Premier League'de 13. Haftanın Ardından
İngiltere’de sezonun karar haftalarından ilki başladı. Bir haftada art arda oynanacak üç maçın ilk aşaması geride kaldı.
13. haftada bir menajer daha koltuğundan olurken, lider Arsenal kazanmaya ve kaçmaya devam ediyor. 20 puandan fazlasını toplayan her takımın kendini zirve mücadelesinin içerisinde hissettiği yer kapma yarışının harareti her hafta artıyor. Chelsea, Manchester City, Everton ve Newcastle haftayı yukarıya daha çok yaklaşarak tamamlayan takımlar olurlarken, küme düşme hattındaki Fulham, Sunderland, Crystal Palace kazanamayarak oldukları yerde kaldılar. Hull City ise haftanın sürprizini yaptı, sezonun en çarpıcı skorlarından birine imza atmayı başardı.
Hull geri döndü
Hull City 3-1 Liverpool
Hull City biraz da şanslı ya da Liverpool'un Slovak stoperi Skrtel fazla şanssızdı. Ev sahibinin iki golünde de top ona çarpıp kaleci Mignolet'i çaresiz bıraktı. Ancak bu noktaya gelene kadar maça asılan, hava toplarını alan ve orta sahada top kazanan bir Hull City vardı. Sağlam ve sert durdular, Liverpool'un pas oyunu rakip ceza alanı önünde eridi. Konuk ekip hücumda üretkenlik sıkıntısı çekti, az sayıda pozisyon buldu; gol de zaten Gerrard'la frikikten geldi.
Tıpkı geçen hafta olduğu gibi, Liverpool yine oyunun akışında gol üretemedi. Sturridge'in yokluğunda ve Coutinho da maç içinde sakatlanınca son bölüm kabusa dönüştü. Yine 3 gol yediler, ki sezonun ilk üç maçında kalesini gole kapatan bir takımdı onlar. Arsenal yenilgisinin sonrasında art arda oynanan Everton ve Hull maçları umutları kırdı. Hull City ise kötü günlerin ardından gelen bu galibiyetle 3 puanın yanı sıra evindeki yenilmezlik serisini yeniden başlatma ve ivmelenme şansını da elde etti.
Ne Tottenham'a yaradı ne de ManU'ya
Kimse sevinmedi
Tottenham 2-2 Man United
Tottenham hafta içi her sabah başka bir kabusla uyandı. 6-0'lık Manchester City yenilgisinden sonra takım zor günler geçirdi, ama Tromsö maçıyla birlikte ayağa kalkmayı başardılar. İyiye gidiş Manchester United'a karşı da görüldü, psikolojik olarak yaralanmış bir takımın yapabileceğinden fazlasını sahaya koydular. Konuk United ise her ne kadar eksik olsa da maçı kazanacak işleri yaptı. Fakat onlar da Tottenham gibi kaybetmediklerine sevinmek bir yana, kaçan 3 puana üzüldüler.
Martin Jol artık işsiz
West Ham 3-0 Fulham
Ve Jol gitti
Maç başlarken iki takım da 10 puandaydı, her ikisi de uzun süredir kötü gidiyordu. Ancak birinin sorunu somut ve belli iken, diğerinin derdini çözmek hiç kolay değildi. West Ham'in umut bağladığı santrforu Andy Carroll aylardır sakat olunca ve menajer Sam Allardyce'ın futbol fikri de Carroll tarzı bir oyuncuya ihtiyaç duyuyorken hesaplar bozuldu. Kadrodaki diğer alternatifler de hocanın isteğini karşılamayınca West Ham bir garip oyuna, rakip stoperlerle hiçbir oyuncusunu eşleştirmeden oynamaya merak saldı. Bundan ötürü iç sahada maç kazanamaz hale gelmişlerdi, yalnızca kontra ataktan gol üretebiliyorlardı. İmdada Fulham yetişti.
Sezon başından beri preste zayıf kalan, kolay gol yiyen ve zor atan Fulham nihayetinde dağıldı. Vaktiyle 'gol makinesi' olarak anılan Dimitar Berbatov ve Darren Bent'in yer aldığı kadro gol atamaz oldu, bir de üzerine üste farklı yenilgiler aldı. Kendi sıkletlerine yakın West Ham'e karşı kaleyi tutan şutları olmadan fark yiyince de sabır taşı çatladı. Martin Jol artık Fulham'ın menajeri değil. Ondan boşalan koltuğa iki hafta önce Jol'e yardım için teknik ekibe katılan Rene Meulensteen oturtuldu. Yeni menajerin ilk sözleri, devre arası transfer talebi oldu.
Yüksek irtifada
Newcastle 2-1 West Brom
Newcastle son 4 lig maçında 4 galibiyet aldı, topladığı 12 puanla Şampiyonlar Ligi yarışının ortasına sıçradı. Transfer dönemleri çok kısa sürse belki de tüm sezonu şu an bulundukları yerde geçirecekler, fakat fırsat olmuyor. Kafası rahatlayan Cabaye, Tiote, Coloccini, Debuchy, Remy ve onlara eklenen Sissoko, Williamson, Sh Ameobi, Gouffran gibi isimler adeta yanıyorlar. Bu seri Ocak ayına kadar böyle gitmez elbet, fakat bir süredir karşılarına kim çıkarsa çıksın vurup geçiyorlar ve biraz daha bu direnci, dirayeti koruyacağa benziyorlar.
Ramsey gün be gün büyüyor
Cardiff 0-3 Arsenal
Ev sahibi Cardiff, bu sezon sahasında iki Manchester takımına da geçit vermemişti. Arsenal ise başkaydı ve öyle olduğunu gösterdi. Mesut Özil'in vitesi boşa alarak oynamaya devam ettiği maçta yaptığı iki asistle yine ön sıradan yer kaparken, esas ışıldayan adam Aaron Ramsey oldu. Altyapısında yetiştiği Cardiff City'e attığı gollerde sevincini kendine saklayan Galli oyuncu, yine topla münasebet becerisiyle, vücut koordinasyonuyla, oyun zekasıyla, gol koşularıyla ve vuruşlarıyla kendine hayran bıraktı. İki gol attı, bu sezon sıklıkla olduğu gibi yine harika oynadı.
Öte yandan, hafta içi forma kolu krizi ile olay olan Mathieu Flamini, yedek başladığı ve uzun kollu formasının kollarını kıvırdığı maçta bir gol attı. Arsenal ritmini düşürmeden yola devam ediyor; kazanıyor, kaçıyor ve kovalanıyor.
Takipteyiz
Chelsea ve Manchester City
Haftayı farklı kazanarak kapatan iki takım, Arsenal'in kuyruğunu kovalıyorlar. Üç maçlık serinin evlerindeki kısmını geride bıraktılar, hafta içi ve önümüzdeki hafta sonu deplasmana gidecekler. Nitekim puan bıraktıkları ilk maçta şu anki sıralarını kaybederler, bulundukları konum henüz bir anlam ifade etmiyor. Aynı durum bu hafta kazanan Norwich ve West Ham için de geçerli.
Everton'ın zor fikstürü
Cumartesi günü Stoke City'i 4-0'la geçen Everton ise hafta içi Manchester United'la, hafta sonu ise Arsenal'le oynayacak ve her ikisi de deplasmanda. Kuşkusuz, her ikisi de çok iyi birer maç olarak seyredene keyfi garanti edecek. Sürpriz hakkı saklı olan Roberto Martinez'in takımı coşkuyla oynuyor, sürekli golü düşünüyor ve heyecan verici oyunculara sahip.
Haftanın takımı: HULL CITY
Üst üste iki maç kaybettikten sonra geri dönen Hull City, rakibe gerçek deplasman havasını yaşattıkları maçta Liverpool'u farklı yenmeyi başardı.
Haftanın oyuncusu: AARON RAMSEY
Galli yıldız, kendine hayran bırakmaya devam ediyor. Arsene Wenger onun için £50 milyonun yetmeyeceğini söylerken, onun dünyanın en iyilerinden biri olduğu su götürmez.
Haftanın hayal kırıklığı: MARTIN JOL
Hollandalı teknik adamın Fulham'ında her şey kötü gitti ve kaçınılmaz son gerçekleşti. Asgari yeterlilikleri sağlamaktan uzak futbolun faturası Jol'e çıktı. Acaba neden böyle oldu?
Haftanın sözü: "Şahsen 'Biz Ölene Kadar City'cileri umursamıyorum. En kısa sürede istedikleri gibi ölebilirler."(Hull City başkanı Assem Allam, kulübün adındaki City ibaresini Tigers olarak değiştirme isteğine karşı çıkan taraftarlara dair konuşurken)
Haftanın 11'i: Wojciech Szczesny (Arsenal); Kyle Walker (Tottenham), John Terry (Chelsea), Curtis Davies (Hull), Bryan Oviedo (Everton); Tom Huddlestone (Hull), Mohamed Diame (West Ham), Aaron Ramsey (Arsenal); Gerard Deulofeu (Everton), Samir Nasri (Manchester City), Wayne Rooney (Manchester United)