Akü'de Tasavvuf Konferansı
Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Resul Ay, bireysel bir kurtuluşu, bireysel bir çabayı ya da teşebbüsü ifade eden tasavvufi hayatın, 12 ve 13’ncü yüzyıllarda insana hizmet içerikli pek çok sosyal faaliyeti de içine alan bir hayat tarzına dönüştüğünü söyledi.
Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Resul Ay, bireysel bir kurtuluşu, bireysel bir çabayı ya da teşebbüsü ifade eden tasavvufi hayatın, 12 ve 13'ncü yüzyıllarda insana hizmet içerikli pek çok sosyal faaliyeti de içine alan bir hayat tarzına dönüştüğünü söyledi.
Kırıkkale Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Resul Ay tarafından AKÜ Kocatepe Üniversitesi'nde (AKÜ), 'Bireysel Kurtuluş Merkezli Tasavvufi İdeallerin Toplumsal Karşılığı Üzerine' adlı bir konferans düzenlendi. Konferansta konuşan Ay, tasavvufi hayatın ortaya çıkışından itibaren İslam toplamlarında görülmeye başlanan grupların, her ne kadar dünyayı ve toplumu terke dayalı bir hayat biçimi seçmiş olsalar da 12 ve 13'ncü yüzyıllardan modern zamanlara kadar neredeyse toplumsal işlevleri en belirgin sosyal gruplar olarak ortaya çıktıklarını söyledi. Ay, bireysel bir kurtuluşu, bireysel bir çabayı ya da teşebbüsü ifade eden tasavvufi hayatın bu dönemde insana hizmet içerikli pek çok sosyal faaliyeti de içine alan bir hayat tarzına dönüştüğünü söyleyerek, "Her şeyden önce tasavvufi idealarla ulaşmada kullanılan yöntem ve benimsenen yaşam biçimine insana hizmet anlayışıyla örtüştürülmesi bu dönüşümde önemli bir rol oynamıştır. Fakat bunun tek başına etken olmaktan çok mevcut durumu meşrulaştıran bir unsur olduğunu düşünmek akla daha yatkın gelir" dedi.
"VUSLAT HAKK'A ULAŞMAKTIR"
Ay, 12 ve 13. yüzyıllarda tasavvufi hayatın tekke ve zaviyelerin kuruluşu ile birlikte örgütlü ve kurumsal bir kimliğe büründüğünü belirterek, "Bunu dervişlerin devletle ve toplumla aralarında kurulan ilişkinin doğal bir sonucu olarak da düşünmek mümkündür. Halkın sadakalarının ve devletin vakıf sistemi üzerinden sağladığı desteğin hem halka hem de devlete bir geri dönüşü olarak da bunu düşünebiliriz" dedi.
Tasavvufi yolun yolcularının temel amaçlarının 'Vuslat' olduğunu anlatan Ay, "Vuslat, Hakk'a ulaşmaktır. Klasik tasavvufi söylemde bu, fenafillah ve bekabillah kavramlarıyla da ifade edilir. Manevi bir duruşla ya da iradi kararla girilen bu yolda çeşitli makamlar veya merhaleler geçildikten ve her bir makamın gerektirdiği haller tecrübe edildikten sonra bahsedilen bu hedefe ulaşılması beklenir" ifadelerini kullandı. Bunun içinse sufinin öncelikle 'kendi varlığını yok etmesi' gerektiğini kaydetti.
Konferans daha sonra soru-cevap bölümünün ardından sona erdi. - AFYONKARAHİSAR