Barış: Yeni Türkiye'nin Dili, Barış Dili Olmalı
Ak Diyarbakır Milletvekili Aday Adayı Abbas Barış, "Yeni Türkiye'nin dili barışın dili olmalıdır" dedi.
Adalet ve Kalkınma Partisi ( Ak Parti ) Diyarbakır Milletvekili Aday Adayı Abbas Barış, bölgemiz ve ülkemiz gündemine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Çatışmalar, kaos ve savaşların hem insanları her yönden felakete sürüklediğine dikkati çeken Abbas Barış, şu görüşleri dile getirdi:
"Savaş insanları mahveden kötülüklerin en önemlisidir. Savaş milletlerin varlığını yok eder; ziyan olmasına sebep olur; en iyi insanları yok eder ve kötülükleri yüceltir; bir ülkeye her türlü karışıklığı, anarşiyi ve yozlaşmayı getirir. Barış ise milletleri refah ve mutluluğa eriştiren en iyi yoldur, insanoğlu için en iyi yöntemdir. Bu ülkenin tüm insanları huzur içinde, barış içinde kardeşçe çok fazlasıyla yaşamayı hak etmektedir. Son 35 yıldır barışımıza huzurumuza ve refahımıza kast edenlere artık fırsat vermemeliyiz. Artık milletimiz Avrupa'nın bir dönem başına bela olan ilkel milliyetçilik zehrinden kurutulmalıdır. Bu ülkenin ortak değerleri olan tarihi kader birliği ve İnancın bir gereği olan değerlerde buluşmanın yollarını artırmalıdır. Bu ülkenin asli unsuru olan Türkler ve Kürtler aynı kaderi ve acıyı Anadolu'da tanıştıkları tarihi günden bugüne birlikte yaşamışlardır. Kız alıp kız vermişlerdir. Ayrıları gayrıları olmadığı gibi birbirilerine husumet beslememişlerdir.
Zorbalık ve Keyfilik Dönemine Son Verildi
Bugün bu ülkede eski devlet aklı iflas etmiştir. Zorbalık ve keyfilik dönemi bitmiştir. Eski dönemin 'Devlet Aklı', bir dönem vatandaşlarımızın yaratılıştan getirdikleri temel insan haklarını gasp etme hakkını kendinde görürken, 'yeni Devlet Aklı' tam tersine duruş sergilemektedir. Zira bugün geçmişin bu yanlışlarını ortadan kaldırmak isteyen, gasp edilen ve ellerinden alınan kültürel hakların devri için çabalayan 'yeni bir devlet aklı' var. Bu yeni devlet aklı, Türklerin kardeşi ve diğer yüzü olan Kürtlerin demokratik 'gerçekçi' hakları olan temel ihtiyaçlarını karşılamaya başlamış ve buna samimiyetle devam etmektedir. Bu ülkede Türklerin ve Kürtlerin birlikteliği ve kardeşliği; derin güçlerin, resmi ideolojinin, seçkinci elitlerin, milliyetçi hayalperestlerin, hastalıklı ve zehirli siyasi ideolojilerin ve oluşumların tümünden daha değerli ve kıymetlidir. Geldiğimiz nokta Ak Parti iktidarları ile başlayan 'Yeni Devlet Aklı'nın reddettiği yegâne şey, 'Etnik Milliyetçilik'tir"
İthal İdeolojilere Red
'Ak partinin, bu ayrıştırıcı ve bölücü dili oluşturan ithal ideolojiyi en başından beri reddettiğini ve milliyetçiliğin bizim toprakların ürünü olmadığına' dikkati çeken Barış, şöyle devam etti:
"Sözüm ona tepeden inme diğer 'devrim kanunları' gibi yüzde yüz ithaldir. Yabancıdır, bu yüzden bize yabancı olan ve bütünlüğümüzü zehirleyen bu türden 'ırkçı ve ayrıştırıcı' ideolojik yaklaşımlar, içinde bulunduğumuz bu barış mevsiminde herkesim tarafından artık terk edilmelidir. Barış içinde, eşitliğin ve özgürlüğün sembolü olmuş bir ülkenin hayalini taşıyan her vatandaş, içinde bulunduğumuz bugünlerde üzerine ne düşüyorsa onu yapmaya devam etmelidir. Biz istiyoruz ki, bu ülkede artık yasaları mermerler ve kitaplar üzerine değil, tüm insanlarımızın yüreğine yazılı hale getirelim. Adaleti milletimizin gönlüne işleyelim, barışı ve kardeşliği bu ülkede baki kılmanın yollarını yeniden inşa edelim. Bütün bunlardan dolayı Haziran 2015 seçimleriyle kurumsallaşacak olan şey nedir diye kendimize soracak olursak şayet, o da şudur; barış ve kardeşlik içinde bir "Yeni Türkiye"nin ilanıdır. Buna bağlı olarak; ülkemizin her karış toprağında illeri demokrasi, temel insan hak ve özgürlüklerinin yüzde yüz tesisi edilmesidir.
Darbe Anayasası Tamamen Ortadan Kalkacak
Bizim için Haziran 2015 seçimleri şu nedenlerden dolayı hayatidir. Birincisi; yasakçı ve dışlayıcı "Eski Devlet Aklı"nın terk edildiği 'Kucaklayıcı ve Kapsayıcı Yeni Devlet Aklı'nın tamamen egemen olduğu günün sabahıdır. İkincisi; İnsan hakları önünde hiçbir yasağın ve engellememenin olmadığı bir Türkiye'nin ilanı ve 35 yıldır süren şiddet dilinin tamamen terk edilmesidir. Üçüncüsü; aslımıza yani değerler dünyamıza dönüşün ve kültürel haklar ile Anadil üzerindeki yasakların rafa kalktığı dönemin başlangıcıdır. Dördüncüsü; Üzerimize giydirilmiş olan deli gömleği "Darbe Anayasa"sının tamamen ortadan kaldırılacağı ve bu topraklarda yaşayan halklara hitap eden milletin kendisinin yapacağı "Yeni Anayasa"nın başlangıç tarihidir. Beşincisi; Köhnemiş ve bize artık dar gelen "Parlamenter Sistemin" bitişi ve 'Başkanlık Sistemi'nin ilan edileceği günün miladıdır"