Kadıköy Belediyesi Cumhuriyetin 100. Yılını Kutladı
Kadıköy Belediyesi, Cumhuriyetin 100. Yılını büyük bir kalabalıkla kutladı. Yürüyüşün ardından Caddebostan Sahili'nde Zülfü Livaneli konser verdi.
Kadıköy Belediyesi Cumhuriyetin 100. Yılını büyük bir kalabalıkla kutladı. Yürüyüşün ardından Caddebostan Sahili'nde Zülfü Livaneli konser verdi. Livaneli'nin şarkılarına, orkestra şefi Rengim Gökmen orkestrasıyla eşlik etti. Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, "Cumhuriyetimizin 100. Yıl kutlamalarına hoş geldiniz. Bütün tehditlere, saldırılara, ayrıştırmalara karşı bugün yine buradayız. Yolsuzluğa, yoksulluğa, gericiliğe, faşizme, bölücülüğe karşı cumhuriyetimizin saflarındayız. Peki neye tanığız? 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros teslimiyetinin hesabının emperyalizmden sorulduğu gündür 29 Ekim 1923. O hesaba, o güne, o ana tanığız. Zeki bir komutanın, büyük bir devlet adamının Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ferasetine tanığız" dedi.
Kadıköy Belediyesi'nin Cumhuriyetin 100. Yılında Büyük Cumhuriyet Yürüyüşü, bugün saat 19.23'te Bağdat Caddesi Suadiye Işıklar'da başladı ve İskele Sokak'ta bitti.
Kadıköy Belediyesi tarafından binlerce Türk bayrağı, Atatürk posteri ve meşalenin dağıtıldığı yürüyüş, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı'nın İskele Sokak'ta yaptığı kutlama konuşmasının ardından son buldu. Yürüyüşün ardından Caddebostan Sahili'nde Zülfü Livaneli konser verdi.
ZÜLFÜ LİVANELİ: CUMHURİYET KÖK SALMIŞ GÖRKEMLİ BİR AĞAÇ
Livaneli, "Ulu bir ağaca gider hayran oluruz ve yukarı bakarız nasıl bir ağaç diye ama bir şeyi ihmal ederiz o ağacın kaç misli kökler yerin altında. Yerin altına öyle kök salmış ve nerelere uzanmış ki o kökler onları oradan söküp atmak imkansız. Onun için Cumhuriyetimiz görkemli bir ağaç ama bir de kök salmış durumda. Bu toprağın mayasına, harcına, halkına kültürüne kök salmış durumda. O yüzden benim hiçbir korkum yok. Cumhuriyet Atatürk'ün söylediği gibi ilelebet yaşayacak" dedi.
"GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ÜN FERASETİNE TANIĞIZ"
Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı şunları söyledi:
"Türkiye'nin, İstanbul'un, Kadıköy'ün aydınlık yüzleri… Cumhuriyetimizin 100. Yıl kutlamalarına hoş geldiniz. Bütün tehditlere, saldırılara, ayrıştırmalara karşı bugün yine buradayız. Yolsuzluğa, yoksulluğa, gericiliğe, faşizme, bölücülüğe karşı cumhuriyetimizin saflarındayız. Bugün burada Bağdat Caddesi'nde sadece bir bayram kutlamasında değiliz. Büyük bir tanıklığı seslendirmek hakkını teslim etmek için buradayız. Peki neye tanığız? 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros teslimiyetinin hesabının emperyalizmden sorulduğu gündür 29 Ekim 1923. O hesaba, o güne, o ana tanığız. Zeki bir komutanın, büyük bir devlet adamının Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ferasetine tanığız.
"HİLAFET SEVİCİLER HALA ARAMIZDALAR"
Yine Lozan'da Türkiye'yi hor görüp aşağılamaya çalışan emperyalist diplomatlara bizzat 'Türklerin elleri temizdir' diyerek meydan okuyan İsmet Paşa'ya tanığız. Adını anamadığı hatıralarını dillendiremediğim yüz binlerce vatan evladından özür dileyerek biraz da farkında olduklarımızdan bahsetmek istiyorum. Bugün olmuş, Mondros meraklıları, Sevr seviciler hala aramızdalar, farkındayız. Anayasamıza düşmanlık yapanlar, hilafet sevicileri aramızdalar farkındayız. Elleri pırıl pırıl bir milleti Orta Doğu bataklığına sokmak isteyenler hala aramızdalar farkındayız. Cehaletle mücadelede köy okullarını kapatıp içi boş üniversitelerle milli eğitimi çıkmaza sokanlar hala aramızdalar farkındayız. Sağlıkta da devrimini gerçekleştirmiş doktor ve sağlıkçı sayısını en az üç kat arttıran Türkiye'yi yetişmiş doktorlarını yurtdışına neredeyse bando ile gönderen bir ülke haline getirenler hala aramızdalar farkındayız.
Değerli dostlar, yaşananlardan bugün olanların hepsinden haberdarız ama unutmasınlar ki Kadıköy var, biz varız. Bizim gibi milyonlar var. Validebağ Korusu'nu korumaya giderken de Kalamış parkını savunurken de cumhuriyet kazanımlarına göz dikildiğinde ilk ayağa kalkan dik durmasını atasından öğrenmiş bir ilçeden çok daha fazladır Kadıköy. Biz yeri geldiğinde Gezi direnişi, yeri geldiğinde Haydarpaşa'da Nöbete kalanlarız. Biz Boğaziçi'nde hem öğrenci hem okula alınmayan hocalarız. Hak arayan gazeteci madende madenci, İstanbul Sözleşmesi'yiz. Biz demokratik Türkiye Cumhuriyeti için sürekli mücadele verenleriz."
