PTT 1. Lig'de 17. Haftanın Panoroması
2 önemli deplasman galibiyetinin ardından Fethiyespor’un evinde oynayacağı müsabaka “istikrar” bakımından önem kazanmaktaydı.
Aceleci oyun; Kahramanmaraşspor-1461 Trabzon ( 3-2 )
Kahramanmaraşspor müsabakaya oldukça istekli ve oyunu ön tarafta tutma isteği ile başladı. Azuka'nın merkez adam rolünde İrfan ve Cumhur'un pas trafiğini yönlendirmesi ve bu trafiğe ikili oyunlarla Adem ve Sinan'ın katılması planlanmıştı. Kurgunun saha içinde belirli bir parsele kadar işlediğini söyleyebiliriz. Esas eksik olan nokta ise Kahramanmaraşspor oyuncularının "acele oyun" ile "hızlı oyun" kavramını karıştırmalarıydı. Müsabaka boyunca hızlı oyunun gerektirdiği esaslar dikkate alınsa hem Azuka ofsayt çizgisi ile uyumlu birliktelik yaşayacak, hem de Kahramanmaraşspor tabelada bu kadar zorlanmayacaktı. Defans hattı geçen haftanın güven vermeyen ismi kaleci Ersel ve sezonun geri kalanında kadro şansı bulamayan İbrahim'in olağan dengesizliklerine rağmen özgüven sahibi ve sağlam oynamaya çalıştı. Barış'ın ayağından gelen ilk golde ise İbrahim'in ters kademeye gelmesi olumlu ama kademede dengesiz yakalanması şaşırtıcıydı. Gol ev sahibi ekibin balansını bozar mı diye beklerken kaptan Zafer imdada yetişti ve serbest vuruşta ön direkte kafa ile beraberliği sağladı. Golden dakikalar önce yine pozisyon bulmuş lakin değerlendirememişti. Ceza alanı içine kullanılan topların çoğunluğu tehlike ya da pozisyoncuklar yaratır iken sahanın en rahat ismi Barış Memiş performansını sürdürdü ve İstemi ile ikili oyun sonrası 45 dakikanın en tehlikeli ve moraz bozucu zaman diliminde 1461 Trabzon'un ikinci golünü attı. Bu gol sonrası 2.yarı gelen Aytaç – İbrahim değişikliği ise bizi şaşırtmadı. Aceleci ama baskı kurmayı amaçlayan oyununu sürdüren ev sahibi ekip ceza alanı içinde oluşan karambol pozisyonda önce Cumhur ile eşitliği sağladı akabinde ise yine kaptanın golüyle maçı galip bitirdi. Galibiyet golünde ilgimizi çeken nokta ise Zafer'in alt pas olarak adlandırdığımız bölgede köşe vuruşundan gelen topa hiç zıplamadan olduğu yerde kalarak kafa vurması oldu. Lig kategorisi fark etmeksizin yapılan bu hatalar oldukça düşündürücü. En azından amacı Trabzonspor'a oyuncu yetiştirmek olan bir kulüpte maç boyu süren yan top savunma seti hataları endişe verici. 1461 Trabzon cephesinde ise öncelikli olarak oyun değil, oyunculara dikkat çekmek lazım. Savaş'ın gördüğü kırmızı kartın tetikleyicisi İstemi oldu. Gereği olmayan pozisyonlarda başlattığı ve sürdürdüğü sinir harbinde hem kendisi oyundan alındı hem de Savaş'ın adrenalini yükseltti. Yedikleri beraberlik golü öncesi başlattığı tartışma takım savunma konsantrasyonunu da olumsuz yönde tetikleyen en önemli etmendi.
İstikrar yakalandı; Fethiyespor-Adana Demirspor ( 2-1 )
2 önemli deplasman galibiyetinin ardından Fethiyespor'un evinde oynayacağı müsabaka "istikrar" bakımından önem kazanmaktaydı. Fethiyespor sezonun geri kalanının genelinde izleme olasılığımız yüksek oyuncu seçkisi ve dizilişi ile müsabakaya başladı – Birol ile Sabri Gümüşsoy tercihi değişkenlik gösterebilir-. Adan Demirspor'da ise durum biraz karışıktı. Tek kamera açısı ile değil keşke stattan izleseydik diyeceğimiz bir kurgu vardı. Özgür- Ferhat ve Kerem-Mesut kanat tandemi nasıl olacak diye beklerken karşımıza uygulaması oldukça güç üçlü defans kurgusu çıktı ve bu kurgudan sebep Demirspor oyunun büyük bölümünde ritmini ayarlayamadı. Bu kurgunun belirli maçlarda başarılı olabileceği ama her maçta tutmama ihtimalinin yüksek olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Kerem-Erdi-Rajnoch ile kurulan üçgenin temel prensibi bundan önceki maçlarda yenilen gollerdi. 13.ve 30.dakikalarda gelen Rajnoch müdahaleleri Mustafa hocanın haklılığını ortaya çıkarsa da takımın geri kalanının bu oyuna uyum sağlaması sıkıntılı gözüktü. Ferhat bu kurguda Mehmet Topal görevi ile donatılmak istenmişti ama bunu becerebildiğini söylememiz oldukça zor. Fethiyespor ise kendinden emin bir şekilde sahaya yayıldı. Dikkatimizi çeken tercih Birol Parlak'ın ( sol bek ) Sabri Gümüşsoy yerine tercih edilmesiydi. Denizlisor maçında cezalı olması ve o maçın 5-1 kazanılması da bu kararı aldıran sebepti ama ben yine de Sabri'yi bekliyordum. Kurgu ve oyuncu tercihleri bir yana Fethiyespor müsabakaları oldukça keyifli geçmeye başladı. Bu keyifli maçlarda birbirinden güzel goller de atılıp ciddi gol pozisyonları yakalanmakta. Adan Demirspor'un Rostand ile bulduğu gol bir yana, Rostand'ın direkten dönen kafa vuruşu ve yine Rostand plasesine Sammy'nin plonjon ile cevabı, Fethiyespor'un Onur ve Emre ile bulduğu goller görülmeye değerdi. Sonuçta Fethiyespor için galibiyet istikrarını yakaladı diyebiliriz. Adan Demirspor'da ise sıkıntı savunma bütünlüğünde. Bütünlüğü yakaladıkları anda sıkıntıyı atlatırlar.
Emrah Dağ'ın kariyer rekoru ; Tavşanlı Linyitspor- Boluspor ( 3-2 )
Boluspor Tavşanlı deplasmanına oldukça sıkıntılı gelmişti. Başlangıç kadrosunda mecburen değişik pozisyonda görevlendirilen oyuncuların uyum sıkıntısına sakatlıklar sonrası gelen mecburi oyuncu değişiklikleri de eklenince Boluspor kurgusu da "analı – kızlı" çorbaya dönüştü. Tavşanlı ise bu karışıklığa rağmen yine de gol yemeyi becererek müsabakayı kendi açısından tehlikeli hale getirmeyi becerdi. Ne olursa olsun maçın en önemli notu Emrah Dağ için düşüldü; bu maç Emrah'ın çocuklarına anlatacağı bir maç olarak kayıtlara geçti. Emrah bir daha ne zaman hat-trick ile tanışır bilemeyiz zira Emrah bugne kadar çıktığı 200 lig maçında 14 gol atmıştı, dün 201 maç / 17 gol istatistiğine ulaştı. Özellikle ilk golde Emrah'ın topa vurduğu bölge duran top setlerinde yerleşimin ne derece önemli olduğunun göstergesi idi. Gollerden bahsedeken Emre Kılınç'a da ayrı bir parantez açmamız lazım. Boıluspor'un ilk golünde yaptığı asist ile Quaresma trivelasına selam çakan Emre,atmış olduğu golde de Adrian İlie'ye nispet yaptı. Boluspor'un efsane isimlerinden eski kaptan Salih Yorulmaz'ın Tki ile çıktığı ilk maçta Boluspor'a karşı galibiyet alması ise günün en önemli notu idi. Elmacık kemiği kırılan ve ameliyat olacak Abdülkadir'e de geçmiş olsun dileklerimizi iletelim. Yaşadığı sakatlıklar kariyerini önemli ölçüde geriye itti.
Reha Kapsal macera aramadı ; Adanaspor-Şanlıurfaspor ( 0-2 )
Geçen hafta Şanlıurfaspor'u yazarken hücum kurgusu için Sankoh-Yasin-İsmail Haktan üçgeninin öneminden futbolla olan alakam doğrultusunda bahsetmiştim. Bu öngörümün Adanaspor maçında sahada olması ve bu kurgunun başarılı olması beni ziyadesi ile memnun etti,bencilce belirtmek isterim. Şanlıurfaspor'da Reha Kapsal macera aramadan doğru saha yerleşimini bulmuş görünmekte. Takımın üstünde fazla oynamadan eldeki oyuncular ile sahada ne yaptığını bilen taraftı. Adanaspor için ise durum karışık ve bu karışık durumdan en az sorumlu olan kişi ise Levent Eriş. Eğer istifa etmedi ise PTT 1.lig kulüpler birliği başkanlığını da yürüten Bayram Akgül'ün henüz ilk devre bitmeden bu kadar çok teknik adam değişikliğine gitmesi temel sebep. Saha içinde de Thiago haricinde oyunu değiştirebilecek sorumluluğu kimse üstlenmeyince ortaya çıkan durumu garipsememek gerekiyor. Şanlıurfaspor maçı 2-0 kazandı ama bu skor daha da büyüyebilirdi. Bucaspor maçında yaptığı terbiyesizlikten sonra ilgimizden uzaklaşan vatandaş son vuruş konusunda biraz daha dikkatli olabilseydi fark büyürdü. Adanaspor cephesinde sakin kalması gereken bir diğer taraf ise renklere gönül verenler. Sahaya koltuk ve sair atarak konulan tepki sadece zarar verir, fayda sağlamaz. Bu tepkiyi işleri olumlu şekilde düzeltebilmek adına medeni bir biçimde yönetime yönlendirmek daha olumlu sonuçlar doğurabilir.
10 haftanın yenilmezi ; Manisaspor- Balıkesirspor ( 3-0 )
Güzel maç oldu, daha doğrusu iyi futbol oynandı. İki ekip de alışılagelmiş kadroları ile sahadaydı. Manisaspor'da Eray Ataseven yokluğunda orta sahanın göstereceği direnç performansı merak ediliyordu. Balıkesirspor'un dirençli orta sahasına karşı çok çok büyük sıkıntılar yaşadıklarını söylememiz zor olur. Balıkesirspor dizilişinde ise sıkıntı İlhan Depe'nin pozisyonunda yaşanıyor. Sezon başından beri en fazla oynamaların bu bölgede yapıldığını, sonraki müdahalelerin ise Ertuğrul veya Aykut'un –ki özellikle Aykut- oyundan alınıp Mustafa Kayabaşı'nın oyuna dahil olması yönünde gerçekleştiğini belirtelim. Manisaspor oyuna cross pasları bel üstü hizasında Balıkesirspor ceza sahası içine göndererek ve doğru bir biçimde başladı. Bu pozisyonlar ile hem orta saha birebir mücadeleye sokulmadı hem de dikine koşuları çok iyi yapan Bekir ve Peroviç'e oynama alanı açılmış oldu. Murat-Rıza tandemi bu tip pozisyonlarda sıkıntı yaşarken arkayı süpürmeye çalışan Emrullah sakatlandı ve kaleye Beşiktaş alt yapısından da tanıdığımız Ertuğrul geçti. 3. lig tecrübesi yoğun olan Ertuğrul'un bu maçla ilk defa PTT 1.lig kategorisinde forma giydiğini belirtelim. Müsabakanın en güzel hareketlerinden biri olan Peroviç röveşata vuruşuna karşı gösterdiği mükemmel refleks öncesi yan topa hatalı çıktığını da belirtelim. İkinci yarı goller gecikse de lağan hatalardan son dakikalarda geldi. Murat Sözgelmez'in Peroviç karşısındaki hamlesizliği ile Manisaspor öne geçti ve sonrasında farı yakaladı. Maçın skorunun yine de aldatıcı olmaması lazım, Muhammet'in kaleyi yoklamalarında Volkan "mevcudiyeti" skoru Manisaspor lehine tutan etmenlerden biriydi. Balıkesirspor içeride ve dışarıda aynı oyun kurgusu ile oynuyor. Şampiyonluk hedefleyen takımlar için bu puan kayıpları endişe verici olabilir lakin İsmail Ertekin'in yerleştirdiği bu düzenekte Balıkesirspor'lu oyuncular da oynadıkları oyundan bence keyif alıyor. Umarım süper lig beklentisi anti-futbol genlerini tetiklemez.
Manisaspor'u ise öncelikle alt yapıya verdiği önemden sebep tebrik ediyorum. Maç kadrosunda yanlış anımsamıyor isem tam 8 oyuncu Manisaspor alt yapısındandı. 10 haftadır kaybetmeyen bir ekipten söz ediyoruz ve bu duruma PTT 1.lig özelinde pek şahit değiliz. 25 kişilik geniş kadroda 16 oyuncunun alt yapı ürünü olması ise durumu daha da güzelleştiriyor.
Hak eden 1 puanı aldı ; Mersin İdmanyurdu-Ankaraspor ( 1-1 )
Mersin ekibi son 3 haftadır olağan dışı müsabakaların altına imzasını atıyor. Samsunspor maçı ile başlayan – Bucaspor maçı ile devam eden serinin son halkası Ankaraspor maçı oldu. Ligin özelliklerini iyi bilen oyuncuların oluşturduğu 2 ekipte de pozitif futbol oynama amacı vardı. Maçın ilk bölümünde izleyenleri hayretler içerisinde bırakan pozisyonları yakalayan taraf Göksu ve Lokman ile Ankaraspor idi. Ahlar ve vahlar içerisinde değerlendirilmeyen pozisyonlar sonrasında Mersin'de oyuna ortak olmaya karar verdi ve özellikle Ali-Güven tarafından etkili gelmeye başladı. İlk yarı dengede bittikten sonra ikinci yarının ilk bölümünde bu sefer Mersin İY fırtınası esmeye başladı. Mehmet Yıldız'ın kafa vuruşunda kaleci İsmail'İn olağan dışı refleksi kadar topun yerde aldığı kavis bizi "bilardo" terminolojisinde yer alan "pike çekmek" kavramına götürdü. Terminoloji içinden bizi çıkarmayan konu ise atılan gol oldu. Mehmet Yıldız'ın sert vuruşu Güven'e adeta çarparak ağlara giderken biz "tek bant sayı" özelinden Semih Saygıner'e selamlarımızı ilettik. Gol öncesinde Güven'in kaleci İsmail'de kalan röveşata vuruşu golün de habercisiydi. Gol sonrasında son bölümde ipleri eline alan taraf yine Ankaraspor oldu. Müslüm'ün oyuna girdikten sonra topla ilk ciddi buluşmasında golü bulmasında tecrübeli Güven Varol'un pozisyona takipsizlik kararı vermesinin de rolü büyüktü. Direkten dönen vuruşlar, kale içinde harcanan fırsatlar ve maç sonunda dahi teknik adamların demeçler üzerinden kazanmaya yönelik hamleleri sayesinde keyifli bir 120 dakika geçirdik.
Üç haftadır süregelen tarife ; İstanbul BŞB-Gaziantep BŞB ( 4-0 )
Büyükşehir belediyelerinin maçında gülen taraf İstanbul oldu. Tabi bu kazanan alt yapı-yol-ulaşım-sağlık yani hizmet alanında değil sahada oldu. Son 3 maçında 12 gol atan ve kalesinde gol görmeyen İbbsk ( 3 maç da 4-0 sona erdi ) için müsabakaların ilk yarısı sıkıntılı geçiyor. Adana Demirspor karşısında yaşadığı sıkıntıları İbbsk bu maçta da yaşadı. İlk yarı henüz tempoyu koyamamışken rakip pas trafiğini ele geçiriyor ve şut-pozisyon üstünlüğünü ele geçiriyor. Gaziantepspor BBsk ilk yarıda bu fırsatlar buldu ama üstünlüğü ele geçiremedi. İbbsk ilk golünde ise aklımıza rahmetli Vedat Okyar ağabey geldi; o noktadan içeri şandel gönderilen top ve arka direkte sol bek Orhan'ın gol vuruşu güzeldi de oradan telgraf çekilse 40 günde gelirdi…
İkinci yarı Ömer Can-Enver Cenk işbirliği sonrası gelen harikulade gol ve İbrahim Yılmaz'ın baskıyı bırakmaması sonucu adeta tek başına kazandırdığo gol zaten fişi çekmişti. İbrahim Yılmaz'ın pasını asiste çeviren Tayfun ise sigortayı kapatan adam oldu. İbbsk ilk yarıda sıkıntı yaşadığı oyunun kontrolünü ele alma problemini giderebilir ise yarışta bir değil 2 adım daha öne geçer. Gaziantep Bbsk ise pozitif futbol oynama alışkanlığına devam ediyor. Belli ki devre arası transfer dönem,n, bekliyorlar. Yapacakları takviyeler hedefleri konusunda da bizi bilgi sahibi yapacak.
Organizasyon sıkıntısı ; Orduspor-Bucaspor ( 1-1 )
Atılan goller göz önüne alındığı zaman değişik bir maç oldu diyebiliriz. Ferhat'ın serbest vuruşunda arka direkte topu 2 elini de kullanarak çift dalan Ziya'nın pozisyonunda topun Soro'nun önünde kalması ile gelen golbir yana müsabakanın son saniyesinde Fomichev'in olağan saydığımız hatalı çıkışı sonrası Hakan Çinemre'nin attığı gol ile maçın sona ermesi, müsabakayı ilginç kılan anlardı. Orduspor'da Anıl ve Eren sahada olmayınca bütün organizasyon sekteye uğruyor. Emre'nin uzak forvet onaması ve Bilal'in göbekte yer alması ile saha içi dengeler değişiyor. Büyün bu sıkıntılara bir de Orduspor'lu oyuncuların ceza sahası içi son ekstra pas fetişizmi de eklenince detler doğal olarak büyüyor. Orduspor'da Erkan Sözeri'nin acil olarak ekibine ceza sahası dışı şut yüklemesi lazım, özellikle de Anıl ve Eren'in yokluğunda bu çalışma acil önlem paketi olarak durmakta. Bucaspor ise değişen oyun düzenine ( hücum organizasyonu olarak ) uyum sağlamaya başlıyor. Her ne kadar bu müsabakada zemin çok müsait etmese de oyunu ileriye taşıma niyetleri çok açık. Umut-Taylan orta saha yerleşimi ile oyunu iki yönlü oynayabiliyorlar. Maçın sonunda Erkan Sözeri açıklamaları önemli ama Orduspor'un öncelikle iç saha kayıplarına karşın bir oyun geliştirmesi lazım.
