Nerede kalmıştık #2: Milwaukee Bucks
*Basketball-Reference, Synergy Stats, NBA Stats ve Basketball Index’teki verilerden yararlanılmıştır.
*Basketball-Reference, Synergy Stats, NBA Stats ve Basketball Index’teki verilerden yararlanılmıştır.
NBA yönetimi, 11 Mart’ta oynanan dört normal sezon maçının ardından koronavirüs salgını nedeniyle sezonun askıya alındığını açıklamıştı. Haziran başında yapılan açıklamada ise sezonun 22 takımla 31 Temmuz’da Orlando’da devam edeceği belirtilmişti. Basketbolla dolu uykusuz gecelere hasret kaldık fakat şov, bir ay sonra devam edecek! Peki bu süreçte Orlando’da yer alacak 22 takıma göz atmaya ne dersiniz?
Milwaukee Bucks - 53 galibiyet ve 12 mağlubiyet ile ligde birinciler
Atılan sayı ortalaması: 118,6 - Ligde birinciler.
Yenilen sayı ortalaması: 107,4 - Ligde beşinciler.
Hücum reytingi: 112,6 - Ligde yedinciler.
Savunma reytingi: 101,9 - Ligde birinciler.
Olumlu anlamda dikkat çeken istatistik: Ligin en iyi savunma reytingine sahip olmaları.
Olumsuz anlamda dikkat çeken istatistik: Takım hâlinde maç başına %74,2'yle serbest atış atıp bu alanda lig 27.'si olmaları.
Milwaukee Bucks, geçtiğimiz sezonu 60 galibiyetle zirvede tamamladı. Play-off süreci başlamadan önce tahminler yapılırken birçok kişi, Bucks'ın NBA Finali'ne yükseleceğini düşünüyordu. Fakat Konferans Finali’nde Toronto Raptors, Giannis Antetokounmpo için özel bir savunma düzeni hazırladı. Ayrıca Bucks koçu Mike Budenholzer, Atlanta Hawks döneminde olduğu gibi, kreatif bir hücum varyasyonu geliştiremedi. Böylece Bucks, sezonu NBA Finali’ne yükselemeden tamamlamıştı. Ancak bu sezona baktığımızda takımın sergilediği performans, hem teorik hem de pratik açısından onları kupaya taşıyabilir.
Greek Freak ve belirlenemeyen tavanı
Giannis Antetokounmpo, NBA’deki ilk şaşalı sezonunu 2016-2017’de geçirmişti. Boy-kilo-kulaç açıklığı oranlarında lige girdiği ilk yıldan beri dikkat çekse de kas kütlesi olarak çok zayıftı. 2016’da yaptığı sıçramanın ardında fiziksel olarak kat ettiği yol vardı. Özellikle de göğüs ve omuz kaslarındaki yeni yapısı, onu klasik forvetlerden ayırmış ve üç, dört, beş numaraları oynayabilen bir oyuncu hâline getirmişti.
2017-2018’de oyun repertuvarını bir üst seviyeye taşıdı. Hücumda, “uçup kaçan atlet” etiketinin yanına iyi bir saha görüşü ekledi. Yani bire bir hücumlarda kendi penetre kanalını yalnızca dominantlıkla değil; akıcı, zeki hareketlerle yarattı. Böylece kendisine karşı hazırlanan perimetre savunma düzenlerini bozdu.
Geçtiğimiz sezon özellikle savunma anlamında çok büyük bir gelişim gösterdi. Forvet ve pivotların karşısında sert bir şekilde kalabilmesinin yanı sıra, gerektiğinde, nokta şutörlerin topsuz oyundaki aksiyonlarını takip etti. Delici kısalar karşısında ayak oyunlarından galip ayrılarak topu çalıp hızlı sayı üretimini sağladı. Hücumdaki olgunluğu biraz daha artmıştı.
Bu sezon ise her anlamda kariyer zirvesini yaşıyor Giannis Antetokounmpo. Savunmada beş pozisyonu birden istikrarlı, agresif ve zeki bir şekilde alabiliyor. %38,6’lık geçirgenlik oranı bunun iyi bir kanıtı. 13,7 ribaund ortalamasıyla ligdeki birçok pivotu geride bırakırken 5,8’lik asist ortalaması, onu bu alanda eğerli oyun kurucuların bile önüne taşıyor. 29,6 sayı ortalamasıyla bu alanda kariyer zirvesine ulaşırken hücumdaki asıl gelişimi üç sayılık atışlarda kaydetti. Zira Yunan yıldız, bu sezon oynadığı 57 maçta tam tamına 271 kez üçlük denedi. Bu rakam, 2018-2019’da normal sezonda oynadığı 72 maçta 203’tü. Tabii 273 üçlüğün 83’ünü isabete çevirmesi kötü görünebilir. Fakat burada önemli bir nokta var.
2019 Doğu Konferansı Finali’nde Raptors’ın Giannis’i nasıl savunduğunu hatırlıyor musunuz? Nick Nurse, Kawhi ile Siakam’ı değişmeli olarak Giannis’e vermiş fakat bu savunmada bir adımlık mesafe bırakmıştı. Misal, Giannis tepedeyken ona en yakın savunmacı bir adım uzağında oluyor onun hemen ardında ise sağ ve sol köşelerde iki savunmacı daha oluyordu. Eğer Giannis sağdan penetre ederse ortadaki savunmacı ile sol kanattaki, soldan penetre ederse ortadaki savunmacı ile sağ kanattaki veya ortadan penetre ederse üçlü bir hat oluşuyordu. Tabii bu durumda Bucks’ın şutörleri boşa çıkıyordu fakat eğer Klay Thompson veya Ray Allen değilseniz bütün maç boyunca %70 üstü üçlük atmanız, bir de play-off ortamında, pek de mümkün değil.
Giannis, o seri boyunca yalnızca 21 üçlük denemişti. Yani “volume” dediğimiz ve “şutörü riske atıp atmama” olayında Giannis riske edilmiş ve işler Raptors’ın lehine dönmüştü. Yunan yıldızın bu sezon daha fazla şut denemesi işte tam da bu yüzden önemli. Tabii Philadelphia 76ers’ın Joel Embiid’le yaptığı gibi onun şutu yine riske edilecektir fakat olası bir konferans finalinde sezonu 300 küsür üçlük deneyip tamamlayan bir oyuncuyu riske eder misiniz?
Giannis’le ilgili kuşku duyduğum şey ise kritik maçlarda neler yapabileceği. Henüz 25’inde olmasına karşın ulaştığı seviye paha biçilemez. Fakat kariyeri boyunca play-off’larda kritik maçlarda sergilediği performans bir hayli hayal kırıklığı yarattı. Eğer bu sezon bu bariyeri aşamazsa işler sarpa sarabilir. Aksi hâlde Giannis’in mental, fiziksel ve yetenek tavanının Everest sınırını belirlemek neredeyse imkânsız olacak.
Mike Budenholzer ve kritik sınavlar
Mike Budenholzer, 2010’lar NBA’inde elindeki parçalardan maksimum verimi almayı başaran birkaç koçtan biri. 1996 ile 2013 yılları arasında San Antonio Spurs’teki asistan koçluk deneyiminin ardından Budenholzer, 2013’te Atlanta Hawks’a baş antrenör olarak gitmişti.
Hawks’taki ikinci yılında normal sezonu 60-22 gibi mükemmel bir dereceyle tamamlamıştı. Fakat Konferans Finali’nde Cleveland Cavaliers’a karşı 4-0 süpürülmekten kurtulamamıştı. Elbette kadrosunda LeBron James olan bir takımın bu kadar dominant olması beklenebilir. Fakat işin bir başka boyutunda Budenholzer, seri boyunca hep aynı kanaldan sayı yemiş ve kendilerini düzenden çıkaran Cavs savunmasına karşın bir çözüm üretememişti.
Budenholzer, bu sefer Bucks’ın başındayken, 2018-2019 sezonunu 60-22’lik dereceyle tamamladı. Fakat yine Konferans Finali’nde bir çözüm üretememişti. Raptors’ın biraz önce bahsettiğim savunmasını delmekte zorlanmış ve kendi savunma düzenlerinde, adam değişimi başta olmak üzere neredeyse her alanda zorlanmışlardı.
51 yaşındaki koç bu sezon ise biraz daha kreatif bir düzen kurguluyor. Giannis’in penetre alanını genişletmek için Wesley Matthews, Khris Middleton, Pat Connaughton, Donte DiVincenzo, George Hill ve Kyle Korver hem şut tehditleri hem de boyalı alanda sürekli olarak bir perde oyununda yer almalarıyla Antetokounmpo’ya alan açıyorlar. Böylece Giannis dışındaki isimler de kendi skor üretimleri için alan bulmuş oluyorlar: Giannis’e alan aç, alan bulursa gider, ikili savunma gelirse pas atar, topu alan penetre eder ve ekstra pası görür, bir penetre veya üçlükle pozisyon biter.
Bu aslında teorik olarak çok fazla varyasyon barındırmayan bir set gibi görünebilir. Misal, Giannis’e ikili tuzak getirmek veya 2-3 alan savunması yapmak gibi. İşte tam da bu durumlarda Mike Budenholzer’ın vereceği kararlar öne çıkacak. Olası bir 2-3 alan savunmasına karşı dört kısa ve Giannis’le çıkar mı? İkili tuzakları ekarte etmek için üç şutör, Giannis ve Brook Lopez’le çıkar mı? Gibi birçok sorunun cevabı önemli olacak. Savunmada ise Antetokounmpo’nun yükselişi, Brook Lopez’in box-out’lardaki mükemmel istikrarı ve forvetler ile kısaların adam değişim savunmasında uyum sağlamaları play-off adına umut veriyor.
Ribaundlar neden Bucks için bu kadar önemli?
Milwaukee Bucks, maç başına 42,2 savunma ribaunduyla bu alanda lig birincisi. Hücum ribaundunda 9,5 ile lig 25.’si olmalarına karşın toplamda 51,7’yle lig birinciliğindeler.
Ribaundlar Bucks için sezonun en kritik üç istatistiğinden biri. Neden mi?
Giannis gibi hızlı, açık sahayı birkaç saniyede geçip pozisyonu %92,5 isabet ortalamasıyla bitirebilen bir oyuncuya sahipseniz alacağınız ribaundlar hücuma daha hızlı çıkmanızı ve doğal olarak skor üretim hızınızın artmasını beraberinde getirir.
Kyle Korver, Khris Middleton ve Wesley Matthews gibi nokta şutör rolünde isabet ortalamaları %35’in üzerinde olan üç oyuncuya sahipseniz, üzerine bir de Eric Bledsoe ve George Hill gibi teknik pasörleriniz varsa sayı üretme hızını yine alınan ribaundlarla artacaktır.
Brook Lopez ve box-out sanatı. Lütfen bir Bucks maçında Brook Lopez’in savunma ribaundu sırasında nasıl bir box-out yaptığına bakın. Lopez, box çizgisini potayı karşıdan gören bölgeye, iki adım uzaklığa kuruyor. Yanlış anlaşılmasın, Lopez bu ribaundları almıyor; yarattığı boşluğa giren kısalar “yere düşen topları” alıyorlar (Matthews 6,2; Bledsoe 4,6; DiVincenzo 4,9; Connaughton 3,7) ve Lopez’den iki kat hızla hücuma çıkarak rakibi hazırlıksız yakalıyorlar.
Kısacası ribaundu alıp hücuma daha hızlı çıkıyorlar. Ve daha fazla sayı üretme şansı buluyorlar.
Orlando’da neler merak konusu?
Khris Middleton, play-off’larda neler yapacak?
Khris Middleton, geçtiğimiz yıl play-off’larda hayal kırıklığı yaratan bir başka isimdi. 16,9 sayı ortalamasının onun standartlarına göre düşük kalmasının yanı sıra savunmada adeta yoklara oynuyordu. Eğer bu yıl da böyle bir manzarayla karşılaşırsak Bucks’in eli bir hayli daralacak.
Altıncı adam kim olacak?
Bucks’ta Giannis, Middleton, Korver, Bledsoe ve Brook Lopez beşlisi öne çıkıyorlar. Sezonun farklı bölümlerinde ise George Hill, Ersan İlyasova, Pat Connaughton, Wesley Matthews ve Donte DiVincenzo altıncı adam rolünü üstlenmişlerdi. Belki play-off ortamında rotasyon genişliğine gerek olmadığını düşünebilirsiniz ancak Bucks’ın önceki tecrübeleri, hem nitelik hem de nicelik açısından farklı bir anlam barındırıyor.
Serbest atışlarda neler yapacaklar?
Sanırım onlara dair şu an en çok merak ettiğim konu bu. Zira Bucks, maç başına 24 denemede 17,8 isabetle serbest atışlarda %74,2 oranını yakalayarak ligde bu alanda 27. sırayı aldılar. Basit matematikle neredeyse her maçta çizgiden altı sayı kaybettiler. Özellikle de play-off’taki sert atmosfer düşünüldüğünde altı sayı, tempolarına ve doğal olarak da maç sonucuna büyük bir eksi şeklinde yansıyabilir.