NBA karnesi #5
Ben Simmons’ın ilk üçlüğünü gönderdiği bu haftada.
Ben Simmons’ın ilk üçlüğünü gönderdiği bu haftada…
Yukarıda bahsi geçen olaydan sonra ligin geneline bir değerlendirme yapmamak gerekirdi aslında, bu müthiş olayı anlatan bir yazı daha uygun olabilirdi. O üçlüğün çemberden girdiğini gördüğümüz an biz televizyonları kapatmalıydık, oyuncular soyunma odasına gidip günlük kıyafetlerle salondan çıkmalıydı, Adam Silver maçları tatil etmeliydi ve bu olayı herkes bir bayram havasında kutlamalıydı. Maçlar devam ettiği için değerlendirmeye kaldığımız yerden devam ediyoruz. Buyurun…
Hepsi pekiyiler
Los Angeles Clippers maçları
Clippers bu hafta içinde önce Boston Celtics’i, iki gün sonra Houston Rockets’ı ağırladı. Celtics ilk maçta Clippers’a vurdu vurdu ama düşüremedi. Uzatmaya kadar sabırla rakibini takip eden ev sahibinin son yumruğu maçın sonunu belirledi. İkinci maçta ise James Harden’lı Rockets’ı ağırlayan Clippers, yine son anlara kalan maçta rakibini Kawhi Leonard’ın soğukkanlılığıyla geçmeyi bildi. Klişe maç özetlerimizden sonra normal halimize dönecek olursak, Murat Kosova bu maçları anlatsa ‘’İşte NBA bu!’’ diyeceğine kalıbımı basarım.
Yalnız Clippers kadrosu epey yaman arkadaşlarla dolu. Kâğıt üstünde konuşmak kolay ama gerçekte ne kadar iyi olduklarını görmek cidden mutluluk verici.
Luka Doncic
Yazıları takip edenler bilecektir, Doncic’e yakın zaman içinde değinmiştim. Kendisi öyle bir hafta geçirdi ki, bu yazıda da ondan bahsetmemek olmazdı.
Sloven yıldız hafta içinde önce San Antonio Spurs’e dibin dibini gösterdi, sonra Golden State Warriors’ı ilk çeyrekten öyle bir kapattı ki kalan üç çeyrekte ne olduğunu anlamaya çalıştık. Doncic’in potansiyelden gerçeğe henüz bu yaşta ulaşabilmesi ve bunu uzun seneler doya doya izleyebileceğimizi bilmek kendimce bazı duygulara eşdeğer; pantolonda unutulmuş ve tekrar ortaya çıkan kâğıt para veya işe kalktığınız saatte uyanıp hafta sonu olduğunu, tekrar uyuyabileceğinizi anladığınız an. Örnekler çoğaltılabilir ama keyif baki.
Giannis Antetokounmpo
Russell Westbrook, geçtiğimiz günlerde James Harden’la alakalı yaptığı bir açıklamada, “İnsanlar onun yaptıklarını normalleştiriyor ama bunları herkes yapamıyor.” dedi. Bu elbette doğru, Harden gerçekten çıldırmış durumda. Peki, Giannis’in yaptıklarına ne demeli? Asıl normalleştirme ona uygulanıyormuş gibime geliyor.
Sezon başından bu yana herkes Harden, Doncic ve Lebron James için methiyeler düzüyor. Konu Giannis’e geldiğinde ise yaptığı şeyleri zaten yapması gerekiyormuş gibi bir hava oluştu. O hava zaman zaman hepimize etki ediyor, şimdi biraz kendimizi çimdikleme zamanı. Maç başına 30 sayı, 14 ribaunt ve 6,5 asist yapan; takımının her şeyi olan birinden bahsediyorum. İstatistiklerden ziyade maç içinde yaptıklarını anlatmaya kalksam bu yazı tamamen onun alakalı olabilir, kısacası onu izlerken ağzınız açık kalsın e mi?
Otur sıfırlar
Detroit Pistons
Sezon başında Blake Griffin’in sakat olması onlar adına iyi bir bahaneydi, onun dönüşünün bu takıma yetmemesi ise oldukça kötü oldu. Griffin seneler içinde oyununu iyi yönde değiştirdi ama kabul etmek gerekir ki kendisi sihirbaz değil. Oyuncuların çabasını dışarıda tutarak sözlerime başlıyorum, bir kanat rotasyonunu istesen bu kadar kötü kuramazsın. Doğru düzgün yönetilen takımlarda Luke Kennard iyi bir rol oyuncusu olarak konumlanır, Pistons’ta ise denizi ikiye yarması bekleniyor. Çünkü şut atabiliyor. Kanat rotasyonunun geride kalan oyuncuları yedekte havlu sallaması gerekirken, “belki üçlük sokar” denilerek sahaya atılıyor. Sezon içinde %39 ile üçlük kullanmalarına ve bu alanda lig ikincisi olduklarına aldanmayın, bu takımın geometrisi kaymış durumda.
Joel Embiid
Philadelphia 76ers’ın en değerli oyuncusu kim? Bana göre bu isim tartışmasız Embiid’in ta kendisi. Sezon başladığından beri bu değeri sahada görüyor muyuz? Hiç sanmıyorum.
Yeteneklerini sahada kullanmayan, bir nevi o yeteneklere ihanet eden isimlerden pek hazzetmiyorum. Embiid belki de Shaquille O’Neal’dan bu yana gördüğümüz en dominant pota altı oyuncusu olabilir, tabii kendi isterse. Sezon başlamadan önce “Yılın savunmacısı ödülünü almak istiyorum.” diyen bir ismin savunmadaki görevlerini boş vermesi gayet mantıklı, ödülün tartışmasız(!) favorisi o. Savunmayı geçip genele gelecek olursak da, Jojo lakaplı oyuncu gerçekten de bu lakaba yakışacak şekilde takılıyor maçlarda.
Sakatlıklar
Konuya girmeden önce bir hatırlatma yapmakta fayda var; dinlendirilme ilgi alanım değil, direkt sakatlıklardan bahsediyorum. İnternetten her takımın sakat oyuncularına bakacak olursanız sanki son vitese geçemeyen bir lig izliyor gibiyiz. Bu sakatlıkları bir yere fatura edemiyoruz, o yüzden muhatapsız bir isyan benimkisi. Umarım kalan sağların başına bir sakatlık gelmez.