Haberler

    NBA'de geride kalan haftanın iyileri ve kötüleri | NBA karnesi #10

    Abone Ol

    Özellikle bu haftanın iyileri ve kötüleri, Noel maçlarının etkisiyle kaleme alınmıştır.

    Özellikle bu haftanın iyileri ve kötüleri, Noel maçlarının etkisiyle kaleme alınmıştır. Sonuçta o gece oynanan bütün maçlar özenle seçilir ve altta hep bir hikâyeleri vardır. Kendi kendinize "Denver Nuggets-New Orleans Pelicans maçının alt hikâyesi ne olabilir ki?” demeden sizi hemen aşağıya doğru alıyorum. Buyurun…

    Hepsi pekiyiler

    Philadelphia 76’ers

    Noelde oynadıkları Milwaukee Bucks maçıyla sonsuz övgülere mazhar olmaları boşa değil. Sezon başından bu yana derslerde hocayı dinlemeyen, sağa sola sataşan Joel Embiid ve şürekâsı, iş sınava gelince ne kadar iyi olabildiklerini gösterdiler. Ligin en tempolu takımlarından olan Bucks’ı onların temposunda yenmeleri ele güne mesaj olarak da algılanabilir. “Zeki ama çalışmıyor” noktasından “iş ciddiye binince sorumluluk alır” noktasına yükseldiler kesinlikle.

    Giannis Antetekounmpo ligin belki de en korkulması gereken ismi ama 76’ers onu bütün maç boyunca konfor alanından çıkartmayı başardı. Bu da play-off’ta nasıl bir savunma takımı izleyeceğimize dair bize biraz ipucu verebilir.

    Golden State Warriors

    NBA yönetiminin veya yayıncı kuruluşun sezon içinde takvim değiştirme ihtimali olsa muhtemelen Noel gecesindeki Golden State Warriors-Houston Rockets maçını değiştirmek isterlerdi. Sonuçta Warriors’ın bu hâle geleceğini kimse tahmin etmiyordu ama gecenin en ilginç sürprizini de onlar yaptı.

    Sadece Rockets maçını konuşmak doğru değil, bu haftanın genelinde iyi bir Warriors izlediğimizi söylemek mümkün. Sonuçta buradan play-off’a gidecek değiller ama saha içinde gösterdikleri çaba yine iyi bir hikâyeye tanık olmamızı sağlıyor.

    Damion Lee

    “Şokopop NBA Özel” bölümüne hoş geldiniz… Ülkemizin pompaladığı magazin kültürü sebebiyle ta Amerika’daki ligin magazin haberlerine bile kayıtsız kalamıyoruz. Bugünkü konuğumuz ise Golden State Warriors’ın son dönemdeki yükselen ismi Damion Lee. Başarılı oyuncu hem saha içinde hem de saha dışında önemli bir figür. Bilmeyenler için söyleyelim, kendisi aynı zamanda Curry ailesinin damadı.

    Magazin kısmını bitirdik, bünyem daha fazlasını kaldıramıyor kusura bakmayın. Normal kısma geçelim; Lee takımın çift yönlü kontrata sahip oyuncularından biri ama son dönemde gösterdiği performans gerçekten takdir edilesi. Özellikle Houston Rockets maçında sahaya koyduğu enerjiyi izlemekten keyif aldım. Kontratının çift yönlü olması sebebiyle Warriors’ın onun hakkında bir karar vermesi gerekecek. Ya Kyle Bowman, Alec Burks gibi isimlerden birini göndermek zorundalar ya da damadın gitmesine göz yumacaklar.

    Otur sıfırlar

    Los Angeles Lakers

    Lakers’ın sezon içinde bir yerlerde sendelemesi gayet olası bir durumdu ve iki lider oyuncusunun sakatlık sorunları sebebiyle dört maç peş peşe kaybetmiş oldular. Lebron James ve Anthony Davis sağlıklı olduğu sürece normal sezonun onlar adına rahat geçeceğini öngörmek zor değil, hafta içinde oynadıkları Clippers maçıysa takımın defolarını bir kez daha gösterdi.

    Öncelikle Rajon Rondo’nun yer alacağı rotasyonun titizlikle seçilmesi gerekiyor. Tecrübeli oyun kurucu belli açılardan iyi performanslar gösteriyor ancak zaafları bu takımın başını ağrıtıyor. Lebron maç içinde zaman zaman Kawhi Leonard’ı savunsa da bu yaşta oyunun iki yönünü doldurmasını beklemek genel anlamda takımın hücum performansını aşağı çekecektir. Sezonun ilk maçında Kawhi Leonard’ı Kentavious Caldwell Pope ile savunmuşlardı ki bu da doğru tercih değil. Bu takıma iyi bir savunmacı şart ve aranılan isim hâlen daha Memphis Grizzlies kadrosunda gözüküyor.

    Phoenix Suns

    Sezon aslında Phoenix Suns için oldukça güzel başlamıştı. Biz de izlediğimiz performans karşısında, İran sineması över gibi Suns övmüş bulunduk. Maalesef son dönemdeki fikstür onları fena çarptı, Deandre Ayton’ın cezası bitti derken şimdi de genç pivotun sakatlık problemi ortaya çıktı ve takımın süperstarı Devin Booker da sakatlık sebebiyle normal seviyesinde kalamayınca yenilgiler peş peşe gelmiş oldu.

    Gerek Monty Williams’ın takıma oynattığı oyun tarzı, gerekse kadro yapısını düşünecek olursak Suns’ın hikâyesi burada bitmedi. Batı Konferansı’nın keşmekeş hâlini de eklersek onlar için hâlâ “Neden olmasın?” diyebiliriz.

    Sacramento Kings

    Sezona istenmeyen bir performansla start vermişlerdi, takımın geleceği olan Marvin Bagley ve De’Aaron Fox’un sakatlığı da duruma tuz biber ekti diyecekken onlardan yoksun bir şekilde kazanmanın yolunu bulmuşlardı. Fox ve Bagley geri döndü ama Kings’in durumu tekrar olumsuz tarafa doğru dönmeye başladı.

    Kadroyu alt alta yazdığınız zaman Batı’da play-off kapasitesinde bir takım görebilirsiniz ama bu takımın kimyasında sıkıntı var. İster buna Buddy Hield’ın aldığı kontrat sebebiyle diğer oyuncuların kazan kaldırması diyebilirsiniz, ister Luke Walton’ın oynattığı basketbolun bu kadroya uymadığını düşünürsünüz… Sonuç olarak beklentilerin oldukça altında kaldılar ve Richaun Holmes’un gösterdiği performans dışında, olumlu tarafa pek bir şey yazılamıyor.

    Kaynak: EuroSport.com / Spor

    Spor Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title