Haberler

    NBA'de geride kalan haftanın iyileri ve kötüleri | NBA karnesi #13

    Abone Ol

    Milwaukee Bucks’ın tren gibi ilerlediği, Cleveland Cavaliers’ta herhangi bir olayın meydana gelmediği ve Zach Lavine’in yüksek skorlar üretmesine rağmen kimsenin kafasını çevirmediği bir haftayı geride bıraktık.

    Milwaukee Bucks’ın tren gibi ilerlediği, Cleveland Cavaliers’ta herhangi bir olayın meydana gelmediği ve Zach Lavine’in yüksek skorlar üretmesine rağmen kimsenin kafasını çevirmediği bir haftayı geride bıraktık. All-Star hafta sonuna doğru yavaş yavaş yaklaşıyoruz ve benim heyecanım bu etkinliğe dair değil. Bu ligde biraz takas görmek istiyoruz artık! Neyse, biz işimize bakıp haftanın notlarına doğru geçelim.


    Hepsi pekiyiler






    Kawhi Leonard






    Los Angeles Clippers’ın 4 Ocak’taki Memphis Grizzlies mağlubiyetinden sonra Montrezl Harrell çıkıp basına, “Biz şu an iyi bir takım değiliz. Daha yeniyiz ve üstesinden gelmemiz gereken şeyler var.” demişti. Açıkçası bunun bir kuruntu olduğunu düşünüyordum, sonuçta Clippers’ın vites arttırması gereken yer belli. Açıklamadan sonra Harrell performansını arttırırken, geriden biri ona doğru yaklaşıp “Şu içeceğimi bir tutsana!” deyip yanından hızlıca geçti. Aslında herhangi bir şey dememiş de olabilir, sonuçta Kawhi’dan bahsediyoruz.

    Geçtiğimiz günlerde dizlerini daha iyi hissettiğini söyleyen Kawhi, yeni yılla birlikte farklı bir faza geçiş yaptı. Paul George’un sakatlığı sebebiyle oynayamadığı dönemde sorumluluğu o koca ellerine aldı ve bu durum istatistiklerle de yansıdı. Onu bu hâlde izlemek gerçekten keyif veriyor.




    Ja Morant




    Jenerasyon geçişleri olurken aklıma hep aynı soru düşer: “Bayrağı bundan sonra kim veya kimler taşıyacak?” Kafa karıştıran bu soruya net cevaplar veremiyorsanız hayal kırıklığı da peşinden gelir. İçinde bulunduğumuz sezonla birlikte bu soruya fazlaca cevap bulduk. Fakat Ja Morant’in gösterdikleriyle, “Beni de unutmayın!” demesi insanı ayrı bir mutluluğa sevk ediyor.

    Şutuna çok güvenilmeyen, fiziğiyle ligde neler yapabileceği soru işareti olan bir oyuncudan savunmaları sürekli zorlayan, şut tercihlerini kendinden beklenmeyecek olgunlukta yapan bir Morant izlemeye başladık. Takımı Memphis Grizzlies’ın da ritim bulmasıyla sahada resital sunmaya başlayan genç oyun kurucu, potansiyelden öte gerçekliğe dönüşmüş durumda. Akıl almaz akrobatik hareketleri ise suflenin yanına koyulan vanilyalı dondurma gibi.




    Markelle Fultz




    Evet, hâlen daha çizginin gerisinden şutunu izlerken kendinizi bir tragedyanın içinde sanıyorsunuz. Aynı zamanda haklısınız da, sonuçta ümit etmek için istikrarlı bir çizgiye oturması gerekiyor ama Fultz’un sahada bu şekilde oynaması insanın yüzünü güldürüyor.

    Sezon, Orlando Magic kadrosu açısından inişli çıkışlı devam ediyor. Terrence Ross ve Nikola Vucevic sezonu epey geç açtı, Aaron Gordon beklenen seviyeye yine çıkamadı, D.J. Augustin epey düşmüş durumda ve sezonun en parlak ismi Jonathan Isaac maalesef sakatlık sebebiyle parkede yer alamıyor. Kadrodaki bu istikrarsızlığın aksine, sezon içinde çıkışına devam eden bir Fultz var. Genç oyuncunun ilk iki sezonda başına gelenlerden sonra hafta içinde Los Angeles Lakers’a karşı oynadığı muazzam oyun ilham verici.


    Otur sıfırlar






    Houston Rockets





    Zamanında ülkemizde de revaçta olan bir deyim vardı: Metal yorgunluğu. Bu sezon Houston Rockets için de bu tabiri kullanmak sanırım pek yanlış olmayacak. James Harden sezon içinde basamak üstüne basamak atladı, hepimiz onun harika performanslarını ağzımız açık izledik ama sistemde metal yorgunluğu mevcut. Bu hafta alınan üç yenilgi, buna kanıt niteliğinde oldu.

    Mike D’Antoni, James Harden’dan seneler içinde bir canavar yarattı fakat hemen hemen her takım onu yarı sahadan itibaren iki kişiyle karşılayarak bu canavara bir çözüm geliştirmeye başladı. Harden’ın genellikle topu verdiği Russell Westbrook için henüz doğru bir reçete olmadığını söyleyebiliriz. Westbrook iyi istatistikler ortaya koysa da verimlilik açısından bir Chris Paul olabilmiş değil. Yan parçalara gelecek olursak da kimi formsuz, kiminin bu düzeyde yeri yok, kimi de Westbrook’un elinden topu çıkarabildiği nadir anlara muhtaç.

    Houston elbette buradan yok olmaya doğru gitmez, hatta bu yenilgi serisine cevap vermek isteyeceklerdir. Mühim olan şey, Rockets eskiden kendine ait bir ahenkle çalışıyordu. Şimdilerdeyse o ahengi görmek pek mümkün değil.





    Minnesota Timberwolves





    Aslında sezonun ilk kısmında olumlu işaretleri herkes görmüştü. Karl Anthony Towns hücumda her alanı besleyen bir uzuna dönüşmüş, Andrew Wiggins sonunda basketbol oynamaya karar vermiş ve koç Ryan Saunders takımına güzel bir oyun oynatmaya başlamıştı. Sonrasında olanlar ise alışıldık hikâye. Sakatlıklar, form düşüşleri ve yorucu NBA fikstürü.

    Timberwolves geçtiğimiz haftalarda sakat oyuncularına rağmen takdir edilesi performanslar gösterdi ama bu hafta fikstür büyük abilerle doluydu. Batı Konferansı’nın orta ve alt sıralarının karışıklığı herkese bir ümit veriyor fakat Timberwolves oranın en ışık vermeyen takımı olabilir.





    Charlotte Hornets





    Geçen hafta batı yakasında deplasman turuna çıkmışlardı veya biz öyle biliyorduk. Sonuçta Portland Trail Blazers maçı dışında pek varlıklarını göremedik. Bu kadar eleştirinin aslında yeri ve zamanı değil. Hornets sezonun bence en makul takımlarından biri, Devonte Graham de herkesin sevdiği bir hikâye oluşturdu gözümüzde ve bu takım üzerine düşeni fazlasıyla yaptı.

    Bu hafta uluslararası maç sebebiyle Fransa’ya gidecekler. Dönerken Nicolas Batum’u evde bıraksalar ne güzel olur!

    Kaynak: EuroSport.com / Spor

    Cleveland Cavaliers Memphis Grizzlies Milwaukee Bucks Spor Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title