Siyah ve Beyazlar!
Geçen hafta Trabzon deplasmanında ortaya konan kötü futbola rağmen son dakikalarda gelen golle alınan bir puanın değeri ikincilik mücadelesi yapan diğer takımların kayıplarıyla daha da artmış, Beşiktaş haftayı neredeyse kayıpsız kapatmıştı.
Kasımpaşaspor maçının 11 Şubat tarihinde tekrar oynanacağının kesinleşmesiyle birlikte puansız kapatılan maçı üç puana çevirme ortamının doğması takımı zirveye tutunmak için daha da kamçıladı. Sezon başından beri dillendirilen Fenerbahçe'nin şampiyonluğu durumunda ikinciliğin de bir nevi şampiyonluk olması ve Şampiyonlar Ligi'ne direkt gidiş anlamına gelmesi Beşiktaş için ikinciliği yarınlar adına çok kritik ve önemli kılıyor.
Maçtan sadece bir gün önce gerçekleşen nokta atış transfer Jermaine Jones ile kadrosunu daha da güçlendiren Beşiktaş bir yandan çok ihtiyaç duyduğu stoper transferini nihayete erdirmek için çalışırken bir yandan da İstanbul'un dondurucu soğuğunda Atatürk Olimpiyat Stadyum'una Erciyesspor maçı için geri dönüyordu.
Ligin ilk yarısında neredeyse hiç hayat belirtisi vermeyen Kayseri Erciyesspor Hikmet Karaman'ın göreve gelmesinden sonra kımıldanmaya çalışsa da takımdaki organizasyonluk ve kalite eksikliği öyle kolayca çözülecek cinsten değil. Hikmet Karaman'ın Azofeyfa, Vlemincx, Turgay Bahadır, İbricic gibi önemli oyuncuları kızağa çekip farklı bir takım şablonuyla İstanbul'da şans arıyordu. Beşiktaş ise Veli'nin yokluğunda orta sahayı Atiba, Fernandes, Oğuzhan üçlüsü ile kurarken, hücum noktasında yine sol kenarda Olcay, sağda Gökhan Töre uçta ise Almeida klasiğinden vazgeçmiyordu. Takımda dikkat çeken en önemli farklılık Pedro Franco'nun bir lig maçında ilk kez 11'de yer alıyor oluşuydu. Savunmanın göbeğinde Ersan ile ortaklık kuran Pedro Franco hakkını teslim etmek gerekirse vasatın üstünde iyiye yakın bir maç çıkardı.
Karşılaşmanın ilk yarısına bakacak olursak insanın içine sıkıntı enjekte eden bir 45 dakikadan bahsedebiliriz. Kayseri Erciyesspor'un oyunu kendi yarı alanında kabul edip Beşiktaş savunmasının arkasına uzun toplar yollamaya çalıştığı ilk bölümde Beşiktaş savunmada fazla bireysel hata yapmayarak rakibe pozisyon vermedi. Beşiktaş belki pozisyon vermedi ama ilk yarıdaki temposuzluk ve orta alandaki pas trafiğindeki yetersizlik takımın pozisyon üretebilmesine de engel oldu. Özellikle hem Oğuzhan hem de Fernandes'in ilk yarıdaki hayalet görüntüsü Beşiktaş'ın oyuna etkin bir biçimde hükmetmesine engel oldu. Yine de iki takım arasında önemli bireysel yetenek ve kalite farkı vardı ki bu 43. dakikada Olcay'ın kanat değiştirerek attığı harika pasa Gökhan Töre'nin Fernandes'i görüşünü getirdi ki ilk yarıyı hayli zoraki oynayan Portekizli en azından bu ikramı geri çevirmedi.
İkinci yarıda Hikmet Karamam Vlemincx, İbricic gibi aslarını yavaş yavaş sahaya sürse de Beşiktaş ilk yarıyı gol atarak kapatmanın verdiği moralle ikinci yarıya çok arzulu girdi. Bu sezon belki de takımın en iyi oyuncusu olan Almeida'nın zamanlama dersi içeren pasında savunma arkasına sarkan Gökhan Töre skoru 2-0'a getirirken hemen birkaç dakika sonra da Oğuzhan o heyecan verici bireysel yeteneğini ortaya çıkararak Beşiktaş'ı tamamen rahatlatan golü buldu.
Artık Beşiktaş bu maçı kayıpsız geçti ve önümüzdeki haftayı düşünmeye başlayabilir demeye başladığımız anlarda Beşiktaş klasiği kendini hemen hatırlattı ve takım Almeida ve Olcay'ın çıkmasıyla birlikte birden kontak kapattı. Oyuna giren Holosko, Muhammed ve Mustafa Pektemek takıma herhangi bir katkı sağlayamadıkları gibi vasatın biraz üstünde seyreden oyun ritmini de bozdular. Bu bölümde Erciyesspor savunma oyuncusu Mengane ile bulduğu golle moral motivasyon olarak da doğruldu ve Beşiktaş kalesini tehdit etmeye başladı. Fernandes'in savunmaya sıfır katkısının yanına Serdar Kurtuluş'un hataları da eklenince Erciyesspor ikinci golü de buldu ve kalan 4-5 dakikalık bölüm Beşiktaş için yine korku filmine döndü. Açıkçası Erciyes ikinci golü 7-8 dakika daha erken bulabilse Beşiktaş'ın puan kaybetme ihtimali hiç de az olmazdı.
Sonuç olarak Beşiktaş mutlak kazanmak zorunda olduğu maçı galibiyetle noktaladı. Almeida, Olcay, Oğuzhan, Pedro Franco, Atiba performansları Beşiktaş için günün beyaz kısımları. Takımın oyunun kısa bölümünde bile olsa zaman zaman ortaya çıkan akıcılığı da beyaz yanlar. Yine bu orta sahaya eklenecek Jermaine Jones'u da beyaz tarafa ekleyelim. Ancak takımda işlevsiz çok fazla oyuncunun olması ve özellikle kulübedeki isimlerin çoğunun katkısız olması siyah yanlardan biri. Hala çözülemeyen stoper problemi de iyi bir transfer ile noktalanmazsa simsiyah duracak bir kenarda. Takımın maç içindeki dengesizlikleri ve oyun aklının hala olgunlaşmaması da bir başka siyah yan. Beyazlar çoğalıp siyahlar azaldığı takdirde Beşiktaş Galatasaray'ın peşinde ikinci basamak savaşına tutunabilir. Siyahlar kalıcı olursa Beşiktaş'ı ve Bilic'i sıkıntılı günler bekliyor demektir.