Spor Yazarlarının Gündemi Emre Mor!
FanatikArda-Çalhanoğlu mecburen kenara!En formsuz ve güçsüz halinde bile organizasyon çekirdeği Selçuk; En iyi bağlantı oyuncusu Ozan; En formda ve yaratıcı 10 numara adayı Oğuzhan. Yani Çalhanoğlu ve Arda'yı kenarlara atmak zorunluluk.Selçuk İnan olmadan bu takımın organize olması kolay değil. En formsuz ve güçsüz halinde dahi oyun organizasyonunun çekirdeği o. Oyunu onun üzerinden kurmak zaruret. Doğal olan bu. Eldeki en iyi bağlantı oyuncusu Ozan. Formda ve güvenli olmasa da...En formda ve yaratıcı 10 numara adayı da Oğuzhan. Dolayısıyla merkez üçlüyü bu uyumlu ekipten oluşturmak Fatih Terim'in genel planı. Çalhanoğlu ve Arda'nın değerini yadsımıyorum kuşkusuz. Onlar zenginlik. Ancak genel yapının bu üçlü etrafında oluşması neredeyse bir zorunluluk.Bu zorunluluk diğer tüm pozisyonlardaki seçimleri etkiliyor.
MEHMET DEMİRKOL - Fanatik
Arda-Çalhanoğlu mecburen kenara!
En formsuz ve güçsüz halinde bile organizasyon çekirdeği Selçuk; En iyi bağlantı oyuncusu Ozan; En formda ve yaratıcı 10 numara adayı Oğuzhan. Yani Çalhanoğlu ve Arda'yı kenarlara atmak zorunluluk.
Selçuk İnan olmadan bu takımın organize olması kolay değil. En formsuz ve güçsüz halinde dahi oyun organizasyonunun çekirdeği o. Oyunu onun üzerinden kurmak zaruret. Doğal olan bu. Eldeki en iyi bağlantı oyuncusu Ozan. Formda ve güvenli olmasa da...
En formda ve yaratıcı 10 numara adayı da Oğuzhan. Dolayısıyla merkez üçlüyü bu uyumlu ekipten oluşturmak Fatih Terim'in genel planı. Çalhanoğlu ve Arda'nın değerini yadsımıyorum kuşkusuz. Onlar zenginlik. Ancak genel yapının bu üçlü etrafında oluşması neredeyse bir zorunluluk.
Bu zorunluluk diğer tüm pozisyonlardaki seçimleri etkiliyor. Bu yüzden ligin en iyi yerli defansif orta sahası Mehmet Topal stoper eksiği nedeniyle bir adım geri çekilebiliyor. Bu, avantajlı taraf. Ancak Arda ve Çalhanoğlu'nu kenarlara atmak da zorunluluk oluyor. Eğer 4- 6-0 oynamayacaksak başka çare yok gibi. Dünkü temel sorun Selçuk'un dinlenmesi gerekliliği idi. Bir de Terim'in 'Selçuk'suz ne yapabiliriz'
Burak fark yarattı
İlk yarıda oynu kurma konusunda doğal olarak büyük sorun yaşadık. Volkan'lı, Hakan'lı, Arda'lı, Cenk'li oyuna uygun olarak dar alanda iş yapmaya çalışan bir takım olduk. Plan çok yürümedi. Yavaş kaldık. Topu almadan kime vereceğini bilmek gereken bir oyun bu. Kulüp alışkanlığı ya da uzun süreli kamp gerektiren bir oyun. İstediğimiz akınlardan sadece Oğuzhan'la sonuçlanan bir tanesini bulabildik. Kötü vurdu. Olmadı. Cenk'in sırtı dönük oyunda kendisine alışık fazla oyuncu bulamayışı sıkıntı oldu.
İkinci yarıda Emre'nin dar alan becerisi ve patlayıcı özellikleri hemen parladı. Ancak oyunda farkı Burak'ın girmesiyle yarattık. Dar alan oyunundan vazgeçip arkaya uzun ani toplar atmaya başladık. Pozisyonlara girmeye de... Bu, Karadağ seviyesinde bir takımı tedirgin eder. Ki etti.
Savunma göbeğinin olması gerekenden geride kalması oyun boyumuzu ilk yarıda uzattığı için öndeki dar alan oyuncularına bir akın sürekliliği sağlayamamıştık. Burak'ın girmesiyle buna çok da gerek kalmadı. ve oyunu başka bir şekilde elimize aldık. kaçırılan onca pozisyondan sonra son saniyede golü de bulduk.
LEVENT TÜZEMEN - Sabah
Mor'a bayıldım
Milli Takım, Fransa'daki grup maçlarında futbol felsefeleri tamamen oynamak üzere kurulu olan pas kaliteleri yüksek İspanya, Hırvatistan ve Çekler ile boy ölçüşecek. Bizim Milli Takım da oynamaya özen gösteren ve ayağa isabetli pas yapabilen oyunculardan kurulu değil mi? Kazandığımız İsveç maçı ile kaybettiğimiz İngiltere maçında "Oynayan takım" olarak keyif verdik. Fransa öncesi Karadağ tercihi yanlıştı. Letonya, Estonya, Kazakistan gibi Karadağ da rakibi bozan, çok koşan, sert oynayan ve kapalı çok adamla savunma yapan bir ekip.
Milli Takım topa hükmetmesine rağmen Karadağlı oyuncuların çok sert ve telaşlı oyununa ayak uydurunca "Kör döğüşüne" benzeyen oyunda pozisyon üretemedik. Özellikle ilk yarı Arda'nın oynadığı yere odaklanıp oyunu terse çevirmedik ve Volkan Şen'in kanadını kullanmadık. Emre Mor'un oyuna girmesiyle Milli Takım'ın hücum etkinliği arttı. Arda'nın ortasında Topal'ın attığı gol kazanma alışkanlığımızı sürdürdü.
Keşke Emre Mor maça ilk onbirde başlasaydı. Emre girdikten sonra Milli Takım'ın şekli değişti. Emre; çabukluğu, oyun zekası, çalım becerisi ve yüksek tekniğiyle göz kamaştırdı. Emre Mor gibi bir mücevheri Milli Takım ailesine kazandırdığı için Terim'i kutluyorum. Fatih Terim ilk yarı Oğuzhan- Ozan ikilisini "Atiba-Oğuzhan" gibi kullanmak istedi ama tutmadı. Çünkü ne Ozan ne de Oğuzhan öne oynama alışkanlıkları yüzünden savunmaya yakın olamadı.
Selçuk-Ozan ikilisi Milli Takım'ın orta alandaki şifresi. Neden mi? Selçuk tecrübesi ve zekasıyla rakibin temposuna göre topa ve oyuna yön veriyor, savunmaya yakın oynuyor Ozan da bu sayede özgür kalıyor.. Turnuvada bu ikiliyle oynayacağız. Şayet Ozan olmazsa Selçuk'un yanında Topal oynamalı.
Terim zaten kafasında Fransa'ya götüreceği oyuncuları çoktan belirlemiştir. Sadece sakatlık olursa kadro değişir. Arda, Hakan Çalhanoğlu, Oğuzhan, Volkan Şen ve Selçuk Milli Takım'ın oyununa akıl ve kalite koyan oyuncuları. Merakım; bu beşlinin aynı anda ilk onbirde oynadığını düşünürsek Terim'in Cenk Tosun'la ya da Burak'la oynama şansı olabilir mi?
GÜRCAN BİLGİÇ - Sabah
Tek silahımız kaos!
Tribünlerin coşkusuna veya maç öncesindeki şova rağmen, oyuncularımız da teknik heyet de hazırlık maçını "oynayalım, bitsin" kafasıyla yaşadılar. En azından 60 dakika civarındaki değişiklikler gelene kadar. Topa ve oyuna bu kadar hakim olmalarına rağmen, oyunu kurma ve yönlendirmede böylesine eksik kalmalarını başka türlü açıklamak istemiyorum. Yoksa ofansif anlamda hiçbir kurgu ve plan görmediğimizi söylememiz gerekirdi.
Fatih Terim adı etrafında dolaştığımızda da, on biri sahaya sürmüş, onların ne yapacağını beklemeye başlamış demek de istemiyoruz. Ama bizim gördüğümüz aslında net olarak bu fotoğraf. Özel bir çalışma olmadan, sadece maç trafiğinde, tecrübesinde bir durak daha geçmek adına sahaya çıkmış gibilerdi. Bu noktadan da eleştiri getirmek doğru olmayabilir. Ligin yeni bittiğini, üç gün önce kupa finalinin oynandığını düşünürsek, bu kadroyu tekrar motive etmek, futbolun içine çekmek ve iddialı bir maça çıkarmak da kolay değil. Teknik heyetin görevi bu ama yapmak zor.
Böylesine yetenekli ve yaratıcı bir orta sahanın, takımın santrforunu bir saat boyunca pozisyona sokamaması, bundan sonraki süreçteki analiz döneminin birinci maddesi olmalı. ya planları yoktu, ya da niyetleri. Tüm sorumluluğu Arda Turan'a vermek ve ondan bir şeyler beklemek eğer grubun alışkanlığı haline gelirse, durdurulması en kolay takımlar arasındaki yerimizi alırız.
31 kişilik kadronun 23'e inme etabı da bu maçla son buluyor. Kim kalacak - kim gidecek? Fatih Hoca şimdi bu zor kararı verecek, bir o yana bakacak, bir öteki tarafa. Öncelikle birden fazla mevkide oynayacakların üstünde duracak. Eski Fatih Terim olsa, "kıyamadıkları var" derdik ama bu turnuvada daha analitik düşünecek. Öyle de yapması gerekir. Yetenekli bir jenerasyon yakaladık. Emre Mor'u gördü herkes. Düzenimiz esasında "düzensizlik-kaos" olduğu için, farklı olan her oyuncuya ihtiyacımız var.
FEYYAZ UÇAR - Fanatik
Üstat zaten iş başında!
Bizim çocuklar kurnaz. Fatih Terim'in ayak istobunu tüm yedek kulübesi alkışlıyor. Kadro 23'e düştükten sonra aynı alkış için futbol direktörümüzün göğüs istopu yapması ya da topu en az üç dört kere sektirmesi gerekecek. Enteresan milletiz. Reflekslerimiz hiç değişmiyor.
Topla rakip eksilten çok oyuncumuz var. Arda Turan bu konuda önderimiz. Gördüğümüz kadarıyla Emre de rakiplerini morartabilecek kapasitede. Bu yaşta böyle futbol zekası az bulunur. Topla hızlı, adam geçmede yaldızlı, en az yirmi sene ay yıldızlı. Bu evladımızı milli takımımıza kazandıran herkes alkışı hakkediyor. Görünen o ki, Türk futbolunun geleceği Avrupalı'dan kurtardıklarımıza bağlı. Ne yazık ki ülkemizdeki altyapılar bitmiş durumda.
Hazırlık da olsa kazanmalıyız
Defans arkası koşular bir takımın sağlık göstergesidir. Rakip arkasına sarkmak için daha iyi bir yol yoktur. Hele koşu yolunda topla buluşabiliyorsan tadından yenmez. Bu topları atabilecek oyunculara da sahibiz. Selçuk, Oğuzhan ve Arda bu pasları atabilirler art arda. Burak ve Cenk bu koşuları fazlasıyla yapıyor. İkisinden biri hatta gerekiyorsa ikisi birden milli takımımızı çok rahatlatır.
Rakip defansın arasında nefes alabilecek alanlar yaratır. Özellikle, Burak oyuna girdikten sonra ofans varyasyonlarımız zenginleşti. Onun önde açtığı, arkasında boşalttığı alanlarda diğer forvetlerimiz aktifleştiler. Pozisyonlarımız çoğaldı. Geç de olsa golü bulduk. Maden bulduk, altın bulduk.
Kazanma alışkanlığı özgüveni zirveye çıkarır. Hazırlık maçı da olsa kazanmalıyız. Bu galibiyetle bizim çocuklar İngiltere mağlubiyetinin stresini attılar. Çok önemliydi. Başardık. Stoper bölgemizin dışında fazla bir derdimiz yok. O mevkiinin üstadı da milli takımlarımızın başında. Bize laf düşmez. Haddimizi bilir, çözüm bekleriz..
METİN TEKİN - Sabah
Emre Fransa'da olursa şaşırmam
Pozisyon bakımından kısır bir maçı geride bıraktık. 1-0 kazandık ama neden üretken olamadık?
Kime karşı olursa olsun, sonuçta bir hazırlık maçı oynuyorsunuz. İyi bir oyunu görmek tabii ki istersiniz ama bazen oyuncuların durumlarını görmeyi tercih edersiniz. Fatih Terim, hem oyunu hem oyuncuyu görmek istedi bu noktada. Ahmet Çalık'ı kullandı, orta sahada Selçuk İnan'sız Hakan Çalhanoğlu-Volkan Şen-Arda Turan üçlüsünün yer aldığı formasyonu görmek istedi. Fatih hocanın test ettiği her şey bunlardı.
Çok üretken bir oyun çıktı mı, hayır. 1-0'a rağmen en az üretken hazırlık maçımızdı ama bu yaklaşımı da çok doğru bulmuyorum. Hazırlık maçları, "En iyiyi yapalım" mantığıyla bakılmaması gereken maçlardır. Önemli olan turnuvadaki hedef maçtır, 12'sindeki Hırvatistan maçında biz esas tabloyu göreceğiz.
Maç eksiği olan Caner, Arda, Burak gibi yıldızlarımızın durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Maç eksikliklerinin bir handikap yaratacağını düşünmüyorum. İlk sol kenar tercihi Caner olacak. Bu maçlarla eksiklerini gidereceklerdir. Arda'da da Caner'de de zaaf yaşayacağımızı düşünmüyorum. Belki Burak için bir parça daha zor bir durum var ama toplamda bir sorun teşkil edeceğini sanmıyorum.
Emre Mor ilk kez milli formayı giydi. Sizde nasıl bir izlenim bıraktı?
Çok genç bir oyuncu, benim futbolcuya bakışımda çabukluk çok önemli bir kriterdir. Emre buna sahip bir oyuncu, bunu gördüm. Oyun aklının da belli bir seviyede olduğu izlenimini verdi. Şunu söylemek gerekir, Euro 2016 kadrosunda görmek çok da şaşırtıcı olmayacaktır. 23 kişilik kadroda görürsek kısa sürede gösterdikleriyle hiç şaşırtıcı olmaz.
İngiltere maçıyla birlikte değerlendirirsek nasıl bir resim görüyorsunuz?
Bütün ipuçlarını hazırlık maçlarından almamak lazım... Parça parça işler hazırlık maçında ama bütün resmi oralarda göremezsiniz. Ben her zaman resmi maçları baz alırım. Ben çok iyi yerlere gelebileceğimiz izlenimini grup maçlarında aldım. Benim ölçüm grup eleme dönemindeki son performanslardır.
RÜŞTÜ REÇBER - Hürriyet
Rakibe göre hareket olmamalı
Şampiyona hazırlıkları devam ederken, karşımızda istediğimizi yapabileceğimiz bir rakiple maç oynadık. Ben, sonuçtan çok sahada neleri başardık ve nerelerde hata yaptık ona bakarım. Rakibin gücü ve kalitesi belli... Hadlerini bilerek oynadılar. Futbolun doğrularını,
takımlarının kapasitesine göre yapmaya çalıştılar.
lk yarıda kontrolü elimizde tuttuğumuz maçta 45'te Oğuzhan'ın pozisyonu hariç rakip kalede pek varlık gösteremedik. Bununla beraber, rakibin defansımızın arkasına attığı toplarla yakaladığı iki pozisyon var... Ofsayt diye kesilen bir pozisyon (değildi) vardı. O pozisyonda da, diğerlerinde de Volkan Babacan başarılıydı.
İkinci yarıda da yine değişen bir şey yoktu. İstediğimiz ritmi ve tempoyu yakalamakta çok zorlandık. Yapılan değişikliklerle gelen oyun içindeki yerleşimlerimiz de, bize pek olumlu yansımadı. Karadağ'ın ortaya koyduğu direnç ve mücadeleye saygı göstermek gerekir. Bizim beklentilerin altında kalan bir futbolumuz vardı. Rakibin gücüne göre mi hareket ediyoruz, onu da bilemiyorum ama kazanmamıza rağmen İngiltere maçındaki görüntümüz sahada yoktu.
MAÇIN KIRILMA ANI
Volkan Babacan'ın ilk yarıda Karadağ'ın yüzde yüzlük golünü kurtarması... O golü yeseydik, erkenden oyundan düşebilirdik.
DOĞRU İSİMLER DOĞRU YERE..
Kazanmanın ülke puanına katkı olduğu bir maç yaşadık. Başta da dediğim gibi galip gelsek de, gelemesek de benim bakış açım bu anlamda farklı... Ben, yapmak istediklerimizin gayretini sahada görmek isterim. Ama dün bunları göremedim.
Takımımıza baktığımda sorunlarımızın olduğunu açıkça söyleyebilirim. Özellikle hala belirlenemeyen defans hattı ve ön tarafta oynayan oyuncuların mevkilerinin netleşmemesi göze çarpıyor. Hazırlık karşılaşmasıdır, bunları yapmak, denemek doğrudur diye düşünebilirsiniz...
Ama şurada şampiyonaya çok az bir süre kalmışken ben takımımın neler yapabileceğini görmek isterim. Zannediyorum ki, Slovenya maçında bütün bu sıkıntılardan kurtulmuş, doğru isimlerin doğru yerlerinde oynadığı bir A Milli Takım izleyebiliriz.
MAÇIN ADAMI
Emre Mor... Bizlere sürat ve tekniği birleştiren bir resital sundu.
BİRAZ GERİDE KALDIK
Artık dünya futbolunda mevkilerin en iyileri, kendi mevkilerinde oynatılıyor. Zaman zaman zor şartlarda, maç sırasında oyuncuları farklı pozisyonlarda kullanabiliyorlar. Fakat biz hala bu düşüncede dünya futbolundan biraz gerideyiz. Hala mevkisi farklı oyuncuları başka yerlere koymakta ısrarcıyız.
EMRE BÜYÜK YETENEK
18 yaşında, izlediğiniz o kısa sürede bile A Milli Takım adına gelecek vaat eden bir oyuncu gördük. Emre Mor, eğer gelişimini üzerine koyarak devam ettirirse uzun yıllar Arda Turan'dan sonra gelecek olan bir futbolcu kazanacağız. Emre'yi, Milli Takım'a kazandıranlara da teşekkürü bir borç bilirim...
MUSTAFA SAPMAZ - Akşam
Nasıl Oynanmaz?
Sağ bek ve sağ stoper hariç ideal isimlerden kurulu bir 11'di. Oynadıkları futbolsa bir araya ilk kez gelmişler gibiydi. Kötü bir başlangıç yaptılar ve devreyi de öyle tamamladılar.
Maçın ilk yarısının son dakikasında Oğuzhan'ın Karadağ ceza sahasına yakın sol çizgiden alıp duvar paslarıyla topu taşıyıp şutla bitirdiği atak, takımın yeteneğinin seviyesinin göstergesiydi. Sorun bunu kırk beş dakikada bir kez yapabilmemizdi.
Orta saha merkezinde Ozan-Oğuzhan ikilisi ile Hakan Çalhanoğlu'nun arasındaki mesafe açıldı. O boşluğu Karadağlılar kontraya çıkışta iyi kullandı. Sürekli geriye koşmak zorunda kaldık. Geri dönüşlerde zorlandık.
On birde kulüp takımlarında sürekli oynama alışkanlığını kaybetmiş 5 futbolcunun olduğunu da unutmamak gerek (Cenk, Arda, Ozan, Caner, Şener). Olumlu tarafından değerlendirirsek, bu oyuncuların maç kondisyonunu artıran provaydı.
Stoperlerimizi orijinallerden seçip, Mehmet Topal'ı öne çıkarmalıyız. Sağ bekte Gökhan'ın iyi olmasını ummalı, sol bekte Caner'in fiziksel gelişimini beklemeliyiz. Bu öndeki verimliliğimizi de artıracak formül.
İkinci devre sadece yetenekle kazanabileceğimiz bir oyun vardı. Sahayı kötü parsellediğimizden pozisyon da verdik.
Burak ve Nuri'nin oyuna girip 4-4-2'ye döndüğümüz andan itibaren, yorgun ama düzenliydik. Yine de genelinde Fransa'da nasıl oynanmaz, bunu gördüğümüz bir hazırlıktı.
Maçın iyilerinden Mehmet Topal'ın golü, kötüyken bile kazanabildiğimizi görmemiz açısından önemliydi.