Haberler

Türk halterinde, 1989'da Bulgaristan'dan yaptırılan zorunlu göç unutulmuyor

Güncelleme:
Abone Ol

Türkiye Halter Federasyonu Asbaşkanı, 2004 Atina Olimpiyat Oyunları şampiyonu eski milli halterci Taner Sağır, Bulgaristan'da yaşayan Türklerin 1989'da zorunlu göçe tabi tutulmasının, Türk halterinde unutulmadığını söyledi.

Türkiye Halter Federasyonu Asbaşkanı, 2004 Atina Olimpiyat Oyunları şampiyonu eski milli halterci Taner Sağır, Bulgaristan'da yaşayan Türklerin 1989'da zorunlu göçe tabi tutulmasının, Türk halterinde unutulmadığını söyledi.

Türklerin Bulgaristan'dan 29 Mayıs 1989'da zorunlu göç ettirilmesi sırasında aile büyükleriyle Türkiye'ye gelen Taner Sağır, o günlere dair anılarını, halter hayatını AA muhabirine değerlendirdi.

Bulgaristan'daki Türkleri "Bulgarlaştırma" girişimleriyle yaşanan zulümleri çok küçük yaşta olduğu için daha çok aile büyüklerinin yaşadığını belirten Sağır, "Bulgaristan'da Türklere asimilasyon yapıldı, çok büyük bir baskıydı, en çok hisseden anne, babalarımız ve dedelerimiz oldu." dedi.

Olimpiyat şampiyonu Naim Süleymanoğlu'nun Bulgaristan'dan kaçıp Türkiye'ye geldiğini hatırlatan Sağır, "Ardından Halil Mutlu ve bizim ailemiz de geldi. İnanılmaz derecede bir zulüm vardı. 1989'daki bu zorunlu göç Türk halteri için Naim Süleymanoğlu, Halil Mutlu ve benim gibi daha birçok ismi de kazandırdı." ifadelerini kullandı.

Bulgaristan'ın ülkedeki Türk soyunu tam bitirmeye çalıştığını belirten Sağır, "Tabii Naim abi Türkiye'ye geldikten sonra, Türklerin bakış açısı işleri değiştirdi. Naim abinin çıkıp televizyonlarda, Bulgaristan'ın yaptığı zulümleri tüm dünyaya duyurması bizim ailemiz olsun, Avrupa'daki tüm Türkler olsun, Avrupa'daki insanların da bunu duymasına, görmesine sebep oldu ve işler değişti." diye konuştu.

Naim Süleymanoğlu'nun 1986'da Avustralya'dan Londra'ya getirildikten sonra dönemin başbakanı Turgut Özal'ın gönderdiği özel uçakla Türkiye'ye gelmesi, ardından yaptığı konuşmaların tarihe damga vurduğunu anlatan Sağır, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tabii ki biz orada evimizi, barkımızı, tarlalarımızı, her şeyimizi bırakıp da geldik. Türkiye'de her şeye sıfırdan başladık. En zor kısmı da orada doğmuşuz, büyümüşüz, atalarımız orada doğmuş, büyümüş. Tabii ki onun da öncesi var, Osmanlı İmparatorluğu zamanında orası Türk topraklarıydı zaten. Zamanında Osmanlı iyi ve güçlü aileleri oraya yerleştirip orayı kendine 'uç beylikleri' yapmış, orayı güçlendirmişti. Bulgaristan hükümetinin baskılarından, şiddetli zulümlerinden, dahası isim değiştirmesinden dolayı, yani normalde Türk ismiyle doğuyorsunuz ama size 'Ivan'sınız ya da 'Corc'sunuz gibi isimler takarak, sizin Türk kimliğinizi bitirmeye çalışıyorlardı. Bunlardan dolayı göç zorunlu oldu."

"Koca Yusuf'ların, büyük güreşçilerin çıktığı yerden geldik"

Sağır, Bulgaristan'ın Türkleri göndermekle çok büyük hata yaptığını, orada bütün çalışanların, işleri yapanların Türkler olduğunu, Türkler zorla gönderildikten sonra Bulgaristan'ın çok büyük bir maddi kayıp da yaşadığını dile getirdi.

Türkiye'de haltere nasıl başladığıyla ilgili soruyu yanıtlayan Sağır, "Ankara'da Pursaklar'da oturuyorduk, orada Naim abinin kardeşi Muharrem Süleymanoğlu antrenörlük yapıyordu ve 1994 yıllarında arkadaşlarımızın da etkisiyle başladık. Sadece ben değil, Pursaklar'da 60 kişi başladık, yıllar içerisinde 4-5 kişi kaldık. Avantajımız başımızda iyi antrenörlerin olmasıydı." ifadelerini kullandı.

Bulgaristan'ın Kırcaali bölgesinden Naim Süleymanoğlu, Halil Mutlu ve Taner Sağır gibi önemli haltercilerin çıkmasının sebebine ilişkin de Sağır, "Ben Bulgaristan'ın Deliorman bölgesinin İsperih şehrindenim. Koca Yusuf'ların, büyük güreşçilerin çıktığı yerden geldik. Atalarımız Osmanlı'nın güreşçi yatağıymış, dedem de babam da amcam da hep güreş yaptı. Biz de halterci olduk, farkımız bu oldu." şeklinde konuştu.

Avrupa ve dünya şampiyonalarında da dereceler elde ederek 2004 Atina Olimpiyatları şampiyonluğuna gittiğini hatırlatan Sağır, "2003 yılında hem gençler Avrupa'da hem gençler dünya şampiyonasında, dünya rekoru kırarak şampiyon oldum. En yakın rakibime 20 kilo fark attım. Hatta bir yarışmada ağabeyimle ikimiz yarıştık, o yarışmada ben birinci oldum ağabeyim ikinci oldu. O şekilde abimle bir fotoğrafımız da var. Unutamadığım en büyük anım abimle birlikte yarışıp birlikte ilk ikiye girmekti. Annem ve babam için çok gurur verici." değerlendirmesinde bulundu.

"Dünya şampiyonu da olimpiyat madalyası kazanan da çıkacak"

Yeni Naim'lerin, Halil'lerin yetişmesi için nasıl çalıştıklarına ilişkin de Sağır, "İki eski milli sporcu olan asbaşkanımız var. Avrupa şampiyonu abimiz Yasin Aslan, başkan vekilimiz Ömer Öztürk de antrenör kökenli. Aslında yıllar önce olması gereken şeyi 10-15 sene geçtikten sonra yapmış olduk. Zamanında çok yanlışlar yapılmış, bunları düzeltmeye çalışacağız. Bir sporcu 10-15 senede yetişiyor, bir günde yetişmiyor." yorumunda bulundu.

İyi bir altyapı kuracaklarını, yetenekli sporcuları bulup onlara en iyi imkanları sağlayacaklarını belirten Sağır, "Tabii ki bunlar arasından dünya şampiyonu da olimpiyat madalyası kazanan da çıkacak. Hedefimizin var olanın üzerine daha fazla bir şeyler katmak. 2004 yılındaki başarıya ulaşmamız için yaptığımız altyapı ile bizden sonra gelecek idareciler de iyi idare ederlerse bu hedefe ulaşılır." şeklinde konuştu.

Ciddi bir sakatlık yaşadığı için halteri erken bıraktığını kaydeden Sağır, "Sporcularımızı halteri kaldırırken bile görmek inanılmaz heyecan veriyor. Antrenmanlarını izlediğim zaman içlerinden gerçekten şampiyon çıkacağına inanıyoruz." diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: AA / Spor

Spor Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title