Haberler

    Pembe üzerine bir çalışma #4

    Abone Ol

    Yedinci etaba Adriyatik kıyılarında başladık.

    Yedinci etaba Adriyatik kıyılarında başladık. Pelotonun önünde 185 km’lik, görece kısa bir etap vardı. Ertesi gün Giro’nun bu seneki en uzun etabını koşacak pelotonun dinlenmesi, etabın kaçışa gitmesi oldukça muhtemeldi. Etap profili de buna izin veriyordu.

    Etap başlamıştı ki tat kaçıran bir haber aldık. Önceki günlerde Tom Dumoulin karıştığı kaza yüzünden abandone olmuştu. Bu sefer bir genel klasmancı değil ama buradaki en güçlü sprinterlerden Fernando Gaviria yarışı bıraktı. Dizinin birkaç gündür ağrıdığını söyledi Kolombiyalı. Birkaç gündür ağrı çekiyormuş, artık devam edemeyecekmiş. Çok güçlü görmemiştik onu, belki kendisi de “hazır pek güçlü değilken zorlamayayım” diye düşündü. Tour’da daha kuvvetli bir Gaviria görmemiz çok muhtemel.

    Gaviria’nın ardından yedinci etap bir bisikletçinin daha son etabı oldu. En büyük genel klasman adaylarından Primoz Roglic’in en önemli domestiklerinden Laurens De Plus, 85 km yol aldıktan sonra kenara çekti ve "benden bu kadar" dedi. Giro’nun başından beri boğaz enfeksiyonu nedeniyle ağrı çeken De Plus’ün kendisini çok zorlamasına rağmen devam edemediğini öğrendik. Bakalım bir kişi eksik olmak Jumbo Visma’yı ne kadar etkileyecek.

    Gelelim yarışa. Etabın 70.-80. kilometreleri arasında çok kuvvetli bir kaçış grubu kozasından çıkmaya çalıştı. Ion Izagirre’si, Sacha Modolo’su, Tony Gallopin’i, bir önceki etabın üçüncüsü José Rojas’ı… Toplamda 19-20 bisikletçi pelotondan ayrılmak istedi. Tam gittiler derken peloton müsaade etmedi.

    Ancak 15-20 km sonra koza kırıldı, kanatlar çırpıldı. Yine oldukça kuvvetli bir grup, pelotonla bir dakika civarı fark yaratmayı başardı. José Rojas yine oradaydı; Tony Gallopin, Davide Formolo, Pello Bilbao hakeza. 12 kişilik bir grup oluştu. Genel klasmancılar “alsınlar etabı, ne olacak” dediler. Sprinterler “ben zaten Svolte di Popoli’yi çıkamam” dediler. Haliyle peloton “bir olacağız, diri olacağız” demedi.

    Kaçıştakiler için etabın bitimine 56 km kala başlayan, 47 km kala son bulan Svolte di Popoli atlatılırsa gerisi kolaydı. Atlatıldı atlatılmasına ancak kaçış grubu ile peloton arasındaki fark bir türlü iki dakikayı aşmadı. Dolayısıyla etabın hangi gruba gideceğini erkenden kestiremedik.

    Son kilometrelerde 12 kişilik kaçış grubundan dökülenler oldu. Rojas, Androni’den Mattia Cattaneo, Gallopin, Bilbao, Formolo, Lucas Hamilton önde kalmayı başardılar. Etap başlarken pembe mayonun 2:12 gerisinde olan Rojas, pembe mayo için atağa kalkıştı. Ancak bırakmadılar. Ondan sonra Astana’dan Pello Bilbao 1.3 km kala gaza bastı. En çok Formolo çalıştı geri gelmesi için. Fakat başaramadı. Bilbao finişe birkaç metre kala kollarını havaya kaldırmıştı.

    Yedinci etap gibi sekizinci etap da Adriyatik kıyılarında start aldı. Genel klasman için oldukça belirleyici olacak bireysel zamana karşı öncesinde Giro 2019’un en uzun etabı koşulmaya başlandı.

    Kaçış grubu önceki etaba göre daha sancısız bir şekilde var oldu. İki İtalyan takımından iki İtalyan, Androni’li Marco Frapporti ve Nippo Vini Fantini’li Damiano Cima pelotonla bağların kopardılar. Hatrı sayılır bir fark da yarattılar. Bir ara pelotonun beş dakika kadar önünden gidiyorlardı.

    Bu sefer önceki etapta olduğu gibi acaba dedirten bir kaçış olmadı. İlk olarak Cima yakalandı. Frapporti ise inatçı çıktı. Finişin 35 km öncesinde konumlanan yokuş puanı kapısını ilk sırada geçmek istemiş olabilir. Ancak dağların kralı mayosu olan “azzurri” mayoyu giyen Giulio Ciccone puanları Frapporti’ye bırakmak istemedi. Frapporti kaçtı, Ciccone yakaladı. Yakalayınca “n’apıyorsun” der gibi bir baktı. Konuştular, belki biraz tartıştılar. Sonuç olarak üç puanı Ciccone aldı. Frapporti de iki puan aldı. Dileyelim ki aldığı bu bir ekstra puan Ciccone’nin işine yarasın.

    Bu yaşananın ardından Frapporti’nin adını bir daha duymadık. Ardından etabın bitimine 25 km kala bir yokuş puanı kapısı daha vardı. Ciccone oradaki puanları da aldı. Tam orada AG2R’den François Bidard ve Sunweb’li Louis Vervaeke kaçışa niyetlendi. Ciccone de “hazır öndeyken takılayım peşlerine” diye düşündü ve bu üçlü önde kaldılar. 20 km kala pelotonla farkı 40 saniyeye kadar çıkardılar ancak maceraları son altı-yedi km kala son buldu.

    Finişe doğru yağmur bekleniyordu. Son kısımlarda firketeleri olan teknik bir iniş olduğu göz önüne alınırsa bu korkulacak bir senaryoydu ancak bir problem yaşanmadı. Yağmur şöyle bir kendini gösterdi, ömrü kısa sürdü. Yerler kuru kaldı, inişte bir sıkıntı yaşayan olmadı.

    Son üç kilometre oldukça ilginçti. Tamam, finiş öncesi virajlar olsun. Ancak 90 dereceden daha dar açılı bir dönüş, üzerine bir 90 derece dönüş, son 200-300 m kala bir 90 derece dönüş daha olmasın. İzlemesi güzel ancak oldukça tehlikeli bir durum bu. Bisikletçilerden de bu durumdan memnuniyetsizliklerini dile getiren oldu. Belki de yerlerin ıslak olmaması, organizatörlerin eleştirilerden bir nebze kurtulmasına neden oldu.

    Yarışa dönelim. Sözü geçen teknik inişin ardından Bora ve Quick Step pelotonun ön tarafında konumlandı. Bora son bir buçuk km kaldığında iyi ve kalabalık bir şekilde pozisyon almıştı. Dört kişilerdi, güçlü bir Pascal Ackermann etap galibiyetine gidiyor gibi gözüküyordu. Ancak Ackermann’ın domestikleri, özellikle de Michael Schwarzmann; siklamen mayoyu erken yalnız bıraktılar.

    Kazandığı sprintlerin aksine sprinti açan bu sefer Ackermann oldu. Finişin yalnızca 250 metre öncesindeki dönüşün ardından yalnız kalınca buna mecburdu. Erken sprinte başlamanın cezası da her zaman olduğu gibi kesildi. Caleb Ewan mükemmel bir zamanlamayla gelerek etabı aldı. Ackermann, Ewan’ın yanı sıra Viviani’ye de geçildi ve üçüncü olabildi.

    Ewan son bölümde tek başına olmasına rağmen diğer bisikletçilerin arkasında iyi saklandı. Çok net kazandı, Viviani ile arasında bir bisiklet boyundan fazla fark vardı.

    Viviani’nin ise üzerinde bir baskının olduğunu söylemek pek yanlış olmaz. Sıradaki ilk sprint finişi salı günü Modena’da. “Tricolore”nin artık orada kazanmasını bekliyoruz.

    Bugün dinlenme günü öncesi, genel klasman için çok belirleyici olacak bir bireysel zamana karşı izleyeceğiz. 34,8 km uzunluğunda, yokuş yukarı bir zamana karşı koşulacak. 22,2. km’deki ara ölçüm kapının ardından eğim iyice kendini hissettirecek. Roglic, ilk zamana karşı etabında olduğu gibi en büyük favori. Yates ikinci olur olmasına ama fark ne kadar açılır? Vincenzo Nibali ne yapar? Başaltı favoriler çok fazla fark yer mi? Cevapları İtalya’nın içinde ama dışında, San Marino’da alacağız.

    Hazırlayan: Enes KANBUR

    Kaynak: EuroSport.com / Spor

    Tom Dumoulin Bilbao Spor Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title