Haberler

Op.dr. Akbaş: "Kalın Bağırsak Kanseri Tedavisinde Erken Teşhis Önemli"

Abone Ol

Kalın bağırsak veya kolon kanserlerinin dünyada en yaygın kanserler arasında yer aldığı ve yaklaşık iki bin kişi de bir görülen hastalık olduğu belirtildi.

Kalın bağırsak veya kolon kanserlerinin dünyada en yaygın kanserler arasında yer aldığı ve yaklaşık iki bin kişi de bir görülen hastalık olduğu belirtildi.

Konuyla ilgili açıklama yapan Özel Yıldızlıgüven Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Ahmet Akbaş, şöyle konuştu: "En sık 50 yaşın üzerindeki kişilerde görülür ve cinsiyet farkı gözetmez. Bu kanser bazı hücrelerin uygun olmayan şekilde (anarşik) çoğalmasıyla gelişir. Bu tümörler iyi huylu (sıklıkla polip) ve kötü huylu (kanser) şeklinde olabilir. Kalın bağırsak su ve yararlı olan besinlerin emildiği organdır. Son 15 yılda, tarama testlerinin artması ile kalın bağırsak kanserleri erken evrede belirlenmekte ve ölüm oranları da düşmektedir."

Akbaş, kalın bağırsak kanserlerinin yüzde 70'inin kalın bağırsağının sol yarısında, yüzde 25'inin sağ yarısında ve yüzde 5'inin ise her iki yarısında (senkron tümör) yer aldığını ifade ederek, nadiren kalın bağırsak, kanserlerinin bir bölgede belirlenip belirli bir zaman sonra kalın bağırsağın farklı bir bölgesinde belirebileceğini vurguladı.

Akbaş,günümüzde kalın bağırsak kanserinin;  erkeklerde prostat kanseri ve akciğer kanserini takiben üçüncü sırada, kadınlarda meme kanseri ve akciğer kanserini takiben yine üçüncü sırada görülen kanser türü olduğunu söyledi. Yapılan istatistiklere göre, yaşam boyu kolon ve rektum kanserine yakalanma riskinin ortalama yüzde 5 olduğunu anlatan Akbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kalın bağırsak veya kolon kanserlerinin gelişmesi çoğu kez 10 ile 15 yıl alır ve çoğunlukla bağırsak içindeki polip adı verilen iyi huylu urlar veya Crohn hastalığı ya da ülseratif kolit gibi bazı iltihabi kalın bağırsak hastalıklarından gelişir. Bu tümörler yayılma ya da sıçramalarını yakınlarındaki lenf damarlarına, toplardamarlara, karaciğer, kemik, prostat, mesane veya rahim gibi komşu organlara yapabilir. Kalın bağırsak tümörlerinin çoğunlukla polip veya iyi huylu tümörlerden kaynaklanması ve oluşumu ve yayılımı için uzun süre gerekli olmasının en önemli avantajı erken tanı konulabilir olması, kolonoskopı/sigmoidoskopi ile çoğu kez kanserin oluşmadan önlenebilir olmasıdır."

Yakın akrabalarda (ebeveynler, kardeşler ya da çocuklar) kolon kanseri hikayesi olan kişilerde kolon kanseri gelişme riskinin daha yüksek olduğunu vurgulayan Akbaş, özellikle akrabalardaki kolon kanseri genç yaşlarda başlamışsa bu riskin daha fazla olacağını söyledi.

KALIN BAĞIRSAK KANSERİ AÇISINDAN RİSK GRUBUNDA OLANLAR

Hastalık risk grubunu sıralayan Akbaş, 50 yaşın üstündeki kişiler, Ailede birinci derecede akrabada, kalın bağırsak kanseri olan kişiler (kalın bağırsak kanseri riski 1,8 kat artar), Ailevi polipozis hastalığı olanlar (familyal adenomatozis polipozis -FAP), Kalın bağırsak polipleri veya kanseri olan kişiler, Yumurtalık, rahim veya meme kanseri öyküsü olan kadınlar, Ülseratif kolit ve Crohn hastalığı gibi 10 yıldan uzun süreden beri iltihabi bağırsak hastalığı varlığı (kalın bağırsak kanseri riski 1,5 kat artar), Obezite (aşırı kilolu olmak), (kalın bağırsak kanseri riski 1,5-2 kat artar), Şeker hastalığı (yüzde 30 oranında riski artırır), Sigara ve aşırı alkol kullanmak (kalın bağırsak kanseri riski 1,5 kat artar), Her gün düzenli kırmızı et tüketimi (kalın bağırsak kanseri riski 1,5 kat artar), Peutz-Jeghers sendromu olan hastalarda yaşam boyu yüzde 20 oranında bağırsak kanseri gelişme riski vardır. Tüm bu verilere rağmen, kalın bağırsak (kolon) ve rektum kanseri gelişen kişilerin yüzde 75'inde hiçbir risk faktörü belirlenmemiştir.

KALIN BAĞIRSAK KANSERİNDEN NASIL KORUNABİLİRİZ

Kanser ne kadar erken tanınır ve tedavi edilebilirse o kadar iyi sonuç alınabileceğini ifade eden Akbaş, özellikle bu durumun kolorektal kanserler için daha da önemli olduğunu açıkladı. Akbaş, tedavide en iyi sonucun hastalık yayılmadan yapılırsa alınabileceğini açıkladı. En önemli korunma yönteminin erken tanı koymak olduğunu anlatan Akbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Erken tanı koymada düzenli olarak 50 yaştan itibaren dışkıda gizli kan testi (yılda bir kez), kalın bağırsak röntgeni (barsak grafisi, kolon grafisi, lavman opaklı kolon grafisi), çift kontrastlı kolon grafisi, sigmoidoskopi (5 yılda bir kez), kolonoskopi (10 yılda bir kez), veya sanal kolonoskopi gibi tarama testlerini yaptırmak çok önemlidir. Ailede kalın bağırsak polibi veya kanseri öyküsü olanların yakın takip edilmesi, düzenli spor yapmak, düzenli folik asit, kalsiyum ve D vitamini içeren multivitamin kullanmak, kadınlarda menopoz sonrasında hormon tedavisi almak, sigaradan uzak durmak çok yararlıdır. Ayrıca, diyet düzenlemesi, bol miktarda posa bırakan baklagiller, sebze, meyve, süt ve sarımsak tüketilmesi, aşırı yağlı gıdaların kısıtlanması ve kırmızı et tüketiminin en fazla bir avuç büyüklüğüne dek kısıtlanması önemlidir. Düzenli aspirin kullanmak, kalın bağırsak kanserlerinin en sık gelişmiş olduğu polibin oluşumunu azaltır."

KALIN BAĞIRSAK KANSERİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR

Akbaş, hastalığın beliritlerini şöyle anlattı: "Bağırsak alışkanlıklarında değişiklik, bir haftadan uzun süren kabızlık, ishal ya da dışkı çapının incelmesi, bağırsağın dışkılama sonrası tam olarak boşalamama hissi, sık sık tuvalete gitme isteği, makatta dolgunluk hissi olması, sıklıkla kramp tarzında karın ağrıları, dışkıda kan görülmesi, dışkının parlak kırmızı veya koyu siyah olması, nedeni açıklanamayan demir eksikliğine bağlı kansızlık ve yorgunluk hissi, nedeni açıklanamayan kilo kaybı gibi nedenler kalın bağırsak kanserinin belirtileri olabilir."

DIŞKIDA DEĞİŞİKLİK NASIL ANLAŞILIR

Olağan dışkıya göre çapın incelmesi, şeklinde ve sıklığında değişiklik, dışkıda kan görülmesi gibi durumların değişiklik belirtileri olduğunu ifade eden Akbaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "İdeal olarak kişinin günün aynı zaman diliminde dışkılaması beklenir, ancak kabızlık, ishal, seyahat, hastalıklar ve bazı ilaçların kullanımı ile bu ritimde değişiklik olabildiği bilinmektedir. Günde 1,5-2 litre civarında su içen ve düzenli spor yapan kişilerde dışkılama eylemi daha kolay gerçekleşir. Hareketsizlik, yaşlanma, bazı ilaçlar, hipotiroidi gibi hastalıklar kabızlığa eğilim oluşturmaktadır."

KALIN BAĞIRSAK KANSERİNİN TEDAVİSİ

Kalın bağırsak kanseri tedavisinde Genel Cerrahi, Radyoloji ve Onkoloji uzmanlarının birlikte çalıştığını söyleyen Akbaş, kalın bağırsak veya kolon kanseri tedavisinde başlıca cerrahi tedavi, kemoterapi ve ışın tedavisi (radyoterapi) yöntemlerinin kullanıldığını vurguladı. - TRABZON

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Yaşam

Ahmet Akbaş Yaşam Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title