Ağız ve Ayak Kokusu ile Mantara, Yağlı Gül Suyu ile Çözüm
Süleyman Demirel Üniversitesi Gül ve Gül Ürünleri Araştırma ve Uygulama Merkezi, gül suyundan ağız kokusunu gideren "ağız bakım suyu", ayak kokusu ve mantara iyi gelen "ayak bakım suyu" ve cildi yenileyen, siyah noktaları yok eden, mikropları öldüren "tıraş losyonu" üretti GÜLAR Müdürü Doç. Dr. Canlı: "Yağlı gül suyu cildi yeniliyor, siyah noktalara iyi geliyor ve insanı ferahlatıyor.
TUNCER ÇETİNKAYA - Bugüne kadar "dikensiz gül", "solmayan gül", "gül çayı" gibi projeleri ile dikkati çeken Süleyman Demirel Üniversitesi Gül ve Gül Ürünleri Araştırma ve Uygulama Merkezi (GÜLAR), şimdi de gül suyundan ağız kokusunu gideren "ağız bakım suyu", ayak kokusu ve mantara iyi gelen "ayak bakım suyu" ve cildi yenileyen, siyah noktaları yok eden, mikropları öldüren "tıraş losyonu" geliştirdi.
GÜLAR Müdürü Doç. Dr. Fatih Ali Canlı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, merkezlerinde ilk olarak modern fabrikalarda üretilen yağı alınmış gül sularından farklı olarak geleneksel yöntemlerle damıtılmış yağlı gül suyu ürettiklerini söyledi.
Yağlı gül suyunun çok sayıda faydası olduğunu, pek çok özelliği bir arada toplayan antimikrobiyal etkisini tespit ettiklerini anlatan Canlı, "Önce yağlı gül suyunu piyasaya sunduk. 'Bademcik ve diş eti hastalıklarına iyi geliyor' gibi olumlu tepkiler alınca bilimsel çalışmalar yaptık. Bakteri ve mantarlar üzerinde çok güçlü etkiye sahip olduğunu gördük" dedi.
Patent başvurusunda bulundular
"Gül, mucizevi bir bitki" diyen Canlı, çok geniş kullanım alanı bulunduğuna dikkati çekti.
GÜLAR'ın yağlı gül suyundan 3 yeni ürün daha geliştirdiklerini dile getiren Canlı, şöyle konuştu:
"Ayak kokusu ve mantarına iyi gelen 'Ayak bakım suyu' geliştirdik. Daha deneme safhasında, piyasaya sunmadık ama mantarlara iyi geldiğini ön denemelerimizde gördük. Osmanlı ve Selçuklular'da yağlı gül suyunun bademciğe, ülsere iyi geldiğine dair kaynaklar var. Biz de buradan hareketle 'Ağız bakım suyu' geliştirdik. Hem diş eti hastalıklarına hem de bademciğe iyi geldiğini görüyoruz. Ağzınızda hoş bir koku bırakıyor, yutabiliyorsunuz. Yuttuğunuz zaman da midenize yararlı oluyor."
Ürünün yüzde 100 doğal olduğunu, piyasadaki gargaralar ile karşılaştırılmaması gerektiğini vurgulayan Canlı, "2 senedir kullanan kişilerden hiçbir şikayet gelmedi. Çok iyi geri dönüşümler alıyoruz. Patent başvurusunda bulunduk. Türkiye ve dünya çapında kullanım alanlarının genişlemesini istiyoruz" diye konuştu.
Mikropları kıran, cildi gençleştiren tıraş losyonu
Canlı, yağlı gül suyunun antimikrobiyal ve antifungal etkisi bulunduğunu bildirerek, cilde sürüldüğünde mutluluk hormonu salgılattığını söyledi.
Bu özelliğinden yola çıkarak yağlı gül suyundan tıraş sonrası cildi rahatlatan ve yenileyen "tıraş losyonu" ürettiklerini anlatan Canlı, şöyle devam etti:
"Yağlı gül suyu cildi yeniliyor, siyah noktalara iyi geliyor ve insanı ferahlatıyor. İnsanı mutlu eden mutluluk hormonu salgılatıyor. Alternatifi esanslı alkoldür. Onun tek özelliği mikropları kırmasıdır. Bizim ürünümüzle karşılaştırılması ise mümkün değil. Çünkü yağlı gül suyu hem mikropları kırıyor hem de cildin gençleşmesine ve yenilenmesine yardımcı oluyor. Bu bakımdan gereken önem verilirse tıraş losyonu olarak tamamen esanslı alkolün yerini alacağına inanıyoruz."
Osmanlı döneminde bugünden çok daha ileri düzeyde gül ve gül ürünlerinin kullanıldığına işaret eden Canlı, Türkiye'nin gülü değerlendirme ve ürünlerinden yararlanma konusunda Osmanlı döneminden 200-300 sene geride olduğunu savundu.
Canlı, GÜLAR'ın atalarının kaybolan mirasını tekrar canlandırmaya çalıştığını sözlerine ekledi. - Isparta
