Şehit kızı babasına mektup yazıp mezarına gömdü
Adana'da 7 yaşındayken babası şehit olan Batın Bezik, ona olan hasretini gidermek, onunla dertleşmek için mektuplar yazıp mezarına gömdüğünü gözyaşları içinde anlattı.
Adana'da 7 yaşındayken babası şehit olan Batın Bezik, ona olan hasretini gidermek, onunla dertleşmek için mektuplar yazıp mezarına gömdüğünü gözyaşları içinde anlattı.
Van'ın Gürpınar ilçesine bağlı Yalınca mevkisinde 28 Haziran 2004 tarihinde bölücü terör örgütü PKK tarafından kurulan mayınlı pusunun ardından açılan çapraz ateş sonucu şehit olan Kıdemli Uzman Çavuş Ali Bezik (34) geride gözü yaşlı eşi Nilgün Bezik ve 14 aylık oğlu Berker Bezik ve 7 yaşındaki kızını bıraktı. Vatan uğruna eşini kaybeden Nilgün Bezik ve babalarını kaybeden iki çocuk o günlerde çok ağır travmalar atlattı. Batın Bezik babası şehit olduğunda 7 yaşındaydı ve babasına doyamadığından onun hasretini bir türlü yenemedi. Bu nedenle Bezik, hem baba hasretini gidermek, hem de kendisinin yaşadığı ve babasının bilmesini istediği olayları mektup haline getirip babasının mezarına götürüp okuması için baş tarafına gömmeye başladı. Bezik, lise yıllarına kadar yaşadığı hem mutlu hem de acı anları babasının de bilmesi için sürekli yazdığı mektupları babasının mezarına gömmeye devam etti.
"Rüyamda melekmiş gibi gördüm"
Bezik, babasını kaybettiğinde her gün rüyalarında onu melek gibi gördüğünü belirterek, "Çocuk olduğum için somut bir şeyler istiyorum yani ona ulaşmak istiyordum. Ben düşüncelerimi yazıya dökmeyi seven bir çocuktum ve babama mektuplar yazıp mezarına gömmeye başladım. Onun okuduğunu ve beni duyup gördüğünü düşünüyordum. Mektupları gömdüğüm gün o mektuba ait bir şeyler görüyordum, sanki onunla bir iletişim kuruyor gibi hissediyordum. Mektubumda, bir şeye sinirlenince şikayet yazıyordum ya da mutlu olduğumda onunla sevincimi paylaşıyordum yani babam varmış gibi yaşıyordum. Okulda bir olay oluyordu, babama anlatmalıyım deyip yazıyordum ve getirip mezarına gömüyordum" dedi.
İlkokulda mezuniyet töreninde babasızlığın ne olduğunu çok iyi anladığını söyleyen Bezik, "O günü hiç unutamıyorum çünkü kızlar babalarıyla erkekler ise anneleriyle dans edecek demişlerdi ve ben pistin ortasında boş kalmıştım. Ben o günü hiç unutamıyorum aslında o günden sonra hayatımda bir şeyler değişti diyebilirim. En uzun mektubumu o zaman yazdım, içimde hem mezun olmanın mutluluğu vardı hem orada tek başıma kalmama neden olan insanlara öfke ve üzüntü vardı çünkü babam yoktu. O kadar çok duygu vardı ki o mektupta beni gerçekten gördüğüne ve hissettiğine emindim, o zamanlar o beni çok rahatlatıyordu. Ortaokul sürecinde hep yazdım liseye geçtiğim zamanlar bıraktım, üniversiteden mezun olduktan sonra diplomamı getirdim yine buradaydım yani değişen bir şey yok ben onun kızı olarak bir şeyler getiriyorum ama gömmüyorum" diyerek gözyaşlarına boğuldu.
"Babamın en büyük hayali okumamdı"
Şehit haberlerini her gördüğünde içinin acıdığına dikkat çeken Bezik şöyle devam etti:
"Yani kalbimin acıdığını hissediyorum içim yanıyor. Elimden bir şey gelmiyor gibi hissediyorum ve ben o zaman o insanlara daha çok sarılıyorum onların yanında olmayı daha çok istiyorum çünkü ne hissettiklerini çok iyi anlayabiliyorum. Bir şehit haberi geldiği zaman direk aileleri gözümün önüne geliyor, ben her zaman elimden geleni yapacağım yeter ki rahat uyusunlar. Babam benim okumamı çok istiyordu, ilkokula başladığım zaman beraber gitmiştik okula, o gün bana kocaman bir silgi almıştı ve bunu üniversiteye kadar sakla sakın kullanma tamam mı demişti. En büyük hayaliydi benim okulu bitirip bir işe başladığı görmek, ben onun kızıyım ve istediği her şeyi yapıyorum."
Bezik, annesiyle birlikte babasının mezarını ziyaret etti. Mezar başında önce dua eden Bezik daha sonra babasının fotoğrafını öpüp onu sevdi. - ADANA