Zülfü Ağırbaş: Çobandan İş Adamına Dönüşen Sıradışı Bir Hayat
Doğu Anadolu'nun zorlu kış şartlarında geçen çocukluğu, babasının okuma isteğine karşı çıkması ve zorla evlendirilmesiyle başlayan Zülfü Ağırbaş'ın hayatı, adeta bir roman kadar etkileyici. Köyden İstanbul'a, oradan da Londra'ya uzanan yolculuğunda birçok zorlukla karşılaşmasına rağmen pes etmeyen Ağırbaş, azmi ve kararlılığıyla dikkat çekiyor.
İstanbul'da matbaacı olarak çalışmaya başlayan Ağırbaş, kısa sürede başarılı olmuş ancak daha büyük hedeflere ulaşmak için Londra'ya gitmeyi tercih etmiş. Türk mutfağı üzerine geliştirdiği özgün konseptiyle kısa sürede Londra iş dünyasında adından söz ettiren Ağırbaş, büyük bir servet edinmiş ve prestijli bir yaşam sürmeye başlamış.
SAKIP SABANCI'YI ÖRNEK ALARAK YENİDEN DOĞUŞ
Ancak bu başarı uzun sürmemiş, deli dana hastalığı nedeniyle işleri kötüye gitmiş ve iflas etmiş. Hatta bir süre hapis yatan Ağırbaş, sağlık sorunlarıyla da mücadele etmek zorunda kalmış. Tüm bu zorluklara rağmen hayata tutunmaya çalışan Ağırbaş, taksicilik yaparak geçimini sağlamaya çalışmış. Sakıp Sabancı'yı kendine örnek alan Ağırbaş, pes etmeyerek yeniden ayağa kalkmanın bir yolunu bulmuş. Yaşadığı tüm zorluklara rağmen başarıyı yakalaması, onu sıradanlıktan çıkaran en önemli özelliklerden biri olmuş.
ROMAN TADINDA GERÇEK BİR HİKAYE
Zülfü Ağırbaş'ın hayat hikayesi, zorlu koşullarda yaşayan bir çobanın, dünya çapında tanınan bir iş adamına dönüşmesini anlatıyor. Bu etkileyici dönüşüm, Ağırbaş'ın azmi, kararlılığı ve mücadeleci ruhunun bir kanıtı niteliğinde. Kendi yazdığı romanında yaşadıklarını tüm çıplaklığıyla anlatan Ağırbaş, okurlarına unutulmaz bir okuma deneyimi sunuyor. Sürükleyici anlatımı ve gerçek hayat öyküsüyle roman, hem bir başarı hikayesi hem de bir ilham kaynağı niteliğinde.