Migren Anne ve Babadan Çocuklara Geçebilir
Çocukluk çağında görülen kronik ve tekrarlayıcı baş ağrılarının en sık nedeninin migren olduğunu belirten uzmanlar, bu ağrıların anne ve babadan çocuklara geçebileceği uyarısında bulundu.
Çocukluk çağında görülen kronik ve tekrarlayıcı baş ağrılarının en sık nedeninin migren olduğunu belirten uzmanlar, bu ağrıların anne ve babadan çocuklara geçebileceği uyarısında bulundu.
Migren tipi baş ağrıları ayda 2-4 kez ataklar şeklinde görülüp, 2-48 saat sürebileceğini belirten Memorial Diyarbakır Hastanesi Çocuk Nöroloji Bölümü uzmanlarından Prof. Dr. Ahmet Yaramış, erişkinlerde izlenen yarım baş ağrısının aksine çocuklarda genelde yaygın bir baş ağrısı şikayeti yaşandığını ve çocukluk dönemi migrenlerinin nedeninin genetik olduğunu kaydetti. Çocuklarda migren hastalığı hakkında bilgi veren Prof. Dr. Ahmet Yaramış, migrenin ailesel özellik taşıdığını söyledi. Yaramış, "Migren hastası çocukların yaklaşık yüzde 70'inin ailelerinde de migren hastalığı görülmektedir. Bu da hastalığın herediter yani ailesel olduğunu gösterir. Yakın zamana kadar migrenin beyinde bulunan damarların bir şekilde büzülüp genişlemesi sonucu olduğu düşünülse de son zamanlarda ağrıların, beyinde dolaşan bazı kimyasal maddelerin değişiklikleri sonucu beyin fonksiyonun bozulmasına bağlı olduğu bilinmektedir" dedi.
"ATAKLAR YAŞLA BİRLİKTE ARTAR"
Prof. Dr. Ahmet Yaramış, çocuklarda migren sıklığının yaşla birlikte artış gösterdiğini belirterek, çocukluk çağında migrenin sıklık ortalamasının yüzde 3-10 dolaylarında olduğunu kaydetti. Yaramış, "Ergenlikten öncesi erkek çocuklarında, ergenlik sonrası ise kız çocuklarında daha çok görülmektedir. Yaş büyüdükçe bu oran daha da artar. Örneğin; erişkinlerde migren tipi baş ağrıları erkeklere oranla kadınlarda 3 kat daha fazla izlenmektedir. Çok küçük çocuklarda kusma ile birlikte, huzursuzluk ve uyuklama gibi davranış değişiklikleri en sık görülen belirtilerdir. Yaş büyüdükçe çoğu kez yaygın, bazen zonklayıcı tek taraflı baş ağrıları ortaya çıkar. Ağrıya; bulantı, kusma ve ışıktan, sesten aşırı rahatsız olma şikayetleri eşlik eder. Çocukluk çağı migrenin yüzde 80'i aurasız, yüzde 20'si de auralı migrendir. Auralı migrende baş ağrısından yaklaşık 10-30 dakika önce bulanık görme, yanıp sönen ışıklar, konuşma bozukluğu, hareket güçsüzlüğü gibi motor bulguların yanında vücutta iğnelenme gibi duyusal hisler oluşabilir" diye konuştu.
"YAŞAM ŞEKLİ DEĞİŞİMİ MİGRENİ TETİKLER"
Prof. Dr. Ahmet Yaramış yaşam şekli değişiminin de migreni tetikleyen bir etken olduğunu söyledi. Yaramış, "Migrenli çocukların birçoğunda baş ağrısını tetikleyen çevresel faktörler tanımlanmıştır. Bunlar; açlık, stres, uykusuzluk, uyku ritminin bozulması, kafeinli içecekler, seyahat, hava sıcaklıklarının değişimi, hastalık, bazı ilaçların alımı olarak sıralanabilir. Yaşam ritminin bir şekilde değişmesi tetikleyici olabilmektedir. Migrenin tedavisinde altın kural yaşam stilini düzenlemektir. Kişiden kişiye değişiklik gösterse de tetikleyici faktörlerden korunmak gerekir. Migreni ilaçla tamamen ortadan kaldırmak mümkün olmasa da doktor kontrolünde ve önerisiyle kullanılması önerilen başlıca üç grup ilaç vardır. Birinci grupta akut başlayan baş ağrısı, kusma, bulantı ve huzursuzluk gibi şikayetleri azaltan ilaçlardır. İkinci grupta migren baş ağrılarının uzun sürmesini önleyen veya süreyi kısaltan ilaçlar bulunmaktadır. Son olarak da bir sonraki atağı veya atakları önlemek için; antideprasan, alerji ilaçları ve kalp ritmini düzenleyiciler ile bazı epilepsi ilaçları kullanılmaktadır" ifadelerini kullandı. - DİYARBAKIR