Metan Baloncuklarının Çıktığı Deniz Tabanıyla İlgili Büyük Buluş
Metan baloncuklarının çıktığı derin deniz tabanlarıyla ilgili araştırmalar yapan bilim insanları, iki tüp solucanı türünün metan gazını, metan yiyen bakteriler ile daha önce hiç görülmemiş bir simbiyotik ilişki kurarak elde ettiğini keşfetti.
Metan baloncuklarının çıktığı derin deniz tabanlarıyla ilgili araştırmalar yapan bilim insanları, iki tüp solucanı türünün metan gazını, metan yiyen bakteriler ile daha önce hiç görülmemiş bir simbiyotik ilişki kurarak elde ettiğini keşfetti.
Bu keşfin, metan baloncuklarının çıktığı derin deniz ekosistemiyle ilgili algıyı değiştirebileceği söyleniyor. Bilim insanları Kosta Riko yakınlarında bir bölgede deniz tabanını otonom su araçlarıyla tarayarak tüp solucanlarının, diğer organizmalardan farklı olarak, çok güçlü bir sera gazı olan metan gazından 300 metre daha uzağa yayıldığını keşfetti. Gerçekleştirilen araştırma, metan baloncuklarının çıktığı derin deniz ekosistemini, derin deniz sondajı ve madenciliğinden korumak için bir arguman olarak kullanılabilir nitelikte. Derin Deniz Ekosistemi Dünya Sağlığı için Son Derece Önemli
Occidental College'da biyolog olarak görev yapan Shana Goffredi, metan baloncuklarının çıktığı derin deniz ekosisteminin dünya sağlığı için son derece önemli olduğunun altını çizdi. Goffredi sözlerine derin deniz ekosistemlerinde keşfedilmeyi bekleyen çok şey olduğunu ve bu ekosisteme zarar vermenin dünya sağlığı için tehlikeli olduğunu da ekledi. Jaco Scar adlı metan sızıntısına sahip olan bölgede bulunan tüp solucanlar, diğer tüp solucanlara göre daha yumuşak bir görünüme sahip. Bu farklılık araştırmacıların dikkatini çeken ilk şey oldu. Bazı canlıların vücutlarında yaşayan bakteriler ile işbirliği yaptıkları zaman bu şekilde daha yumuşak bir görünüme sahip olabildiğini belirten Goffredi, sızıntılardan çıkan metan gazını besleyen bakterilerin solucanların vücutlarında yaşadıklarını bu şekilde keşfettiklerini söyledi. Araştırma için tüp solucanlardan örnekler alan ekip, tüp solucanların beslenme kaynağı olarak vücutlarında yaşayan bakterileri kullandığını keşfetti.
