Kobe Bryant’ın anısına
O günün üzerinden tam tamına beş gün geçti.
O günün üzerinden tam tamına beş gün geçti. Ama hâlâ daha basketbol izlerken ağlamamak elimde değil. Hatta herhangi bir filmde helikopter sahnesi gördüğümde bile… Sanırım bu gayet doğal. Zira benden 15.000 kilometrede uzakta olan bir yakınımı, idolümü ve kahramanımı kaybettim.
“The Punies (Kobe Bryant’ın podcast serisi) dönemi inanılmazdı. Kobe bu projedeki amacının insanların aileleriyle olan bağlarını güçlendirmek olduğunu söylüyordu. Dünyadaki huzurun aile içi düzenle başlayacağını düşündüğü için bu podcast serisine büyük önem veriyordu. Stüdyosunu düzenlemek için para harcamaktan veya sabah 6:30’da ofise gelmekten zevk alıyordu. Kızlarına bağlıydı. Sürekli olarak onlardan bahsederdi. Gigi’nin (Gigi Bryant) gelecekte WNBA’in süper yıldızı olacağını düşünüyordu. Şimdi ikisi de yoklar. Bu berbat bir şey.”
Keylee Koop-Sudduth – Kobe Bryant’ın film şirketinde çalışan yönetmen ve yapım asistanı
2000 doğumlu biri olarak onunla ilk kez 2005-2006 yılında tanışmıştım. Ama ilk üç çeyrekte 62 attığı veya bir maçta 81 attığı günlerde değil, gayet sıradan bir maç gününde onun adını ilk kez duymuştum. Hem morlu sarılı forması hem de ilginç fiziği nedeniyle onu favori oyuncum olarak belirlemiştim. 13 Şubat 2008’de ise işler benim adıma tamamen değişmişti.
“NBA kariyerimdeki ikinci maçımı Los Angeles Lakers’a karşı oynamıştım. O maçta yanlış hatırlamıyorsam beş dakika sahada kalmıştım. Ama o günle alakalı bana taktik tahtasından daha fazla şey öğreten ve asla unutamadığım bir anım var. Kobe Bryant, bir sezon önce emekli olmasına rağmen o maç için takımıyla Oklahoma’ya seyahat etmişti. Maçtan bir gece önce Russell’la (Westbrook) birlikte yemeğe gitmeyi planlamışlardı. Russell, ben şehre yeni geldiğim için benimle sürekli olarak ilgileniyordu ve o geceye benim de gelmemi istedi. İlk başta heyecanlandığım için birkaç saniye cevap veremedim. Sonrasında ise, ‘Evet, evet kesinlikle geliyorum.’ dedim. O gece dört saat boyunca Kobe ve Russell’le basketbol, kitaplar ve filmlerden konuştuk. Bir ara Kobe ile 1992 Barcelona’dan da bahsettik. İnanılmazdı. Sonrasında benimle iletişimi koparmadı. Yardım etmek için her şeyi yapardı. Huzur içinde uyu şampiyon.”
Alex Abrines – Barcelona oyuncusu
O güne kadar basketbol hakkında bildiğim tek şey, beş uzun boylu insanın turuncu bir topu çemberden geçirmek istediğiydi. Asist, ribaund, blok veya detaylı setler pek de merak ettiğim şeyler değildi. 13 Şubat’ta ise NBA’le ilgili bazı rakamlara rastlamıştım. Orada Kobe Bryant’ın 5 Şubat’taki New Jersey Nets maçında 3/13’le altı sayı ürettiği, 6 Şubat’taki Atlanta Hawks maçında ise 4/16’le 11 sayı attığı yazıyordu.
“Kobe Bryant’la yüzlerce anıya sahip olan insanlardan biri olduğum için çok şanslı hissediyorum. Sezon aralarında her ay birkaç defa ben, Kobe, Pau (Gasol) ve Manu (Ginobili) beraber sahile gidip basketbol dışı şeylerden konuşurduk. Kobe sürekli olarak bilim ve eğitimden bahsederdi. İlginç ama faydalı bir düşünce yapısı vardı. Saha içinde top oyunda olduğu zaman ise hiç kimseyi tanımazdı. Tek amacı o topu potadan geçirmek ve maçı kazanmaktı. İnanılmaz bir insan ve herkesin bildiği gibi efsanevi bir basketbol oyuncusu. Umarım kızıyla birlikte huzur içindedirler.”
Luis Scola – Armani Milano oyuncusu
Tabii dediğim gibi sayı dışında hiçbir şeyi anlamamıştım. Eskiden üniversitede basketbol oynayan annemden yardım aldıktan sonra o sayıyı rakamı anladım; denediği ve isabet bulduğu şut sayısını ifade ediyorlardı. Kendi kendime, “Olamaz. Berbat bir oyuncuyu seviyorum galiba.” derken bir sonraki maçta Orlando Magic’e karşı 11/26’le 36 sayı ürettiğini gördüm. İşte tam o saniyede her şey değişti. Düşünsenize onlarca şut kaçırıyorsunuz ama bir isabet bulmak için denemekten ve o kaçırma riskini almaktan vazgeçmiyorsunuz.
“Kobe’nin basketbol kariyerine dair bir şeyler biliyordum. Ama açık konuşmam gerekirse NBA izlemeyi sevmiyordum. Ondan jübile maçından dört gün önce bir mesaj aldım. ‘Biliyorum NBA’i sevmiyorsun. Ama lütfen gel.’ Tabii ki de gittim. Maç öncesinde soyunma odalarına gittiğimde bana takımın hazırlıklarıyla ilgili bir şeyler gösterdi. Takımın genç oyuncularından Jordan Clarkson’ın ayakkabısının altına tutkal sürmüştü. Ve diğer herkes bunu görüp gülüyordu. Clarkson antrenmana çıkmak için ayakkabısını giydiğinde ilk adımı atamadı. Sonrasında her şey ortaya çıkınca Kobe, ona üç çift ayakkabı hediye etti. O kesinlikle bir basketbol oyuncusundan daha fazlasıydı.”
Nate Stranzl – Kobe Bryant’ın film şirketinde çalışan senarist
Sonrasında basketbolu iyiden iyiye takip etmeye başladım. Basketbolu takip ettikçe Kobe hakkındaki bilgilerim artmaya başladı. 1996 NBA Draftı’ndaki takası, 2001 Finali’nde Indiana Pacers dördüncü maçındaki başkaldırışı, 2006’daki 62 ve 81 sayıları derken ona bahşedilen, “Mamba Mentality”den haberdar oluyordum. Sürekli çalış, inatçı ol ve asla pes etme!
“Basketbolun efsane ismi, basketbola başlayan gençlerin rol modeli Kobe Bryant, zamansız ölümüyle tüm dünyayı yasa boğdu. Vefat haberini ilk okuduğumda inanamadım, sonrasında ise derin bir üzüntü yaşadım. Kobe’nin parkelerdeki izi silinmemişti ve karakteriyle, kişiliğiyle dünya sporunda önemli bir figürdü. 13 yaşındaki kızı Gigi ile diğer yedi kişinin de hayatını kaybetmesi zaten trajik olan bu olayı daha da kötüleştirdi. Basketbolla ilgilenmeyenlerin bile tanıdığı büyük efsaneyle 2010’da Türk Hava Yolları’nın düzenlediği bir tanıtım gecesinde tanıştım. Cana yakın, sıcakkanlı ve pozitif biriydi. FIBA ve TBF'deki yöneticiliğim sebebiyle kendisiyle özellikle Milli Takımlar düzeyinde sohbet ettik. Avrupa basketbolunu yakından takip ediyordu ve Avrupa basketbolunun gelişiminin NBA'in gerisinde kalmadığını söylüyordu. Türk oyuncuların yeteneklerinin çok fazla olduğunu belirtmişti. Onun gibi yetenekler kolay gelmiyor. Bence yeri doldurulamayacak. Tüm spor camiasının ve ailesinin başı sağ olsun.”
Harun Erdenay – Eski basketbol oyuncusu ve yönetici
Lisedeki ikinci yılıma geldiğimde 100 kiloyu geçmiştim. Ders notlarım berbattı. Övündüğüm tek şey 125 kiloluk basketbol oyuncusu olan Sofoklis “Sofo” Schrotsanitis’in lakabını alıp basketbol oynamak ve ailemle iyi ilişkiler kurmaktı. Tabii bir de sürekli bir şeyler yemek…
“Gigi’yle çok iyi anlaşırdık. O benim en iyi arkadaşım… Kobe neredeyse her antrenmanımıza gelir ve takımın gelişimini dikkatle takip ederdi. Diğer kızlarına olduğu gibi Gigi’ye de çok düşkündü. Onu sabahın erken saatlerinde antrenmana getirir, yemeğini ayarlar ve akşam eve götürürken bir şeyler alırdı. Bazen bütün takımı alıp yemek yemeğe giderdik ve orada çok eğlenirdik. Şimdi ikisi de yok. Çok üzgünüm.”
Katie Fiso – Gigi Bryant’ın takım arkadaşı
İkinci yılımdaki ilk dönemim sona ererken bir elimde 8 ve bir elimde 24 numaraların olduğu eldivenlerim okulda dalga konusu olmuştu. Kilom nedeniyle dalga geçilmeye alışıktım ama kimse eldivenlerimle dalga geçemezdi. Onlar benim kıymetlilerimdi. Çünkü Kobe’yle kahramanımla o şekilde bağlantı kurduğumu düşünüyordum. O gün eve geldiğimde bütün gece ağladım.
“Kobe Bryant’a karşı oynama şansına erişen basketbolculardan biriyim. Bu benim için başlı başına çok ama çok değerli bir an. Maç içindeki bir hareketim sırasında bana faul yapılmıştı ve ben yere düşmüştüm. Hemen yanıma gelip beni kaldırdı ve kulağıma, ‘Bu iyi bir hareket!’ demişti. Onun gibi bir efsaneden bunları duymak muhteşem bir andı. Şimdi ise aramızda değil.”
Ender Arslan – Bursaspor oyuncusu
Sabaha karşı oynanacak olan Los Angeles Lakers-Denver Nuggets maçını izlerken hâlâ daha üzgündüm ama Kobe’nin emeklilik sezonundaki sıradan bir normal sezon maçında 31 sayı attığını görünce bir anda her şeyi yeniden keşfeder gibi oldum. Onca başarı kazanan ve maddi anlamda milyonlar sahibi olan bir insan emekli olacağı sezonda, basit bir normal sezon maçında varını yoğunu ortaya koyuyordu. Bundan sonra derslerimi ciddiye almalıydım. Tabii sağlığım için kilo vermem lazımdı. Çünkü kahramanımın felsefesi bunu gerektiriyordu. Çünkü onun izinden gitmem lazımdı.
O geceden bugüne kadar geçen dört yılda 43 kilo verdim ve sağlığım iyiye gitmeye başladı, üniversite sınavımda derece yaptım, annemle hatta dedemle bazı geceler beraber NBA izleyip aile bağlarımı güçlendirdim, basketbolun teknik kısmını keşfedip daha fazla yazmaya başladım ve bu yazıyı şu anda bu sitede hazırlamamın temellerini attım. Kısacası bütün hayatımı onun sayesinde değiştirmeye karar verdim.
“Bir antrenör olarak Kobe Bryant’tan etkilendiğim o kadar fazla konu var ki... Çalışma ahlakının ABD Milli Takımı’ndaki herkesi etkilemesi, her zaman takdir ettiğim baş antrenör Tex Winter tarafından en çalışkan oyuncu olarak nitelendirilmesi, özgüveni, disiplini… Bence tüm genç basketbol oyuncularının örnek alması gereken biri. Spor dünyamıza kazandırdıkları çok değerli.”
Cem Akdağ – Baş antrenör
Her röportaja ve önemli bir olaya giderken birkaç kişi dışında kimsenin bilmediği bir ritüelim var. Telefonumdaki iki dakikalık Kobe Bryant videosunu izleyip Mamba Mentality’i aklıma kazımak ve 24 numaralı siyahlı morlu Kobe Bryant kapüşonlumu uğur olarak belirleyip işleri berbat etmemek. Ama şimdi… O iki dakikalık videoyu her izleyişimde kesinlikle ağlayacağım. O kapüşonluyu giymeye cesaret edemeyeceğim.
“Kobe Bryant, 1996’da NBA kariyerine başladığı zaman yedinci sınıftaydım. Ben ve benim gibi çoğu genç basketbol tutkunu onunla büyüdü, sanki Kobe yanımızda gibiydi. Direk liseden gelen bir çaylak olarak Kobe, ilk sezonunda 7,6 sayı ortalamasını yakaladı. Disiplin, sıkı çalışma ve kararlılıkla dramatik bir gelişim gösterdi, inanılmazdı. Başlangıçta sıska bir gençken NBA süper yıldızına dönüştü ve sonuç olarak NBA tarihi
Matt Babcock – Eski NBA menajeri, yazarı ve Babcock Hoops’un sahibi
Bilmiyorum. Ailemle olan bağlarıma, eğitimime, sağlığıma ve kariyerime bu kadar etki eden bir insanı kaybetmek berbat. Aramızdaki 15,000 kilometre, bir kıta ve bir okyanusa rağmen daima yanımdaymış gibi hissettirdiğin ve kazandırdığın her şey için teşekkürler Kobe.
“Ne hissettiğimi bilmiyorum. Sadece üzgünüm. Ben Avrupa’daki izleyenlere göre büyülü bir kariyere imza atarken o, başka bir kıtada efsane olmak için hazırdı. Onun gibi bir sporcuyu izleyebilen herkes bence şanslı. Basketbolun global sevgisini arttırdı. Ama son birkaç gündür gerçeklerle yüzleşip mutlu anları hatırlamak zor, artık aramızda olmadığı için gerçekten üzgünüm.”
Petar Naumoski – Eski basketbol oyuncusu