Haberler

Bursa Kent Sempozyumu Başladı

Güncelleme:
Abone Ol

Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Bursa İl Koordinasyon Kurulu'nun, 3'üncüsünü düzenlediği Bursa Kent Sempozyumu, Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) Yerleşkesi'nde başladı.

Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Güney Marmara Şubesi Başkanı Mustafa Arık, Bursa'da yaşayan herkesle birlikte teknik ve yerel yöneticilerin de, Marmara Denizi'nden geçen fay hattının olası kırılmasıyla yaşanacak depreme odaklandığını, ancak Bursa'nın içinden geçen kırık fay sistemleriyle ilgilenmenin kimsenin aklına gelmediğini söyledi.

Türkiye Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) Bursa İl Koordinasyon Kurulu'nun, 3'üncüsünü düzenlediği Bursa Kent Sempozyumu, Bursa Akademik Odalar Birliği (BAOB) Yerleşkesi'nde başladı.

Bugün ve yarın devam edecek sempozyumda, Bursa'nın afet riskinden planlamasına, doğal kaynaklar ve çevre sorunlarından, enerji ve sanayi yapılanmasına, tarım ve gıda potansiyelinden, ulaşım ve trafik sorununa kadar uzanan pek çok sorun ve konuda, onlarca öğretim üyesi, mimar ve mühendis bildiri sunuyor.

Sempozyumun bu sabah İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Bursa Şubesi Konferans Salonu'nda düzenlenen, "Kent Planlaması ve Kent-İnsan İlişkileri" başlıklı ilk oturumunda, JMO Güney Marmara Şubesi Başkanı Mustafa Arık da bir bildiri sundu. Arık'ın, "Bursa'da Kent Planlaması – Yerel Yönetimler ve Yerbilimlerinin Katkısı" başlıklı sunumu, katılımcılar tarafından ilgiyle takip edildi.

BURSA FAYI NE OLACAK?

Mustafa Arık, 2006 yılında JMO'nun Bursa'nın depremselliği ile ilgili olarak düzenlediği panelde Prof. Dr. Okan Tüysüz'ün Geyve-İznik kırık sisteminin Bursa için etkili olacağını çünkü 500 yıldır sismik boşluk konumunda olduğunu ortaya koyduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:

"Bursa'da yaşayan herkesle birlikte teknik ve yerel yöneticiler de, Marmara Denizi'nden geçen fay hattının olası kırılmasıyla yaşanacak depreme odaklanmış. Ancak Bursa'nın içinden geçen kırık fay sistemleriyle ilgilenmek kimsenin aklına gelmiyor.

Yapılacak imar çalışmalarında muhtemel heyelan alanların taşkına neden olabilecek dere yatakları ve deprem dalgalarına duyarlılığını tespit etmek çok önemli. Yerel yönetimlerin başkan ve alt kadroları bilinçli davranıp, şehirleşmede sık bina anlayışından vazgeçmeli, seyrek yapılaşmaya yönelmeli. Ayrıca deprem sonrası halkın kısa sürelerle emniyetle kalabilecekleri boş alanlar bırakılmalı."

PLANLAMANIN ÖNEMİ…

Arık, geçmiş dönemde Bursa'daki yapılaşmanın tarımın önemi gözetilerek masif kayaçların oluşturduğu şehrin tepelik bölümünde yer aldığını, ancak 1950'li yılların hemen ardından yerel yöneticilerin oy kaygısıyla tehlikeli kent zeminlerine doğru yapılaşmaya göz yumduklarını savundu.

Bu noktada planlamanın öneminin ortaya çıktığına vurgu yapan JMO Şube Başkanı Arık, şöyle devam etti:

"Ülkemizi ve şehrimizi yönetenlerin, uzun dönemi kapsayacak biçimde plan ve program yapmamaları, kaçak ve tehlikeli yapılaşmanın en önemli nedeni. Eğer hızla gelen sanayileşmeye plan ve programla karşılık verilebilseydi bugün bu sorunu yaşıyor olmazdık. Plansızlık çarpık yapılaşmayı getirmiştir. Belediyelerimiz hala yeni planlı imar alanları açmıyor.

Göçle kente gelen orta halli vatandaş da, imar planı dışında ucuz arsa alıp, hiçbir alt ve üst yapı hizmetinden yararlanmayı düşünmeden kendisine enkaz olacak binaları yapıyor. Belediyeler de imar planı dışındaki bu yapılara elektrik-su gibi gereksinimleri götürüp çarpık yapılaşmaya destek oluyor."

İmarlı alanlarda da sorun yaşandığına dikkat çeken Mustafa Arık, bu noktada belediye başkanlarının kendi baskı gruplarının etkisinde kalıp, daha önce 3 kat olan imar iznini, 5-6 kata çıkarmaya, yeşil alanları da yapılaşmaya açtıklarını dile getirdi.

KENTSEL DÖNÜŞÜMDEKİ SORUNLAR VE DOĞANBEY…

JMO Güney Marmara Şube Başkanı Mustafa Arık, günümüzde eski ve düzensiz yapılaşmayla mücadele adına kentsel dönüşüm projelerine başlandığını da anımsatarak, yapılan bu planlamanın da ciddi sorunlara yol açabildiğine değindi.

Arık, özellikle Doğanbey Kentsel Dönüşüm Alanı'ndaki yapılaşmayı örnek göstererek şöyle konuştu:

"Bunun en güzel örneği Doğanbey Mahallesi'dir. Zemin ve deprem durumu göz önüne alınmamıştır. Şehreküstü gibi şehrin ortasındaki en kalabalık bölgede bir de Doğanbey konutları inşa edilip burada geniş bir alanın boğulmasına neden olunmuştur.

Bursa 1. Derece deprem bölgesidir. Her an büyük bir deprem beklenmektedir. Bu sıkışıklık içinde halkın bir deprem anında kısa süreli birkaç saatliğine bulunabileceği boş alan maalesef yoktur. Bu yapılan kötü plana en iyi örnektir."

Arık, belediyelerin imar alanları açarken, tarım yapılmasına daha az olanak tanıyan, düşük meyilli, Nneojen-Miyosen yaşlı birimler üzerindeki alanları seçmesinde yarar olduğunu kaydetti.

Kaynak: Bültenler / Yerel

Yerel Yerel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title