Haberler

    Hafıza ile İlgili Çoğu Kişinin Bilmediği 7 Garip Şey

    Abone Ol

    İnsan beyni oldukça ilginç bir şekilde çalışıyor. Hafızamızın bazı özellikleri ise öğrenildiğinde insanı oldukça şaşırtıyor.

    "İnsan beyni onu anlayabileceğimiz kadar basit olsaydı, biz onu anlayamayacak kadar kadar aptal olurduk." -Jostein GAARDER

    "Hafıza olmadan, kültür olmaz. Hafıza olmadan, medeniyet olmaz, toplum olmaz, gelecek olmaz." -Elie Wiesel

    Bilim insanları yıllardır beynin çalışmasını inceliyorlar. Aslında beyin üzerine çalışmalar yüzyıllar öncesine dayanıyor. Aradan geçen sürede önce "kafamızdaki gereksiz organ" olmadığı anlaşılan (gerçekten de Ortaçağ'da böyle bir inanış vardı). sonra da hakettiği değeri görmeye başlayan beynimiz ve hafızamız hakkında pek çok ilginç gerçek de ortaya çıkarıldı.

    1- Sahte İlk Hatıralar

    Çok özel vakalar dışında, insan hafızası bilincin oluşumu ile başlıyor. Bu nedenle de insanların hatırladıkları ilk hatıraları 2 yaşına dayanıyor. Yapılan araştırmalara göre, en eski hatıralarının 9-12 aylık oldukları döneme ait olduğunu söyleyen insanlar, sahte anılara sahipler. Bu durumun sebepleri ise biraz karışık. Nostalji hissi, kişilik gelişim süreci gibi etmenler bu etkinin oluşumunda önemli. Bu arada araştırmada insanlar ilk anılarının kurgusal olduğu gerçeğinden ise oldukça rahatsız olmuşlar. Birisi "İlk doğum günümü hatırlıyorum" dediğinde muhtemelen kurgusal bir anıyı anlatacaktır.

    2- Bütün İnterneti Hafızaya Yüklemek Mümkün

    En azından teorik olarak. İnsan beyniyle benzerliklere sahip olan fare beyninden yola çıkılarak yapılan araştırmalarda, insan beyninin 1 petabyte kadar veriyi saklayabildiği ve tek nöronun bir bilgiyi 26 farklı şekilde kaydedebildiği ortaya çıktı. 1 Petabyte, aşağı yukarı internetteki bütün içeriğe denk veri demek. Sınavlarda ilk yerli roman sorulduğunda hatırlayamamamız ise kaderin bir cilvesi. (İlk yerli roman olarak Şemsettin Sami'nin Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat'ı kabul edilir.) Hafızamızdaki kadar bilgiyi işleyebilen bir bilgisayarımız olsaydı, ona elektrik yetiştirebilmek için bir de nükleer santrale ihtiyaç duyardık.

    3- Epigenetik Gizem

    Epigenetik alanında yapılan çalışmalarda, babanın anılarının çocuklara geçtiği varsayılıyor. Babanın yediği şeyler ya da maruz kaldığı çevresel etmenler, çocuklara nesiller boyu aktarılıyor. Bu babadan gelen "yaşam hafızası", insanlarda ve hayvanlarda yapılan pek çok deneyde de ispatlandı.

    2018 yılında, bir yuvarlak solucan spreminden alınan örnekte, epigenetik bilginin taşındığı histon paketler bulundu. Bu keşif tek başına bütün sistemi açıklamasa da en azından bu yolda atılmış önemli bir adım.

    4- Bir Şeyi Hatırlamanız mı Lazım? Çizin.

    Bir şeyi hatırlamanın en kolay yolu olarak, farklı öğrenme ve hafıza tekniklerini tetikleyen çizme yöntemi öneriliyor. Kanadalı araştırmacıların yaptığı deneyler de bu gerçeği ortaya koydu. Derslerde ya da sunumlarda sıkılıp karalama yapıyorsanız, anlatılanlara dair karalamalar yapmanız faydalı olabilir.

    5- Matematik Travması Diye Bir Şey Var

    Matematik sorularını çözmekte pek çok kişi zorlanıyor. Bunun sebebi, insanların matematikten korkması ve yanlış eğitim şekli olarak gösteriliyor. Korku insan hafızasını kilitliyor. Bu korkuyu geride bırakmak, matematik performansını arttırıyor. Bunun için de matematikte hızlı işlem yapmak yerine konseptleri anlamak tavsiye ediliyor.

    Aslında bu korkuyu ortadan kaldırınca insanların daha kolay işlem yaptığını gösteren örnekler var. Sosyal medyada sık sık muz+muz+muz=30, muz+elma+armut=20, elma+armut+armut=14 ise elma+elma+elma=? şeklinde sorular görülüyor ve herkes bu sorulara cevap veriyor. Bunu denklem haline getirince ise insanlar "Abi ben o kadar anlamam matematikten" diyerek cevap vermekten kaçınıyor. Matematik korkulacak bir şey değil.

    5- Anti-Hafıza

    Hafızamızdaki bütün bilgileri çok net bir şekilde hatırlayabiliyor olsak, yemek için pirinci suya koyup koymadığımız ya da arabayı nereye park ettiğimiz gibi yeni bilgileri hatırlayamazdık. 2016 yılında yapılan bir araştırma, anti hafızanın varlığını ortaya koydu. Hafızamız temelde iki nöron tipinin dengede çalışmasıyla bilgileri kaydediyor. Bunlardan ilki bilgi geldiğinde aşırı heyecanlanan nöronlar, diğeri de onları sakinleştiren nöronlar. Yapılan deneylerde, bu anti hafıza nöronları, heyecanlı nöronların tam aksi desenlere sahip akımlar yaratıyor. Böylece bilgiyi bastırıyorlar (silmiyorlar, hafızaya saklıyorlar). Bir de heyecanlı nöronların fazlalığı süper hafızaya yol açmıyor, şizofreni ve epilepsi ve otizm gibi sorunlarla ilişkilendiriliyor.

    6- Prostetik Hafıza

    Sağlıklı ve canlı bir insan beynine elektrotlar takılması konusunda çok ciddi etik yasaklar var. 2018 yılında bilim insanları, epilepsi krizlerinden kurtulmak için beynine elektrotlar takılmasını kabul etmiş olan 15 hasta ile çalışma fırsatı yakaladılar. Cerrahi müdahale ile yerleştirilen bu elektrotlar aslında tedavi sürecinin bir parçası olsalar da gönüllü olan hastalar, bilim insanlarının çalışmalar yapmalarına izin verdiler.

    Gelecekte kullanılacak olan implantların geliştirilmesini amaçlayan çalışmalarda, beyin aktivitelerini kaydeden araştırmacılar, çıkarttıkları kişiye özel beyin haritalarını kullanarak kısa süreli hafızayı %35 oranında güçlendirmeyi başardılar. Böylece prostetik hafıza konusunda önemli bir adım atılmış oldu.

    7- Alzheimer'ın Çözümü Yakın

    Alzheimer hastalığının bir tedavisi yok ve şu anda 50 milyondan fazla insanın hayatını mahvediyor. 2015 yılında Alzheimer hastalığının tedavisi için önemli bir adım atıldı.

    Alzheimer hastalığında plak benzeri, patojenlerden kaynaklı bir yapı beyin hücreleri arasındaki etkileşimin yolunu kesiyor. Bu nedenle de beyin fonksiyonları ve hafıza gittikçe daha da çok zayıflıyor.

    Farelerde yapılan deneyde, aynı sorundan muzdarip olan bu küçük canlıların tedavisi %75 oranında başarılı oldu. Bu da hastalığın nasıl ele alınması gerektiği ve nasıl tedavi edilebileceği konusunda bir yaklaşım ortaya koyuyor. Farelerin %75'înde hafıza ve beyin fonksiyonlarının tamamen geri gelmesini sağlayan bu tedavi, beyin dokusuna da zarar vermiyor. Odaklı terapetik ultrason adı verilen bu yöntemde beyne gönderilen ses dalgaları, beyin-kan bariyerini nazikçe genişletiyor. Genişleyen bariyerde bulunan atık temizleme hücreleri, patojenleri ortadan kaldırıyor.

    Kaynak: WebTekno / Teknoloji

    Elie Wiesel Teknoloji Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title