Haberler

    Özel Röportaj | Ognjen Kuzmic

    Abone Ol

    Ognjen Kuzmic, yaz arasında yürekleri ağızlara getirmişti.

    Ognjen Kuzmic, yaz arasında yürekleri ağızlara getirmişti. 14 Temmuz Pazar günü Sırbistan’ın başkenti Belgrad’da bir trafik kazası geçiren Ognjen Kuzmic’in yüzünde ve üst çenesinde ciddi yaralanmalar meydana gelmişti. Kuzmic uzun bir tedavi sürecinin ardından geçtiğimiz hafta yeniden parkelere döndü. Obsesif olarak bağlı olduğunu söylediği basketbola yeniden kavuştu.







    Öncelikle maçta sergilediğin performanstan dolayı tebrikler. Ciddi bir sakatlık sürecini geride bıraktıktan sonra seni yeniden sahalarda görmek çok güzel. Nasıl hissediyorsun?


    Harika. Gerçekten de harika hissediyorum. Sakatlığımı yeni atlattığım için şu anda istediğim form grafiğini yakalayamadım. Ancak kasım ayının sonlarına doğru iyi bir seviyede olacağımı düşünüyorum. Takım arkadaşlarım, antrenörlerim ve taraftarlarımız bu seviyeye geçişimi hızlandırıyor.

    Basketbola obsesif bir sevgim olduğu için sakatlık süreci boyunca parkelerden uzak kalmak, antrenmanlarda yer alamamak, geçen sene planladığım yaz arası gelişim çalışmalarımı gerçekleştirememek ve birileriyle boyalı alanda mücadele edememek çok zordu. Ama dediğim gibi şu an harika hissediyorum. Obsesiflik hâli alan tutkuma yeniden kavuştum.


    Anadolu Efes’e karşı kaybettiniz. Maç hakkında neler söylersin?


    Biz iyi bir takımız. Ama Efes de iyi bir takım. Geçtiğimiz hafta Real Madrid’i sezonun en etkileyici performanslarından birisini sergileyerek mağlup ettiler. Bize karşı harika başladıklarını söyleyebilirim. Eğer üçüncü çeyrekteki performansımızı ilk yarıda gösterebilseydik bence maçtan galip ayrılan taraf olurduk. Ancak hem geçiş hücumlarındaki basit top kayıplarımız hem de pick&roll oyunlarını istediğimiz gibi organize edemememiz maçı kaybetmemize neden oldu.


    Üç yılın ardından yeniden Kızılyıldız’dasın. Buradaki basketbol kültürü hakkında neler söylemek istersin?


    Kızılyıldız bence Avrupa basketbol kültürünü birebir tanımlayan bir kulüp. Yani bizim temel felsefemizde sert, zeka isteyen ve hıza dayanan bir anlayış var.

    Hem geleceğe büyük yatırımlar yapmaları hem de şu anki takımı iyileştirmeye çalışmaları bu kulüple ilgili en sevdiğim şey. Bir yandan bizler sahaya çıkıp elimizden gelenin en iyisini yaparken bir yandan gelecek neslin yetiştiğini görüyoruz.


    Kızılyıldız’ın yanı sıra Avrupa’nın birçok önemli takımında forma giydin. Ayrıca iki yıllık NBA tecrübesine de sahipsin. Kariyerinin şu ana dek olan kısmını nasıl yorumlarsın?


    Oynadığım her maçta ve çıktığım her antrenmanda yeni şeyler öğreniyorum. Kariyerime başladığım Borac Banja Luka’da basketbol hakkındaki temel bilgileri iyi bir şekilde öğrenerek oyun hafızamı oluşturmuştum. Birkaç yıl sonra ise NBA’de forma giymeye başladım. Ancak NBA’e çok yanlış bir zamanda gittiğimi düşünüyorum. Çünkü ben orada oynamaya başladığım yıl pivotların oyun anlayışı değişiyordu. Örneğin, pick&roll’de olduğu kadar pick&pop’ta da iyi olmanız gerekiyordu. Tabii pivotlardan şu anki kadar üçlük atmaları beklenmiyordu ama şut konusundaki yetenekleri belirli bir seviyede olmak zorundaydı. NBA sonrasında yeniden Avrupa’ya döndüm. Panathinaikos, Kızılyıldız, Real Madrid ve yeniden Kızılyıldız… Bu kariyere sahip olduğum için kendimi şanslı hissediyorum. Ama bu şansı yaratmak için çok çalıştığımı söylemem gerekiyor.



    Golden State Warriors’taki ikinci yılında takım NBA şampiyonu olmuştu. O dönemki kadroda bulunmak nasıl bir histi?


    İnanılmaz. Şu anda ligin en değerli oyuncularından olan Stephen Curry, Klay Thompson ve Draymond Green gibi oyuncularla aynı takımda olmak büyük keyif veriyordu. Takım içindeki sinerjiyi arttırıyorlardı. Saha içindeki liderliklerini soyunma odasına ve özel hayatlarımıza da yansıtıyorlardı. Avrupa’dan ABD’ye giden birisi olarak, kültür değişiminde yaşadığım zorlukları aşma konusunda bana yardımcı oldular.


    Sence yeni dönemdeki pivot tanımı nasıl yapılabilir?


    Bence bu soruyu iki farklı şekilde cevaplayabiliriz. Avrupa’daki pivotlardan perde setlerini organize etmeleri, boyalı alandaki pas bağlantılarını sağlamaları, savunmanın caydırıcı adamı olmaları, takımlarındaki guard’lar için penetre kanalı yaratmaları ve potaya rahat hareket etmeleri bekleniyor. NBA’deki bazı pivotlardan da bu bekleniyor. Ama orada belirli bir seviyenin üzerinde olmak istiyorsanız savunmada kısaların karşısında kalmanız, perde sonrasında tepeye çıkıp şut atmanız veya penetre etmeniz gerekiyor. Bence birkaç yıl içinde Avrupa’daki pivotlardan da bu beklenecek. Ama her zaman geleneksel tarzda oynayabilen pivotlara da ihtiyaç duyulacak. Basketbol her zaman değişiyor ama özünü asla kaybetmiyor.

    Kaynak: EuroSport.com / Spor

    basketbol Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title