir şeyi ne kadar uzun beklerseniz zevkine o kadar çok varıyorsunuz. Şu an oynadığım tenisten, belki de bir 10 sene öncesine göre daha çok zevk alıyorum. İnsanın düşünceleri de spora ve hayata bakış açısı da değişiyor tabii ki.
Ülkemizde genç tenisçilerin genelde bir parlama dönemi oluyor ve sonrasında bir durgunluk dönemi görüyoruz. Kariyerleri devam ettikçe başarılar maalesef aynı şekilde ilerlemiyor. Bunun temel bir sebebi var mı?
Tenis uzun soluklu bir spor. Ülkemizde de ne yazık ki spor kültürühâlâtam olarak oturmuş değil. Daha çok profesyonelleşmemiz lazım. (Oyuncular olarak, antrenörler olarak, kulüpler olarak, vs.). Bu iş sadece teniste değil tüm spor dallarında planlı ve iyi çalışmaktan geçiyor. Yaptığımız işe her şeyimizi vererek yapmamız gerekiyor. Gençken pek anlamıyoruz aslında ama kaybedilen bir gün bile ileride karşımıza çıkıyor ve etkisini gösteriyor. Her günün kıymetini bilmeli ve ona göre çalışmalıyız. Bunu daha sonra anlayınca da iki katı çalışmamız gerekiyor ve bu durum zaman kaybına yol açabiliyor. Teniste inişli çıkışlı günler çok oluyor. Bunu kabullenip devam etmek lazım. Devamlı kendimizi geliştirmeye çalışmalıyız.
Gençlerden söz etmişken, Türk tenisinde uzun zamandır durgunluk olduğu görünüyor. Alttan gelen gençler yok, başarılar azalıyor. Sizce sebepleri neler? Ne gibi çözümler bulunabilir?
Belirttiğim gibi teniste inişli çıkışlı günler çok. Başarıyı sadece turnuva kazanmak olarak görmememiz lazım. Oyuncu eğer kendini geliştiriyorsa bu da bir başarıdır. Ve ileri vadede kendini gösterecektir. Ama tabi ki yine yukarıda belirttiğim gibi her açıdan profesyonelleşmemiz lazım. Haftada kaç gün antrenman yapıyorsak her gününe tamamımızı vermemiz lazım. Doğru antrenman ve planlı çalışmayla başarılar daha da çoğalacaktır. Başarının en önemli unsurlarından biri iyi antrenman yapmaktan geçiyor. Ne kadar doğru antrenman yaparsak başarı oranımız o kadar artar. Kişisel antrenman çok önemli. Oyuncunun ihtiyaçlarına yönelik antrenman yapılması gerekiyor.
Tenisçi olmanın getirdiği zorluklar neler? Tenise başlamak isteyen çocukların karşılaştığı problemler neler oluyor?
Tenisçi olmanın getirdiği zorluklardan bir tanesi devamlı turnuva oynamak zorunda olmanız. Çünkü ne kadar antrenman yaparsanız yapın; antrenman, turnuvalarda oynadığınız maçın yerini tutmuyor. Bu durumda oyuncular devamlı seyahat etmek zorundalar. Tabii bu da finansal açıdan çok kolay değil. Eğitim sistemimiz de ne yazık ki profesyonel olarak sporcu olmak isteyenler için bir bariyer olabiliyor. Oyuncular okul - spor ayrımına düşüyorlar ve bir seçim yapmak durumda kalıyorlar. Bu yüzden erken yaşta tenisi bırakan bir sürü sporcu arkadaşım oldu. En önemli zorluklardan bir iki tanesi bu belirttiklerim diyebiliriz.
Kariyerinizin devamı için hedefleriniz neler?
Uzun hedefler yerine kısa hedefler koymayı daha çok seviyorum. O yüzden oynadığım turnuvalarda elimden geleni yapıp sonuçlarını bekleyeceğim.