Antik dönemdeki tekneler 3 bin yıl sonra yeniden inşa edildi: Hedef İspanya
İzmir'in Urla ilçesinde, 17 yıldır faaliyet gösteren 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği, antik dönemde kullanılan Uluburun, Kybele ve Fenike Teknesi'nin replikasını birebir yaptı.
İzmir'in Urla ilçesinde, 17 yıldır faaliyet gösteren 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği, antik dönemde kullanılan Uluburun, Kybele ve Fenike Teknesi'nin replikasını birebir yaptı. Daha önce Kybele Teknesi ile 62 gün süren yolculuk sonunda Marsilya'ya ulaşan dernek üyeleri, Fenike Teknesi ile de İspanya'ya ulaşmayı hedefliyor.
İzmir'de faaliyet gösteren 360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği, yaklaşık 17 yıldır deneysel deniz arkeolojisi konusunda araştırmalar yaparak projeler gerçekleştiriyor. Projeler kapsamında, antik dönemde kullanılan tekneler, dernek tarafından elde edilen bilgilerle beraber o dönemin koşullarına uygun olarak birebir yapılıyor. Dernek şu ana kadar tarihte bilinen ilk tekne olan Uluburun, ilk savaş teknesi Kybele ve Fenike Teknesi'ni birebir yeniden inşa etti.
Antik dönemde yolculuğu canlandırmak amacıyla hedef İspanya
Dernek üyeleri ve gönüllüler, antik dönemde yapılan yolculuğu yeniden canlandırmak amacıyla 2009 yılında Kibele Teknesi ile Foça'dan Marsilya'ya gitmeyi başardı. Derneğin yeni hedefi ise aynı antik dönemde olduğu gibi Fenike Teknesi ile İspanya'ya gidebilmek.
17 yıldır deneysel arkeolojik çalışmalar yürütüyorlar
360 Derece Tarih Araştırmaları Derneği Üyesi Teknik Ressam Mualla Erkut, 2004 yılından itibaren deneysel arkeoloji projeleri gerçekleştirdiklerini ve Anadolu'nun çok önemli bir tarih yatağı olduğunu söyledi.
Erkut, insanlık tarihinin en önemli detaylarının Anadolu topraklarında ve onu çevreleyen denizlerde bulunduğunu belirterek, "Bu denizlerde birçok batık var. Biz de deniz arkeolojisiyle ilgili antik dönemde teknelerin yapımı ve hareket ettirilmesi, yolculuk yapılması konularında araştırma ve projeler yapıyoruz. Deneysel arkeoloji çok önemli. Çünkü elimizde yeterli kanıtlar olmadığı için bunlarla ilgili deneyler yapmak gerekiyor" dedi.
Mualla Erkut: "Fenike Teknesi ile İspanya'ya gitmeyi hedefliyoruz"
Son olarak Fenike Teknesi'nin replikasını yaptıklarını ifade eden Mualla Erkut, "Fenikeliler, Akdeniz'de çok önemli bir uygarlık ve inanılmaz bir ticaret ağı kurmuşlar. Hatta Cebelitarık'tan bile çıktıkları söyleniyor. Bu da onlara ait çok özellikli bir tekne. Teknenin başında 'Hipoi' dediğimiz at başı var. Yelkenli bir tekne. 17 senenin sonunda bu tekneyi tamamıyla 'kavela zıvala' yaptık, yani bu teknede hiç çivi kullanmadık. Bu tekneyi çok hafif yaptık, toplam ağırlığı 6 ton. Kibele 24, Uluburun 30 tonluk bir tekne. Bu çok hafif oldu ve çok iyi yelken yapıyor. Geçen sene denize indirdik ve deneme seferi yaptık. Fenike Teknesiyle de İspanya'ya gitmeyi hedefliyoruz" diye konuştu.
62 günlük tarihi tekne yolculuğuyla Marsilya'ya ulaşmışlardı
Fotoğraf sanatçısı Selva Egeli de, Kybele Teknesi'nin M.Ö. 600'lü yıllarda kullanıldığını ve bir savaş teknesi olduğu söyledi. 2009 yılında Kybele'nin birebir aynısını yaparak tıpkı milattan önce 600'lü yıllarda olduğu gibi Phokaia'den (Foça) çıktıklarını ve Marsilya'ya ulaştıklarını hatırlatan Selva Egeli, "O zamanlarda gerçekleşen aynı yolculuğu bu tekneyle yaptık. Bu tekne kürek ve yelkenle hareket edebiliyor. Yolculuğu yaparken gönüllü sporcularımız da vardı. Biraz basık bir tekne ve içinde yaşam çok kolay değil. Gönüllü bir gruptan oluştuğumuz için sorun çıkarmadan yolculuğumuza devam ettik. Foça'dan başlayarak Yunanistan kıyılarından Marsilya'ya kadar geldik. Yolculuğumuz yaklaşık 62 gün sürdü. Avrupa'da böyle bir tekne olmadığı gibi bizim gibi de birebir replika çalışması yapılan projeler zaten çok yok" dedi.
Selva Egeli: "Şanslıydık tarih tekerrür etmedi"
Tarihte bilinen ilk tekne olan Uluburun Teknesi'nin replikasını da yaptıklarını kaydeden Selva Egeli, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tarihi günümüzden 3 bin 300 yıl öncesine dayanıyor. Uluburun Teknesi, o zamanların kargo teknesi ve Kıbrıs'a giderken Kaş yakınlarında batmış olan bir tekne. Biz de birkaç kez İstanbul'a ve Bodruma'a giderek tekneyi sergiledik ama esas amacımız Kıbrıs'a gidip onların yaptığı yolculuğun bir parçasına şahitlik etmekti. Açık denizdeyken korkunç bir rüzgarla karşılaşmıştık. Gece vaktiydi, tahtalardan sesler geliyordu ve de teknenin asıl battığı yere 8 mil kadar uzaktık. Şanslıydık tarih tekerrür etmedi. Bu teknelerde motor yok, çivi yok, tuvalet yok. İçerisinde yaşam kolay değil. Bu da biraz onlarla empati yapabilmemizi de sağlıyor." - İZMİR