Babasının hatırası için iki günde bir yüzlerce kuşa yem veriyor
Eskişehir'de babasının hatırasını yaşatmak için sokağa çıkma kısıtlaması olsa bile iki günde bir yüzlerce kuşa yem vermeye çıkan 71 yaşındaki Sebile Turan, "Bunların ağzı var dili yok, hayvanların karnını aç bırakmayın" diyerek herkesi hayvanlara saygı duymaya davet etti.
Eskişehir'de babasının hatırasını yaşatmak için sokağa çıkma kısıtlaması olsa bile iki günde bir yüzlerce kuşa yem vermeye çıkan 71 yaşındaki Sebile Turan, "Bunların ağzı var dili yok, hayvanların karnını aç bırakmayın" diyerek herkesi hayvanlara saygı duymaya davet etti.
Eskişehirli 71 yaşındaki Sebile Turan, her iki günde bir Odunpazarı'nda Çukur Çarşı olarak bilinen alanda bakkaldan satın aldığı buğdaylarla kuşları besliyor. Sebile Turan yemleri attıkça bir araya toplanan yüzlerce kuşun oluşturduğu görüntüler ise fotoğraf karelerine yansıdı. Turan'ın eline konan ve avucundaki buğdayı yiyen kuşların görüntüsü yüzlerde tebessüm oluşturdu. Ailesi Yugoslav göçmeni olan Turan, Eskişehir'den Fransa'nın Strazburg kentine taşındığını ve orada da kuşları beslemeye devam ettiğini belirtti. Hayvan sevgisini babasından edindiğini aktaran Turan, "Rahmetli babamın hayvan sevgisi çoktu. Bize yedirmese bile kuşları beslemek için buğdayı evden eksik etmezdi" dedi.
"Babamın yolundan gidiyorum"
Yaşamını sürdürdüğü Strazburg'dan memleketi Eskişehir'e ziyarete gelen Turan, kuşlara yem vermeyi bulunduğu her yerde sürdürdüğünü söyledi. Turan, torunu hasta olduğu için emniyetten sokağa çıkabileceğine dair belge aldığını ve bu sayede sokağa çıkma yasağı olsa da torunuyla kuşlara yem verdiğini anlattı. Yıllardır hayvanları beslemeyi kendine görev edinen Sebile Turan, babasının hayvan sevgisinden ve ondan aldığı öğütlerden bahsederek şunları söyledi:
"Rahmetli babamın hayvan sevgisi çoktu. İnsanların açlığını, susuzluğunu, uykusuzluğunu, sıkıntısını anlatabildiğini söylerdi. 'Bir de konuşamayanları ve anlatamayanları düşünün, onları besleyin' derdi. Kuşları çok beslerdi. Bize yedirmese bile kuşları beslemek için buğdayı evden eksik etmezdi. Bize 'Hayvana merhamet duymayan insana hiç duymaz. Merhameti ilk önce hayvanlara, sonra insanlara duyun' diyerek öğütler verirdi. Ben de babamın yolundan gidiyorum. Kapınızı susuz, hayvanların karnını aç koymayın diyorum. Babamın hatırası için her iki günde bir bu kuşlara buğday getiriyorum. İnsanlar duyarlı olsunlar. Bunların da gözü, ayağı, ağzı her şeyleri var; sadece dilleri yok. Saygı duysunlar, onlar da bir can. Hayvanlara asla zarar vermesinler." - ESKİŞEHİR