Artvin'de Anagold'un da Ortak Olduğu Maden İşletmesine Tepkiler Sürüyor.
Artvin'de faaliyet gösteren Anagold firmasının ortağı olduğu maden ocağına tepkiler devam ediyor. Bazı sivil toplum kuruluşları, maden sahasında inceleme yaparak yeni bir facia yaşanabileceği uyarısında bulundu. Tepkiler arasında, dere yatağına hafriyat dökülmesi, çevre güvenliği ve iş güvenliği konuları da yer aldı.
UĞUR İSTANBULLU
(ARTVİN)- Artvin'de faaliyet gösteren İliç'teki facianın yaşandığı madeni işleten Anagold firmasının da ortağı olduğu maden ocağına tepkiler sürüyor. Bazı sivil toplum kuruluşları maden sahasında incelemede bulunarak, yeni bir İliç faciası yaşanabileceği uyarısı yaptı. Tema Vakfı Artvin Temsilcisi Kübra Elif Faryalı, "Burada da toprakta sıyrılma işlemi yapılıyor. Beni dehşete düşüren şey şu oldu; çalışma daha başlamadan şurada kendi ördükleri duvar yıkılmış. Bugün daha bu duvarları öremeyenler acaba içerisinde zehirli atıkların kullanılacağı bir maden işletmesinde süreci nasıl yönetecekler?" dedi.
Erzincan'ın İliç ilçesinde meydana maden faciasına yol açan Anagold firmasının da hissesi bulunduğu Artvin Madencilik'in Artvin'de bulunan altın-bakır maden işletmesine tepkiler sürüyor. Aralarında Tema Vakfı Genel Başkanı Deniz Ataç, Tema Vakfı Artvin il Temsilcisi Kübra Elif Faryalı, Maden Mühendisi Mehmet Turun, Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan, Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu üyesi Avukat Bedrettin kalın, dernek yöneticileri ve Yukarı maden Köyü ve Aşağı maden Köyü muhtarları ve köylü halkıyla birlikte maden sahasında inceleme yaptı, tepkilerini dile getirdi.
"İLK KURAL; DERE YATAĞINA HAFRİYAT DÖKÜLMEZ"
Yeşil Artvin Derneği Yönetim Kurulu üyesi Avukat Bedrettin Kalın şunları söyledi:
"İliç'te yaşanan durumla ilgili yoğun kaygılar var. Şöyle ki birincisi, İliç'teki maden kazasının sorumlusu olan şirket burada da işletmeci şirket. Dolaysıyla sabıkalı bir şirketle karşı karşıyayız. Orada yaşanan durumu ülke olarak gördük ve sonuçlarını birlikte yaşıyoruz. Aynı şirket gelip burada da madencilik yapmaya çalışıyor. İkincisi de, bu coğrafya İliç'ten daha sarp, dik ve parçalı bir arazi. Zemini de sağlam olmayan bir bölge dolayısıyla kamu yönetiminin de bazı noktalarda yetersiz olduğunu da görüyoruz. İliç'te de gördüğümüz manzara kamu kurumların denetim yapmamasıydı ve bakın gördüğünüz yer bir dere yatağı sıyırma işleminin yapıldığı bölgeyi yani derenin içini hafriyatla doldurmuşlar. Bütün çevre mevzuatında en önemli şeylerden birisi asla ve asla dere yataklarına hafriyat dökülemeyeceğidir. Bu hiçbir zaman uygulanmaz ama burada göz göre göre dere hafriyatla doldurulmuş. DSİ bütün dere yataklarından sorumlu olmasına rağmen ki birçok dereyi korumak için dere ıslahı adına dere katliamı yapıyor ama nasılsa gelip de bu dereye sahip çıkmamıştır. Evet, gördüğünüz gibi kaygılanmamızın sebeplerinden biri de maalesef kamu kurumlarının başıboş davranmalarıdır."
"İLİÇ'İN AYNISI BURADA DA YAŞANIR"
Aşağı Maden Köyü Muhtarı, "Benim fazla bir şey anlatmama gerek yok her şey anlatıldı zaten ve doğayı görüyorsunuz ve karşıdaki duvar çatlamış ve doğa zaten kendini anlatıyor" dedi.
Maden Mühendisi Mehmet Turun, "Burası bizim yöremiz ve vatandaşımızın talebi doğrultusunda buradaki maden sahasını görmek için geldik. Gördüğümüz manzara hem topoğrafya olarak hem dar bir dar bir vadi olarak İliç'ten daha riskli bir alan olduğu görülüyor. Gelecekte İliç'te gördüğümüz manzaranın aynısı burada da yaşanır" diye konuştu.
"ÇALIŞMA BAŞLAMADAN DUVAR YIKILMIŞ"
Tema Vakfı Artvin İl Temsilcisi Kübra Elif Faryalı, şunları söyledi:
"Bugün alanı ilk defa gördüm ve Tema Vakfının madenlerle ilgili çalışmalarını anlatan bir video yayınladı. Bunu bütün herkesin izlemesini istiyorum çünkü şu anda o filmde gösterilen sıyırma işleminin benzeri burada da yapılıyor. Burada da toprakta sıyrılma işlemi yapılıyor ama sıyırmanın yapılması için önce belli yolların açılması gerekiyor. Beni dehşete düşüren şey şu oldu ve çalışma daha başlamadan şurada görüyorsunuz kendi ördükleri duvar yıkılmış. Bugün daha bu duvarları öremeyenler acaba içerisinde zehirli atıkların kullanılacağı bir maden işletmesinde süreci nasıl yönetecekler? Burada iş güvenliği, çevre güvenliği ve doğa nasıl korunacak ve bununla ilgili gerekli denetimler yapılacak mı ve inanın bu görüntü beni dehşete düşürdü."
"TÜRKİYE'NİN HER TARAFI BU KONUDA RİSK ALTINDA"
Tema Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç ise şunları söyledi:
"Burada ne yazık ki İliç'te şu anda kazaya sebep olan firmanın Artvin Hod'da yapacağı maden alanındayız. Saha gezisi yapmaktayız. Bu madencilik değil arkadaşlar tamamen açık havada kimya fabrikası işletiyorlar yani bu bildiğimiz anlamda girdin bir yere, buldun damarı ve onu oradan çıkardın değil bu. Dördüncü grup ve biz de bu yüzden karşıyız çünkü açık havada kimyasalla yani kayanın içinden o azıcık miktarda olan madeni çöktürüyorsunuz. Hem çok su kullanıyorsunuz ve hem çok kimyasal kullanıyorsunuz. Burada henüz hazırlık yapılıyor, yani şöyle söyleyeyim bu coğrafyalar Artvin, Kazdağları ülkenin her yerleri bizim için çok özel ve değerlidir. Toprağıyla, ağacıyla ve her şeyiyle değerlidir bu topraklar ve uygarlığın beşiği olan Anadolu'dan bahsediyoruz ama biz şu anda bu toprakları patlatmaya, siyanürlemeye bulayıp altın çıkarmak için seferber olduk ve maalesef Artvin'de de başlıyor. Burada başlamışlar ama hala yeni yapılmış duvar çökmüş inanın dehşet verici. İliç'te de mesela ekim ayında gitmiştik ve oradaki atık barajına bakarken yanımızda ki arkadaşımız, dedi ki siz bırakın o havuzu bakın o pasalar var ya onlar inecek aşağıya dedi. Bu işler o kadar büyük miktarda toprağı suyu ve birçok operasyonu gerektiriyor ki bizim bunu normal hayatta anlayacağımız ölçüler değil bunlar. Şimdi burada hiç bir şey yapılmamış ve duvar kağıt gibi yırtılmış ve ben bu konuda hep söylüyorum sadece Artvin değil, sadece Ordu değil ve şu anda Türkiye'nin her tarafı bu konuda çok ciddi risk altında."
"BU VAHŞETİ DURDURMAMIZ GEREKİYOR"
Yukarı Maden köyünden Nurettin Erdem, "80 yaşındayım ve 80 yıldır da bu köyde yaşıyorum. Buranın altından eskiden su giderdi ve toprak kayardı ve şimdi zaten belli bakın duvar yapılmış ve kaymış durumda. Bizim yukarıda yaylalarımız var ve bu dere kuru dere değil sulu deredir" dedi.
Yeşil Artvin Derneği Başkanı Neşe Karahan, "Bu coğrafya bu kadar tahribatı kaldırmaz artık. Artvin'in yüzde 71'i madene ruhsatlı ve merkez ilçenin yüzde 92'si madene ruhsatlı ve burası da merkez ilçeye bağlı köylerden biri ve maalesef 1.93 hektarla başlayıp 3 bin 500'e kapasite artırımıyla çıktılar. Daha ön hazırlık aşamasında yaptıkları tahribat ve facia ortada. Bütün Artvin halkının bütün ülkemizin duyarlı insanları bu vahşeti durdurmamız gerekiyor" diye konuştu.
"ÜLKEMİ DE KÖYÜMÜ DE TOPRAĞIMI DA SEVİYORUM"
Yukarı Maden Köyü halkından Ömer Karadeniz, "Bu köyde doğdum ve 70 yaşındayım ve 50 senedir Almanya'da yaşıyorum ama her sene tatilimi burada geçiriyorum. Bu coğrafyada olmaktan, şu derenin sesini duymaktan müthiş keyif alıyorum ve ülkemi de köyümü de toprağımı da seviyorum. Madenlerle ilgi burada toplantı oldu ve nasıl söyleyeyim çok şeyleri yanlış görüyorum. Ülkemizin zenginliklerine emperyalistler ve onların işbirlikçileri gelmiş bu zenginlikleri götürüyorlar. Çok yanlış çıkarılan madenin yüzde 98'ini götürsünler yüzde 2'sini burada bıraksınlar ve bana göre bu vatanımıza ihanettir" diye konuştu.