Toprağın Kadınları Yarışması'nda Nimri Köyü Birinci Seçildi
Paris'te 15 yıldır düzenen Toprağın Kadınları Yarışması'na Türkiye'den kabul edilen ilk proje olan 'Nimri'de Yeniden Hayat' projesi, dünya birincisi seçildi.
Şehirlerin karmaşık ve her geçen gün zorlaşan yaşam biçimi artık birçok kişiye kırsal hayatın hayalini kurduruyor. İlk akla gelen ise Ege ya da Akdeniz'e gidip oralara yerleşmek. Peki, neden dedemizin, atamızın ve kendi köklerimizin olduğu köyümüz değil de başka yerler? Bu soruyu kendilerine soran Elazığ'ın Keban ilçesine bağlı Nimri Köyü gençleri şehirden köylerine dönmeye karar verdi ve köyün kaderi değişti. Yaptıklarıyla Yves Rocher Vakfı'nın düzenlediği ve 50 ülkeden 325 çalışmanın katıldığı 'Toprağın Kadınları' yarışmasında halkoylaması ve jüri ödüllerinde birinci olarak çifte ödül kazandı. Onların yaptıkları şimdi dünyaya örnek.
ÖNCE ŞEHİRDE BİR ARAYA GELDİLER
Nimri Köyü'nün gençleri önce şehirde bir araya gelmeye başlamış. Her buluşma biraz daha fazla katılımla büyümüş. Aralarından bazılarının Ege-Akdeniz gibi yerlerde doğal yaşama dönme özlemi kendi köylerine yerleşme fikrinin kıvılcımı olmuş. Köye gidip gelmelerle ve büyüklerinin hayata veda ettiklerinde kendi köylerine defnedilmek istemeleri ile bu kıvılcım ateşe dönmüş. Bundan sonra köye gidip gelmeler artmış. Köylerine hep birlikte 6 bin ağaç dikmişler. Daha başka şeyler yaptıkça köy derneğine girme kararı almışlar. Genç kadınlar öne geçmiş. Nimri Dayanışma Derneği'ne giderek yönetimin yarısına kadınların girmesini sağlamakla kalmamış derneğin başkanlığına da bir kadını getirip tüm köylüyle ortak çalışmaya başlamışlar. Kendi aralarında kurdukları sosyal medya ağıyla daha da birbirlerine bağlanmışlar.
BİR BİLENE SORMUŞLAR
Bundan sonra köydeki ilk çalışmaları sözlü tarih olmuş. Başta yaşlılar olmak üzere görüştükleri tüm köylülerin söylediklerini kendi köylerinin tarihi olarak kayıt altına almışlar ve halen de bu işe devam ediyorlar. Ardından 1970'lerde değiştirilen köylerinin eski adını yeniden almışlar. 'Pınarlar' olmuş 'Nimri'. Kendi aralarında dayanışarak, 'Kadınlar Günü' gibi etkinlikler düzenleyerek yaptıkları ve yapacakları için gelir yaratırken tesadüfen karşılarına çıkan yurtdışı desteklerinden yararlanmaya başlamışlar. Bu aynı zamanda onları dünya birinciliğine taşıyan yolu da açmış. Ardından köyün isminin 'Pınarlar' yapılmasının esin kaynağı olan 69 eski çeşmenin yerini arayarak tespit etmişler. Bunlardan üç tanesini imece usulüyle onararak kullanılabilir hale getirmişler.
Yaptıkları bunlarla da sınırlı kalmamış. Sıfır karbon emisyonuyla yaşayan Urla'nın Kadıovacık Köyü Muhtarı'nı kendi köylerine örnek oluşturması için davet edip dinlemişler, köylerindeki şifalı bitkilerin envanterini çıkarmışlar, doğal tarım için permakültür çalışmaları yapıp ortak bahçe kurmuşlar, her yıl festival düzenleyip, sonunda da ortak sofra kuruyorlar. Bütün bu çalışmaların sonucunda 50 ülkeden 325 çalışmanın katıldığı 'Toprağın Kadınları' yarışmasında çifte birincilik gelmiş olsa da onlar esas ödülün herkesin ortak sevdası olan kendi köylerini yeniden kucaklamak olduğunu düşünüyor.
İYİLİK YAPMAK KADAR ANLATMAK DA ÖNEMLİ
Türkiye'nin tek sosyal fayda iletişimi konferansı Hemzemin, 12 Nisan Salı günü, Pera Müzesi'nde ikinci kez düzenleniyor. Konferansın bu yılki teması 'Korku ve Umut Sarkacında Sosyal Fayda İletişimi'. Alanında uzman konuşmacıları sivil toplum kuruluşu temsilcileri, akademisyenler, medya mensupları ve iletişimcilerle bir araya getiren Hemzemin, Myra Ajans tarafından, Borusan Holding ana sponsorluğunda ve Yaşama Dair Vakıf'ın destekleriyle gerçekleşiyor.
Yurtiçi ve yurtdışından alanında öncü konuşmacıların yer alacağı konferans, sivil toplum kuruluşları, uzmanlar, akademisyenler, medya mensupları ve iletişimcilerin katılımına açık ancak sınırlı sayıdaki yer için önceden kayıt yaptırmak şart. Davetlilerin ücretsiz olarak katılabileceği konferansın hazırlık faaliyetlerini sosyal fayda iletişimi alanından uzmanların oluşturduğu bir çalışma grubu yürütüyor.