Komşu'dan Kötü Haber
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Dopingle Mücadele Komisyonu Üyesi Prof. Dr. Rüştü Güner, "Atina laboratuarından dün aldığımız habere göre maalesef birkaç farklı branştan dopingli çıkan yeni sporcularımız var ve yakın zamanda bunlar raporlanacak" dedi.
Rüştü Güner, Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri Yüksek Okulu ile Spor Bilimleri Derneği tarafından ortaklaşa düzenlenen ve bugün sona eren 5. Antrenman Bilimi Kongresi'nde yaptığı konuşmada, son zamanlarda kendisine sıkça "Türk sporunda neler oluyor" sorusunun sorulduğunu söyledi.
Türk sporunun dopingle ilgili yoğun bir dönem geçirdiğini kaydeden Güner, "Uluslararası Halter Federasyonu tarafından yapılan kontrollerde 21 milli haltercide stanozolol maddesi saptandı. TMOK Dopingle Mücadele Komisyonu olarak bizim yaptığımız kontrollerde ise son 15 ayda 111 örnekte, haltercilerde 40, atletlerde 48 örnekte yasaklı madde bulundu" diye konuştu.
Normalde alınan örneklerin yüzde 2'sinde veya 2,5'unda pozitif sonuç çıktığında, bunun "ciddi bir rakam" olarak kabul edildiğinin altını çizen Güner, şöyle devam etti:
"Halterde bu rakam yüzde 15'lerde, atletizmde ise yüzde 18'lerde geziyor. Gerçekten çok ciddi bir durum söz konusu. Üstelik hala devam ediyor. Bu süreçte 11 sporcu örnek vermedi, 1 yetkili kontroller sırasında komisyon görevlilerine engel oldu ve bu yetkiliye hala ceza verilmedi. IAAF'ın takip ettiği 4 sporcumuzun biyolojik pasaportunda anormal sonuçlar olduğu söylendi. Ayrıca biyolojik pasaporttaki sayının giderek artacağı belirtildi ve bu bilgi ilgili yerlere iletildi."
"Stanozolol spor camiasında son yıllarda en çok konuşulan madde"
IAAF'ın yasaklı isimler listesine bakıldığında 1,5-2 ay önce listeye giren isimler hariç, 8 sporcunun daha bu listeye gireceğinin ve bu sayının da artacağının belirtildiğini ifade eden Güner, "Son 1 yılda örneğinde yasaklı madde saptanan sporculardan 33'ü 18 yaşın altında yani reşit bile değil,11'i ise 15 yaşından küçük. Bu durumun ciddiyetini ortaya koyuyor" dedi.
Stanozololun spor camiasında son yıllarda en çok konuşulan madde olduğunu anlatan Güner, şöyle devam etti: "Bu madde 1987 yılında ABD'li atlet Ben Johnson ile gündeme geldi, ancak o yıl maddenin analiz yöntemi henüz onaylanmamıştı. Köln Laboratuvarı 1988'de yöntemin onaylanmasını sağladı ve o yıl Johnson'ı bu maddeden yakaladı. Tarih tekerrürden ibaret. Milli haltercilerimize olan da aynen bu. Yine Köln, yine Stanozolol. Köln Laboratuvarı milli haltercilerimiz yüzünden analiz sistemini değiştirmek zorunda kaldı çünkü Türkiye'den alınan örneklerde onaylayamadıkları bir durum vardı. Laboratuvar, 2013 yılı başında sistemini geliştirdi ve analiz yönteminin hassasiyetini artırdı. Böylece haltercilerimiz dopingli çıktı."
"Köln, mart ayında bütün laboratuarlara bu yöntemi anlattı"
Köln laboratuvarının mart ayında bütün laboratuvarlara bu yöntemi anlattığını ve Türkiye'nin numuneleri gönderdiği Atina laboratuvarının da bunu nisan ayında yürürlüğe soktuğunu kaydeden Güner, "Atina laboratuvarından dün aldığımız habere göre maalesef birkaç farklı branştan dopingli çıkan yeni sporcularımız var ve yakın zamanda bunlar raporlanacak. Yani önümüzdeki günlerde birkaç farklı branşta stanozolol maddesinden pozitif numunelerin gelmesi bekleniyor" dedi.
Yaptıkları işin tek amacının genç sporculara ilaçsız, temiz bir ortam sağlamak olduğunu belirten Güner, sözlerini şöyle tamamladı: "Amacımız temiz spor yapan sporcuların haklarını korumak. Amaç dopingli sporcu yakalamak değil. Biz eğer bu mücadeleyi iyi yapabilirsek onların haklarını korumuş olacağız. Eğer dopingle mücadelede başarılı olursak, Süreyyalar ağlamayacak, Haliller ağlamayacak, çocuklar da hasta olmayacak."