Haberler

    Serie A raporu #8

    Abone Ol

    Milli maçlar sebebiyle Avrupa futbolundan uzak kaldığımız bu günlerde, İtalya’da açılış maçının Atalanta-Juventus arasında olması heyecanımızı daha da arttırdı.

    Milli maçlar sebebiyle Avrupa futbolundan uzak kaldığımız bu günlerde, İtalya’da açılış maçının Atalanta- Juventus arasında olması heyecanımızı daha da arttırdı. İlk yarıda çok net bir Atalanta baskısı izlediysek de skor, şaşırtmayan bir şekilde 0-0’da kaldı. Atalanta’nın bu süre zarfında penaltı kaçırması, bir şeylerin ilerleyen dakikalarda ters gideceğinin işaretiydi. İkinci yarının başında golü bulup öne geçen Atalanta için o “bir şeyler” ters gitmeye başladı. Karambol bir pozisyonda Gonzalo Higuain önce beraberliği, kısa bir süre sonra ise 2-1’e getiren golü buldu. Geriye düşen Atalanta için üst üste alınacak üçüncü puan kaybının kabul edilmesi zorken savunmada verilen açıklar, sonucu açıklar bir hâl aldı. 2020 model Juventus için pragmatist bir takım demek yeterli olacaktır. Atalanta ise son üç maçında sadece bir puan alıp ilk dört sıra için işlerini zorlaştırdı.

    Saha içindeki görüntüyle adının değerini yansıtmakta zorlanan iki takımın mücadelesinde izlediğimiz futbol, şaşırtıcı şekilde hiç de fena sayılmazdı. Napoli’deki günleri tartışılan Carlo Ancelotti’yi, beraberlikten başka sonucu sonuç saymayan Stefano Pioli’nin Milan’ı ağırladı. Napoli’nin net üstünlüğü, skoru kısa sürede getirse de Milan, uzun süredir görmediğimiz bir şekilde reaksiyon vermekte hiç zorlanmadı. İki takım da bazı noktalarda başarıya ulaşırken bazı noktalarda ulaşamadı. Bu bağlamda 1-1’lik sonuç maçın hakkını yansıttı. Carlo Ancelotti için Napoli günleri artık daha da zor olacak.

    Torino’nun Inter’i ağırladığı maça geçmeden önce, Torino’nun sahasının zemini hakkında birkaç kelime sarf edilmeli. Altı pas olarak adlandırdığımız bölgede topu ayağına alan bir hücumcunun veya topu uzaklaştırmak isteyen bir savunmacının, kas sakatlığı yaşamadan bu maçı tamamlaması başlı başına bi mucize. Inter, güçten düşmeye başladığı net şekilde görünen Torino karşısında zirve mücadelesinde kritik bir üç puan aldı. Milano ekibinin ikinci ve üçüncü bölgedeki net üstünlüğüne, Torino’nun sürekli aksayan savunma hattı yardımcı olunca 3-0’lık bir sonuç ortaya çıktı.

    Geçtiğimiz haftanın en sevindiren haberi; Bologna cephesinden, mücadelesiyle birçok insana güven aşılayan Sinisa Mihajloviç’in, kanseri yenip taburcu olmasıyla geldi. Bu motivasyonla ligin dikkat çeken ekiplerinden Parma’yı ağırladı Mihajloviç’in takımı. Sezon başından beri saha dışı mücadelesiyle takdir toplayan Bologna, iki kere geri düştüğü maçta Blerim Dzemaili’nin “buzzer beater” denebilecek golüyle puana giderken, Parma tarafı sonuca ulaşmak için her şeyi yapsa da savunmada yaptığı hataların kurbanı oldu.

    Manchester United’ın bir yandan kadroda istemediği bir yandan da yolları ayırmaya kıyamadığı stoperi Chris Smalling için İtalya macerası bir çıkış yolu gibi görünüyor. Fabio Grosso yönetiminde istediği sonuçları henüz alamayan Brescia karşısında Roma, Chris Smalling’in savunmada ve hücumdaki harika performansıyla sonuca ulaşmakta hiç zorlanmadı. Uzun zamandır, defansif yönleri kuvvetli bir stoperin maçtaki tüm gollere direkt katkı verdiği bir maç izlememiştik. Roma dalgalı bir form grafiği gösterse de son aylarda işler onlar için çok da kötü değil. İlk dördün bir parçası olurlarsa şaşırmamak gerekir.

    Hellas Verona ile Fiorentina’nın karşılaştığı maç, taktik ve fiziksel rekabetin üst düzeyde olduğu ama kısır geçmesi beklenen bir mücadeleydi. İki takım da sağ olsunlar bizleri yanıltmamayı tercih etti. Üç puana ulaşan taraf tek golle Hellas Verona olsa da Fiorentina kalecisi Bartlomiej Dragowski haftanın en iyi oyuncusu olabilecek seviyede bir perfomansa imza attı. Her geçtiğimiz hafta üstüne koyarak devam eden Polonyalı file bekçisi, bu senenin en önemli sıçramalarından birini yapabilir.

    Bu sezonun izlemesi en keyifli birkaç takımından biri olan Lazio, Sassuolo karşısında üç puana giderken de tribünlerin ve ekranları başındaki futbolseverlerin keyif almasını sağladı. Durdurulamayan golcü Ciro Immobile’nin, Sassuolo kalecisi Andrea Consigli’nin Thomas Myhre’yi andıran hatası sonucu perdeyi açtığı mücadele, yağmurun da artmasıyla futbol şölenine dönüştü. İlk yarı biterken Sassuolo skoru eşitledi. Sonrasında Lazio eşitliği bozan golü uzatmada bulana kadar bastırdı. Lazio’nun golü sonrası Sassuolo da kalan saniyelerde tüm gücünü sahaya yansıttı ve bunların hepsinin sonucunda “İyi ki futbol var!” dedik!

    Sezon başından beri istediği sonuçlardan uzak kalıp riskli bir Claudio Ranieri tercihi yapan Sampdoria için, kendisi gibi zor günler geçiren Udinese maçı hayat öpücüğü oldu. Udinese’nin 10 kişi kalmadan önce öne geçtiği maç, 45. dakikada yedikleri beraberlik golü ve 51. dakikada 10 kişi kalmalarıyla açmaza girdi. Bu dakikalarda, geldiği günden beri eleştirilen Ranieri tecrübesini ve kurnazlığını konuşturarak oyunu orta sahaya yığdı. Normal şartlarda 10 kişi kalan rakibi gafil avlamak için üçüncü bölgeye yığılması beklenen oyunda Sampdoria’nın amacı oyunu kurmak ve eksik rakibini yormaktı. Bunun doğrultusunda amacını gerçekleştiren Ranieri ve Sampdoria, son dakikalarda sonuca ulaştı.

    Cagliari’nin durması için göklerden gelen bir karar, pazar akşamı Lecce’ye yağdı. Yoğun yağmur sebebiyle bir gün ertelenen maçta Cagliari için 82. dakikaya gelene kadarki oyun basit bir üç puandan farksızdı. 82. dakikada Fabrizio Cacciatore’nin Robin Olsen’in reflekslerine taş çıkaran kurtarışı(!), Lecce için geceye gün gibi doğdu. Cacciatore kırmızı kartla oyundan atılırken fark bire indi. Bununla da kalmayıp Robin Olsen’in Gianluca Lapadula’yla yaşadığı temas karşılıklı kırmızı olarak değerlendirildi. Lecce ise bir kişi fazla olmanın avantajını 2-2’lik beraberlikle aldı.

    Thiago Motta’nın başa geçmesiyle heyecan verici bir takım hüviyetine kavuşan Genoa ile karşılaşan Spal, golü bulsa da golün anonsu tamamlanmadan maçın sonucunu tayin eden golü ağlarında gördü. Ligin dibinde bulunan bu iki takımı, görmeyi beklemeyeceğimiz derecede cesaretlerinden ötürü tebrik etmek gerekir. Ancak hem Genor hem Spal, hâlâ küme hattındalar. Genoa’nın ilerleyen haftalarda orta sıralara doğru bir yolculuğa çıkması muhtemel görünse de Spal için işler daha karmaşık olacak.

    Haftanın Takımı: Juventus

    Haftanın Oyuncusu: Chris Smalling (Roma)

    Haftanın Golü: Manolo Gabbiadini (Sampdoria)

    Haftanın Teknik Direktörü: Claudio Ranieri (Sampdoria)

    Haftanın Maçı: Sassuolo-Lazio

    Kaynak: EuroSport.com / Spor

    Juventus İtalya Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title