Depremde evi yıkılan engelli kadın çaresiz kaldı
Osmaniye'nin Kadirli ilçesinde yaşayan fiziksel engelli Gülten Acar'ın evi depremde yıkıldı. Çadır ya da konteyner alamayan Acar, çocuklarını devlet korumasına vermek zorunda kaldı ve bahçede sandalye üzerinde yaşamaya çalışıyor.
BURHAN DEMİRCİOĞLU
Osmaniye'nin Kadirli ilçesinde fiziksel engelli Gülten Acar'ın oturduğu akrabasına ait ev depremde yıkıldı. Deprem sırasında ikametgahı Kadirli'de olmadığı için çadır ya da konteyner alamayan Acar, dört çocuğundan ikisini devlet korumasına vermek zorunda kalırken, iki çocuğuyla bahçede sandalye üzerinde yaşamaya çalışıyor. Çaresiz kaldığını belirten Acar, "Çadır dedim vermediler, konteyner istedim perişanım dedim. Yüzde 50 özürüm ile 4 çocuğuma bakamıyorum dedim, ikisine devlet bakıyor, bana yardımcı oluyor. İkisi şu an yanımda çocuklarımı okula yazdıramadım. Bir haftadır kanlı yaşlar döküyorum ben, perişanım, perişanım" diyerek yardım istedi.
Osmaniye'nin Kadirli ilçesinde dedesine ait evde kalan fiziksel engelli Gülten Acar, eşini 10 yıl önce kaybetti. İmkansızlıktan 2 çocuğunu devlete bakması için veren anne Acar'ın 14 yaşındaki oğlu ve 11 yaşındaki 2 çocuğu ise yanında. Fizik tedavi için Kayseri'ye gidip gelen hatta ev tutmak zorunda kalan Acar, ikametini Kayseri'ye almak zorunda kaldı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde Kadirli'de oturduğu ev hasarlı olduğu için ekipler tarafından yıkıldı. 2 çocuğu ile yıkılan evin bahçesinde sandalyeler üzerinde kalan aile, zor durumda kaldıklarını belirtti. İmkansızlıklar nedeniyle iki çocuğunu da okula yazdıramadığını söyleyen Gülten Acar şöyle söyledi:
ÇOCUKLARIMI OKULA YAZDIRAMADIM
"Ben hastalığımdan dolayı Kayseri'de mücadele veriyordum gelemedim eşyalarımın başına, indiremedim. Tekerlekli sandalyeden biraz indim, düştüm kaburgam kırıldı. Bilek kemiğim ezildi. Bu sefer eşyalarımı zar zor indireyim derken kendi imkanlarımızla indirmeye çalıştık, indirdim. Çadır dedim vermediler, konteyner istedim perişanım dedim. Yüzde 50 özürüm ile 4 çocuğuma bakamıyorum dedim, ikisine devlet bakıyor, bana yardımcı oluyor. İkisi şu an yanımda çocuklarımı okula yazdıramadım. Bir haftadır kanlı yaşlar döküyorum ben, perişanım, perişanım. Şu an böyle bunların içinde böyle dolanıyorum. 4 tane sandalye var orada, ikili 6 tane. İki çocukla mücadele veriyorum. İki çocuğa da devlet yardımcı oluyor zaten. Engelli maaşım var yüzde elli engelliyim ben. Bedensel özür aldım. Omuriliğime yapışmış, bel fıtığı ameliyatı, boyun fıtığı, defalarca ameliyat oldum. Belki 12 ameliyatı buldu. Yani zor ayakta duruyorum, ayağa kalktım.
"DÜŞE DÜŞE GİTTİM"
Kayseri'den hastalığımı bıraktım geldim dedim, eşyamı indirdim bana yardımcı olmuyorsunuz dedim. Belediyeye gittim, dedi 'git konteyner kente' beni 10 kere saldılar. Dediler ki 'Sosyal Politikalara git' dediler. Gittim dedim ki 'size telefon açacaklarmış' dedim. Burası dedi ki 'bize kimse telefon açmadı abla boşa gelmişin' dedi. Düşe düşe gittim ben yürüyemiyorum, bedensel özürüm de var. İmkanlarım benim yetmez ki kiralık eve. Buraya bir konteyner istiyorum veren olursa Allah rızası için yapan. Kiralara mümkün değil, mümkün değil. Kaldım 2 çocuğumla, okul okuyamadı 1 hafta oldu. Yazdıramadım bile çünkü benim ikametim hiçbir şeyim kalmadı ki. Bir Kayseri bir burası... Beni çağırdılar 'gel indir eşyalarını' diye. Şimdi benim tedavim de yarım kaldı ve çocukların okulu da başlamadı bile bu sene. Ben yardım istiyorum Allah rızası için."